"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2443 Esas, 2024/459 Karar
HÜKÜM : Direnme
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/123 E., 2019/672 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit ve banka teminat mektubunun iadesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya direnme kararı verilmiştir
Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından düzenlenen 02.03.2015 tarih ve A-029358 seri nolu 52.081,00 TL bedelli faturada belirtilen malların müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkili ile davalı arasında alacak borç ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek, anılan fatura nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve İNG Bank Mersin Şubesince düzenlenen 134 TM 117744 sayılı 10.10.2013 tarihli 150.000,00 TL tutarındaki teminat mektubunun iadesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; menfi tespit davasında, eda hükmü niteliğinde teminat mektubu iadesinin de talep edilemeyeceğini, bu talebin tefrik edilerek ayrı harç alınması gerektiğini, müvekkili davalı şirket ile davacı şirket arasında 19.10.2012 tarihli "Münhasır Dağıtım Sözleşmesi" imzalandığını, sözleşmenin 5.9 maddesinde, sözleşmeye konu ürünlerin muhafazası için gereken derin dondurucu dolaplarla ilgili hükümlerin yer aldığını, dava konusu faturanın, işbu sözleşmenin 5.9 maddesi gereğince müvekkili tarafından davacıya teslim edilmiş olan dolapların iade edilmemesi nedeniyle düzenlendiğini, taraflar arasında sözleşme bulunmasına rağmen davacının faturaya konu ticari ilişkiyi ve malların teslim alındığını açıkça inkar ettiğini, tarafların ticari defterleri incelendiğinde ticari ilişkinin varlığının ortaya çıkacağını, ayrıca fatura konusu dolapların teslim edildiğine dair tutanakların mevcut olduğunu, öte yandan faturanın düzenlendiği 02.03.2015 tarihinde müvekkili şirkete bir kısım ödemeler yapıldığını, müvekkilinin davacıdan 21.085,56 TL tutarında alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu faturanın her iki tarafın defter ve kayıtlarında yer almadığı, fatura münderecatındaki emtianın teslimine dair herhangi bir belge ve kaydın bulunmadığı, bu fatura dışında cari hesaptan kaynaklı 21.085,56 TL alacak hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, bu alacağın ödendiği ve bu hususun dava konusu olmadığı, dava konusu A-029358 seri numaralı 02.03.2015 tarihli 52.081,02 TL bedelli faturadan dolayı davacının borçlu olmadığı, davalı tarafın herhangi bir alacağı ve riski kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin12.03.2021 tarihli 2020/201 Esas, 2021/475 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin tüm davalı vekilinin ise vekalet ücreti ve yargılama masraflarına yönelik istinaf gerekçeleri dışında kalan sair istinaf itirazlarının İlk Derece Mahkemesi kararında tartışılıp değerlendirilen ve usul ve yasaya uygun bulunan gerekçeler nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dava konusu teminat mektubunun dava tarihi itibari ile iade edilmemesinde davalının haklı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarında kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kabulü ile 02.03.2015 tarih ve A-029358 seri nolu düzenleyeni ... Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş, borçlusunun davacı olduğu faturadan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından davalıya verilen ING Bank A.Ş ... Şubesi tarafından düzenlenen 134 TM KE 11744 nolu 150.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 11.04.2023 tarih, 2021/4971 E. ve 2023/2228 K. sayılı kararıyla mahkemece davalı yandan dava edilen faturaya konu malların davacıya teslimine ilişkin bilgi ve belgelerin sunmasının istenmesi, davalı yana ispat hakkı tanınması gerekirken eksik değerlendirme ile sonuca gidilmesi doğru olmadığı, kabule göre de, taraflar arasındaki 19.10.2012 tarihli münhasır dağıtım sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesinde dava edilen faturaya konu malların iade yükümlülüğü davacı tarafta olup mahkemece bu hususun kararda tartışılmamasının da doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma ilamında belirtilen bozma sebebinin 30.11.2017 tarih, 2017/864 E. ve 2017/1382 K. sayılı kararda ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması sebebi yapıldığı, direnilen kararda da bu hususun belirtildiği, kaldırma kararı doğrultusunda davalı vekilinden cevap dilekçesinde belirttiği dava konusu derin dondurucu dolap ve mısır arabalarının teslimine ilişkin belgeleri sunmasının istenilmesine, davalı vekilinin kaldırma kararının da buna ilişkin olduğunu bilmesine rağmen cevap dilekçesinden itibaren sunacağını belirttiği teslime ilişkin belgeleri sunmadığı, davalı vekilinin cevap dilekçesinden itibaren sunacağını belirttiği teslime ilişkin belgelerinin, yargılamanın hiçbir aşamasında sunulmadığı hususu geekçede değerlendirilip, tartışılmış olmasına rağmen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 145 inci maddesine aykırı olarak Yargıtay bozma ilamının gerekçesinde davalı vekiline bu imkan tanınmasının gerektiğinin belirtilmesi nedeniyle ve yine kabule göre 19.10.2012 tarihli Münhasır Dağıtım Sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesinde dava edilen faturaya konu malların iade yükümlülüğü davacı tarafta olup mahkemece bu hususun kararda tartışılmamasının doğru olmadığı ve bozmayı gerektirdiği belirtilmiş ise de; kararda; davacı adına düzenlenen dava konusu 52.081,02 TL bedelli faturanın tarihinin 02.03.2015 tarihli olduğu ve bu tarihten sonra düzenlenen tarafların kabulünde olan 31/03/2015 tarihi itibariyle davacının davalıya 21.085,56 TL bakiye borcu olduğuna ilişkin mutabakat belgesi gözetildiğinde ilk derece mahkemesince davanın kabulünün doğru olduğu gerekçesine yer verildiği gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; derin dondurucu dolapların davacı tarafça teslim alındığına karine olarak kabul edilip edilmeyeceğinin tartışılmadığını, oysa sözleşme ile birlikte değerlendirildiğinde dolapların teslim edildiğinin karine olduğunun açık olduğunu, dolapların iade edilmediğinde düzenlenecek faturaya davacının itiraz etmeyeceğini, ürünlerin muhafazası amacıyla derin dondurucu dolapların mülkiyeti müvekkilinde kalmak üzere ariyet olarak müvekkilinden davacının temin ettiğini ve kendi müşterilerinin adreslerine bıraktırdığını, dolapları iade edilmesinden davacının sorumlu olduğunun sözleşme de yer aldığını
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, faturaya dayalı menfi tespit ve teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının isabetli olduğu anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkraları uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.