"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/819 Esas, 2023/1078 Karar
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ortağı olduğu ... Gıda San. A.Ş.'nin 06.07.2012 tarihli genel kurul kararı ile eski yönetim kurulu üyeleri davalılar ..., ... ve Dursun Güder' in ibra edilmediğini öğrendiğini, davalıların şirketi iyi yönetmemeleri nedeni ile ibra edilmediğini, şirkete ait işletmenin muvazaalı olarak davalı ...’a devredildiğini, şirket ortaklarından mal kaçırmaya yönelik işlem yapıldığını, söz konusu işletmenin ... markasının 2.000,00 TL bedel ile davalıya satıldığını, genel kuruldan yetki almadan bu işlemin yapılamayacağını, davalıların şirket stoklarını ve makinelerini ...’a satış yaptıklarını ayrıca şirketi sahte olarak borçlandırdıklarını, şirket defter ve kayıtlarını yeni yönetime teslim etmediklerini, şirketin aktifinin tümünü ...’a devredildiğini, bu işlemin mutlak hükümsüzlük nedeni ile geçersiz olduğunu, şirketin yegâne işletmesinin 3 üncü bir kişiye kiralanamayacağını, marka devrinin de muvazaa nedeni ile geçersiz olduğunu, satış bedeli ile gerçek bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu, 300.000,00 TL değerindeki makinelerin ... Gıda firmasına satış gösterildiğini belirterek şirketin fabrikasının ...’a kiralanmasına ilişkin 23.01.2012 tarihli sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitine, kiracı görünen davalı ...'ın fuzuli şagil olduğunun tespiti ve işletmenin müştemilat ve teferruatı ile müvekkilinin ortağı olduğu şirkete teslimine, şirkete ait ... markalarının ...’a devri işleminin geçersizliğinin tespiti ve mevcut işlemlerin iptali ve markaların şirket adına tesciline, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 30.000,00 TL mahrum kalınan kârın tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı tarafından 17.07.2023 tarihli ıslah dilekçesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 556 ncı hükmü gereğince, iflas masasından alınan yetki uyarınca şirket ortakları ve alacaklılardan kaçırılan kazanç mahrumiyetinden davalıların ne miktar sorumlu olacağının ayrı ayrı tespiti ile şimdilik 850.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar ... ve ... vekilli cevap dilekçesinde; davacı ...'ın yönetim kurulu üyesi ...’un kayınvalidesi olduğunu, ...’un ... ve ...’un kardeşi olduğunu, ... A.Ş.’nin bir aile şirketi olup ...’un ... vekili olarak işlem yaptığını, işletmenin kiraya verilmesinin şirket çıkarlarını gözeten bir karar olduğunu, yönetim kuruluna kiralama yetkisinin verildiğini, borçlarını ödeyemeyen firmanın işletmeyi devam ettirmek için kira kontratı imzaladığını, ... markasının satışının kesinlikle muvazaalı olmadığını, bu markayı ...’un sattığını müvekkillerinin ... firmasında basiretli bir iş adamı gibi çalıştıklarını, şirkete kefil olduklarını, ..., ... ve ...’un davaya dâhil edilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... ... vekili cevap dilekçesinde; davacının şirketin tüm işleyişini bildiğini, şirketin faaliyet yapamaz durumda bulunduğunu, ... ile iki ayrı kira kontratının olduğunu, ... markasının satışının kesinlikle muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
3.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin gıda tedarikçisi iken ... A.Ş.’den ürün satın aldığını, ... A.Ş.’nin borçlarını ödemeyecek duruma gelmesi sebebiyle müvekkilinden 3 yıllık kira bedeli karşılığı işletmeyi kiraya verdiklerini, kira sözleşmesinin ... A.Ş. yetkilisi ... ile yapıldığını, ...'un ... A.Ş.’nin yetkilisi olup usulüne uygun bir kira sözleşmesi yapıldığını, ... markasının usulsüz olarak değerinin altında devredildiği iddiasının da doğru olmadığı, bu markanın uzun süredir üretim yapmadığını, başka firmalara ait markalarla fason üretim yaptığını, markanın devir ve temlikinin usulüne uygun yapıldığını, davacının iddia ettiği sahte ödeme dekontlarının soyut-gerçek dışı olduğunu, işletmeyi satın almadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan incelemeye göre, kiralama tarihi itibari ile fabrikaların kiralama bedelinin 16.500,00 TL / ay olarak hesaplandığı, dava dışı ... A.Ş. ile davalılardan ... arasında akdedilen 23.01.2012 tarihli kira sözleşmesinin incelenmesinde 23.01.2012 tarihli bu sözleşmeye istinaden 10 yıl süreyle kiralandığı sözleşme tarihi itibariyle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6762 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanması gerektiği, buna göre bu Kanunun 443 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince ortaklar kurulunun kararı olmadan şirketin malvarlığı için önem taşıyan unsurların (tek malvarlıkların) devredilemeyeceği, bu konuda çoğunlukla bir karar alınması gerektiği, kira sözleşmesinin yönetim kurulu tarafından genel kurul kararı olmaksızın yapılmasında genel kurul kararının bulunmaması / yokluğu nedeniyle işlemin geçersiz olduğu, rayiç kira bedelinin (KDV hariç) 13.983,05 TL olması gerektiği, böylece yaklaşık %235 daha fazla bedel ile kira elde edilmesi gerektiğinden muvazaa olgusunun sabit olduğu, ... markasının ...’a devir bedelinin 2.000,00 TL olarak belirlendiği, bu bedelin de marka değerinden düşük olduğu, davacının davalı şirketin maruz kaldığı kâr kaybının ... A.Ş.’ye ödenmesine dair talebi değerlendirildiğinde, 6762 sayılı Kanunun 341 inci maddesine göre yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için genel kurul kararı ya da %10 azlığın talebi ve denetçilerin azlık adına dava açması şartlarının bulunması
gerektiği, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 549-560 hükümleri uygulandığında ise bu konuda bir düzenleme bulunmadığından her bir pay sahibinin şirkete ödenmesi kaydıyla dava açabileceğine ilişkin hüküm bulunduğundan açılan davanın dinlenebilir nitelikte olduğu, kira sözleşmesinin ve ayrıca ... markasının ...’a devredilmesine ilişkin işlemin geçersiz olduğu, şirket yöneticilerinin bu zarardan sorumlu tutulabilmesinin mümkün olduğu, dava tarihi itibari ile kira sözleşmesinden dolayı (KDV hariç) 98.280,51 TL zararının bulunduğu, marka devrine ilişkin ise herhangi bir tespitin yapılmasının mümkün olmadığı, şirketin 2011 ve 2012 yıllarında zarar ile kapattığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu şirkete ait fabrika binasının ...’a kiralanmasına ilişkin 23.01.2012 tarihli kira sözleşmesinin şirketin hayati önem taşıyan malvarlığının genel kurul kararı almaksızın kiralanması işleminin yoklukla malul olduğunun tespitine, fabrika binasının ...’a kiralanmasında bu davalının fuzuli şagil olduğundan bu davalının fabrika binasına ve kiralanan tüm ekipmanlara el atmasının önlenmesine, binanın ve kiralanan tüm makine ve teçhizatın şirkete teslimine, şirkete ait 99/018603 ve 2006/04307 tescil numaralı ... markalarının davalı ...’a devrinin çok düşük bir bedelle de şirket genel kurulunun kararı olmaksızın yapılmış olması nedeniyle muvazaalı olduğunun tespiti ile davalının bu markayı kullanmasının önlenmesine, bu markanın şirketin kullanmasını tahsis edilmesine, davacının talep ettiği dava tarihine kadar olan (KDV hariç) kâr kaybı 98.280,51 TL ilişkin maddi tazminatın davalı yönetim kurulu üyeleri olan ..., ... ve ...’in ve muvazaa iddiası kabul edilmiş olduğundan diğer davalı ...’dan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili ile dava konusu olan ... Gıda A.Ş.’ye ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, şirket yöneticilerinin ve üçüncü kişinin birlikte gerçekleştirdiği muvazaalı işlemlerden nedeniyle doğan zararın tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6102 sayılı Kanun'un 556 ncı maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Davacı dava dilekçesinde; davacının ortağı olduğu şirketin fabrikasının ...’a kiralanmasına ilişkin 23.01.2012 tarihli sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitine, kiracı görünen davalı ...'ın fuzuli şagil olduğunun tespiti ve işletmenin müştemilat ve teferruatı ile müvekkilinin ortağı olduğu şirkete teslimine, şirkete ait markaların ...’a devri işleminin geçersizliğinin tespiti ve mevcut işlemlerin iptali ve markaların şirket adına tesciline, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 30.000,00 TL mahrum kalınan davalılardan müteselsilen tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacının ortak olduğu şirketin iflas etmesinden sonra davacı ıslah dilekçesi ile taleplerini değiştirerek 6102 sayılı Kanun'un 556 ncı hükmü gereğince, iflas masasından alınan yetki uyarınca şirket ortakları ve alacaklılardan kaçırılan kazanç mahrumiyetinden davalıların ne miktar sorumlu olacağının ayrı ayrı tespiti ile şimdilik 850.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Ancak dava ıslah edilmesine rağmen mahkemece ıslah dilekçesi değerlendirilmeksizin dava dilekçesi doğrultusunda yargılama yapılarak dava dilekçesindeki taleplere ilişkin hüküm kurulması hatalı görülmüştür. O halde davacının 17.07.2023 tarihli ıslah dilekçesindeki talepleri dikkate alınarak yargılama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2.Bozma sebebine göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bend uyarınca Mahkeme kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bend uyarınca davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı ile davalı ...'a iadesine, 17.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.