"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
SAYISI :2020/2176 Esas, 2024/129 Karar
HÜKÜM :Davanın reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ :İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2020/209 E., 2020/502 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 567.540,00 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369/2 hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından 17.08.2015 tarihinde davalı bankanın .... Şubesine imza mukabili elden verilen yazılı ödeme talimatı ile müvekkilinin şube nezdindeki vadesiz ticari mevduat hesabından 2.159.695,84 TL’nin Nisan-Haziran 2015 dönemi kurumlar vergisi ödemesi olarak Orhangazi Vergi Dairesinin hesabına havale yapılmasının istenildiğini, davalı bankanın talimata ve şirket hesabında yeterli bakiye olmasına rağmen verilen talimatı gerçekleştirmediğini, ödemeyi ve talimatı bir gün gecikme ile, 18.08.2015 tarihinde, 1.010,56 TL gecikme zammı ile birlikte ilgili vergi dairesi hesabına aktardığını, gecikmenin davalı bankanın kusurundan kaynaklanması nedeniyle müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan 1.010,56 TL tutarındaki gecikme zammının, davalı banka tarafından, 18.11.2015 tarihinde “ref.80330 vergi telafi cost” açıklaması ile müvekkili şirketin hesabına iade edildiğini, davalı bankanın kusur ve hatasından kaynaklanan 1 günlük geç ödeme nedeniyle davacının 2017 kurumlar vergisi beyannamesinde beyan ettiği 9.247.987,44 TL tutarındaki kurumlar vergisi üzerinden %5 vergi indiriminin hesaplanmadığını 462.399,37 TL vergi indiriminden faydalanamadığını, bu tutarı vergi dairesine ödemek zorunda kaldığını, bu tutarın iadesi için 11.06.2018 tarihinde ilgili vergi dairesine başvuru yapıldığını, vergi dairesinin 21.09.2018 tarihli yazısı ile davalı bankanın kusurundan kaynaklanan bir günlük geç ödeme gerekçe gösterilerek müvekkiline iade yapılmadığının açıklandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı bankanın kusur ve/veya ihmalinden kaynaklanan nedenlerle vergi dairesine ödenmek zorunda kalınan 462.399,37 TL zararın, zarar tutarının öğrenildiği beyanname tarihi olan 24.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının zararı 24.04.2018 tarihinde vergi dairesine beyanname verilmesi suretiyle öğrendiği, dava tarihi itibariyle öğrenmeden itibaren 2 yıl ve haksız eylemin gerçekleştiği 18.08.2015 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmadığı, davalı bankanın 18.08.2015 tarihinde gerçekleşen talimata aykırı işlem nedeniyle doğan davacı zararını 18.11.2015 tarihinde “ref.80330 vergi telafi cost” kaydı ile ihtirazi kayıt koymaksızın ödediği, böylece yapılan haksız fiilde %100 oranında kusurunu kabul ettiği, bu kabul sonucu olarak Orhangazi Vergi Dairesinin 21.09.2018 tarihli yazısı ile davacının 2017 yılına ait kurumlar vergisi borcundan %5 vergi indirimi yapılmaması sonucu doğan 462.399,37 TL zararından da davalı bankanın %100 oranında sorumlu olduğu, ancak kısa kararda maddi hata sebebiyle 462.389,37 TL yazıldığı gerekçeli kararın yazımı sırasında fark edildiğinden bu maddi hatanın gerekçeli karar yazılırken düzeltildiği, davalı bankanın Beyoğlu 5. Noterliği’nin 13.11.2018 tarihli ihtarnamesini 14.11.2018 tarihinde tebliğ aldığı, ihtarda verilen 5 iş günlük sürenin sonunda davalının 21.11.2018 tarihinde temerrüde düştüğü ancak, kısa kararda maddi hata sebebiyle 20.11.2018 tarihinin yazıldığı gerekçeli kararın yazımı sırasında fark edildiğinden bu maddi hatanın da gerekçeli karar yazılırken düzeltildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 462.399,37 TL'nin 21.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile vergi mevzuatı ve bankacılık uygulamalarına göre davalı banka tarafından vergi ödemesinin yapılabilmesi için vergi tahakkuk barkod fişinin de bankaya iletilmesi gerektiği, davacı tarafından 18.08.2015 tarihi saat 09.20'de tahakkuk fişinin bankaya iletildiği, akabinde hemen ödemenin gerçekleştiği, bu durumda davalı bankanın gecikmede sorumluluğu bulunmadığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı şirketin vergi borcu ödemesine ilişkin davalı bankaya verdiği havale talimatının gereği gibi süresinde yerine getirilmemesi nedeniyle davacının vergi indiriminden faydalanamayarak vergi dairesine ödemek zorunda kaldığı bedelin davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, davacı şirketin vergi borcu ödemesine ilişkin davalı bankaya elden verdiği 17.08.2015 tarihli havale talimatının gereği gibi süresinde yerine getirilmeyerek, 18.08.2015 tarihinde gerçekleşen talimata aykırı işlem nedeniyle davacının vergi indiriminden faydalanamayarak vergi dairesine ödemek zorunda kaldığı bedelin davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir.
Davalı bankanın 18.08.2015 tarihinde gerçekleşen talimata aykırı işlem nedeniyle doğan davacı zararını (gecikme cezasını) 18.11.2015 tarihinde “ref.80330 vergi telafi cost” kaydı ile ihtirazi kayıt koymaksızın ödediği dikkate alındığında, elden getirilen havale talimatında bir eksiklik bulunması halinde bunun tamamlanması hususundaki sorumluluğa taraflar arasında akdedilen Ticari Müşteri Sözleşmesinde yer verilmiş, müşterinin yükümlülükleri sözleşmenin 77. maddesinde, bankanın sorumlu olmadığı durumlar da 78. maddede düzenlenmiştir. Davacı şirket ile davalı banka arasında imzalanan “Ticari Müşteri Sözleşmesinin" 78. maddesinde; “Banka, müşterinin fax talimatını aldığında, 77. madde uyarınca gönderilecek yazılı teyidi beklemeksizin, talimatın gereğini kendi anlayışına göre yerine getirecektir.Ancak, Banka herhangi bir neden ileri sürmeksizin kendi taktirine göre faxla iletilen talimatı yerine getirmeyi ret hakkını saklı tutar. Banka, faxla kendisine iletilen talimatın üzerindeki imzaları Müşterinin kendisine tevdi ettiği imza sürküleriyle karşılaştırırken makul bir dikkat gösterecektir. Müşteri bankanın, Faks metniyle asıl talimat yazısı ve/veya imza sirküleri arasındaki ilk bakışta ayırt edilemeyecek imza benzerliklerinden, fax talimatı ve/veya ekli belgelerle ilgili yanlışlık, hata, hile ve sahtecilik sonuçlarından, bağlı olduğu genel veya özel iletişim araç ve sistemlerinin işlememesinden veya arızalanmasından; Müşterinin bu sözleşmede numarası yazılı fax cihazı dışındaki bir cihazdan bankaya fax talimatı göndermesi durumunda ortaya çıkacak sonuçlardan, fax talimatıyla gelen bilgi ve talimatın ve/veya eklerinin yanlış ve yetersiz olmasından, yanlış veya değişik fax numarasına veya eksik iletilmiş olmasından, teyit için olduğu belirtilmeden teslim edilecek talimat asıllarına istinaden mükerrer işlem yapılmasından doğacak sonuçlardan sorumlu olmayacağını peşinen kabul etmiştir.'' hükmünün düzenlendiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının, davalı bankaya 17.08.2015 tarihinde, elden, hesabından ''Nisan-Haziran 2015 Kurumlar Vergisi ödemesi'' olarak Orhangazi Vergi Dairesine havale yapılması talimatı verdiğini, havale talimatının bir gün geç olacak şekilde 18.08.2015 tarihinde gecikme zammı ile vergi dairesi hesabına havale edildiğini, gecikmenin banka kusurundan ileri geldiğini iddia ettiği, yine davalı banka tarafından gecikme zammının 18.11.2015 tarihinde “ref.80330 vergi telafi cost” kaydı ile ihtirazi kayıt konulmadan kendilerine iade edildiğini, dolayısıyla bankanın kusurunu kabul ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 77. ve 78. maddeleri değerlendirildiğinde 18.08.2015 tarihinde gerçekleşen talimata aykırı işlem nedeniyle davalı bankanın sorumluluğu bulunduğundan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'un 373/2 hükmü uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.