"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/162 Esas, 2024/474 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/84 E., 2021/375 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketin 2011 yılından bu yana "..." markasını mobilya sektöründe kullandığını, davalı Şirketin ise 2018/95233 sayılı "...+şekil" ibareli marka başvurusunu yaptığını, müvekkilinin söz konusu başvuruya yaptığı itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, başvurunun tescili halinde davalı Şirketin, müvekkilinin uzun yıllardır kullanıp tanıttığı markasından haksız menfaat temin edeceğini, iptali istenen Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararında, kullanıma ilişkin herhangi bir sınıf değerlendirilmesi yapılmaksızın davalının markayı 2004 yılından bu yana kullandığının belirtildiğini, ancak davalının kullanımının mimarlık hizmetleriyle sınırlı olduğunu, internet sitelerinin geçmişlerini kaydeden bir platform olan www.archive.org sitesinden alınan ekran görüntüsünün müvekkilinin uzun süredir ... markasını kullandığını ispat ettiğini, müvekkilinin uzun yıllardır kullandığı markasının tüketiciler nezdinde ayırt edicilik kazandığını, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/3 maddesi uyarınca dava konusu başvurunun tescilinin mümkün olmadığını, davalı Şirketin 11.09.2018 tarihli eposta mesajında, müvekkilinden isim değişikliği yapmasını istediğini, müvekkilinin bu e-postaya cevap olarak gönderdiği ihtarnamede de belirtildiği üzere davalının markalarının 05, 09, 14, 21, 25, 34, 37, 42 ve 45. sınıflarda tescilli iken müvekkili markasının 20. ve 35. sınıflarda kullanıldığını, davalının bu ihtarnameyi tebellüğ ettikten sonra 25.10.2018 tarihinde kötüniyetli olarak dava konusu başvuruyu yaptığını ileri sürerek YİDK'in 2019-M-11410 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, SMK'nın 6/3 maddesi koşullarının ve başvurunun kötüniyetli yapıldığının ispat edilemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı Şirket vekili dilekçesinde, müvekkilinin 2004 yılından bu yana 20. ve 35. sınıf mal ve hizmetlerde "...,...,...," seri markalarını aralıksız ve yoğun bir şekilde kullandığını, markayı Türkiye ve yurt dışında bilinir hale getirdiğini, davacının başvuru konusu ibare üzerinde gerçek hak sahipliği ve eskiye dayalı kullanım iddialarını ispatlayamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafın, dava konusu başvuru tarihinden önce "..." ibaresini, SMK'nın 6/3 maddesi anlamında 20. ve 35. sınıf mal ve hizmetler üzerinde kullandığını kanıtlayamadığı, bu yönden davaya konu YİDK kararının yerinde olduğu, dava konusu başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığının da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu başvuru tarihinden önce "..." ibaresinin, davacı tarafından SMK'nın 6/3 maddesi anlamında, yerelliği aşan ve söz konusu ibareye belli bir bilinirlik kazandıracak ölçüde markasal olarak kullanıldığının ispat edilemediği, dolayısıyla somut olayda, SMK'nın 6/3 maddesi koşullarının bulunmadığı, dava konusu başvurunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 11.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.