Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3618 E. 2024/8253 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tescilli bir markanın tecavüze uğradığı iddiasıyla açılan marka hakkına tecavüzün tespiti, men'i ve tazminat davası ile buna karşı açılan muarazanın önlenmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının markasının tescil tarihinin, davalının kullandığı ve korunan marka hakkından kaynaklanan satış ve pazarlama faaliyetlerinin tarihinden sonra olması ve davalının muarazanın meni talebinin yerinde görülmesi gözetilerek, yerel mahkemenin davacının tecavüz davasını reddedip davalının muarazanın önlenmesi talebini kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/295 Esas, 2024/42 Karar

HÜKÜM : Asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne

Taraflar arasındaki asıl dava, marka hakkına tecavüzün tespiti ve men'i ile maddi manevi tazminat istemine; karşı dava ise muarazanın önlenmesi davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 3156 sayılı Kanun ile değişik 438 inci maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1967 yılından bu yana sarraciye sektöründe faaliyet gösterdiğini ve 09.02.1987 tarihinde aynı ünvan ve işi yapmak üzere firmasını kurduğunu, "..." markasının çanta, bavul, valiz emtialarını kapsayan 18. sınıfta Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının tescilli bir markası olmamasına rağmen "..." ibareli çanta emtiasını toptan ve perakende olarak sattığını, bu durumun delil tespiti ile de sabit olduğunu ileri sürerek, davalı tarafından tescilli markaya gerçekleştirilen tecavüzün ref'ini ve men'ini, 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi ve 10.000,00 TL itibar tazminat olmak üzere toplam 31.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; karşı davanın ise reddini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının "..." markalı orijinal ve Amerikan menşeili ürünlerin yetkili satıcısı olduğunu ve söz konusu markanın gerçek sahibinin de ... Sporting Goods. Co. firması olduğunu, ... logosunun davacıya ait olmadığını, 1985 yılından bu yana "..." markasının tenis ürünlerini sattığını, bunlar içinde tenis raketleri için özel tasarlanmış çantaların da mevcut olduğunu, davacının gerçek hak sahibi olmadığı halde dünyaca ünlü ve çok eski yıllardan beri tescilli olan dava konusu markayı kendi adına kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini ve bu yolla haksız kazanç elde ettiğini, davacının davalı şirketin kullanımından habersiz olduğunun düşünülemeyeceğini, sessiz kalmasına neden olacak haklı bir nedenin bulunmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine, karşı davalarının kabulüne, davacının oluşturduğu muarazanın önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/10309 E., 2018/2774 K. sayılı ilamı ile "asıl dava, marka hakkına tecavüzün tespiti ve men'i ile maddi manevi tazminat istemine; karşı dava ise muarazanın önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davada davacının ‘‘...’’ marka ve ‘‘W’’ logosunu tescil ettirmekle kötüniyetli olduğu ve dava dışı tanınmış ‘‘...’’ markasının sahibi ... Sporting Goods Co. firmasının izni ile ithal ettiği ürünleri satan davalı-karşı davacının kullanımına engel olamayacağı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davada ise muarazanın önlenmesine karar verilmiştir. Ancak, asıl davada davacının TPE nezdinde 18. sınıfta tescilli ‘‘...’’ ibareli çeşitli marka tescilleri bulunduğu dosya kapsamı ile sabit olup, ... Sporting Goods Co. firması tarafından asıl davada davacı aleyhine İstanbul 3. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/60 E. sayılı dosyası ile marka hükümsüzlüğü davasının açıldığı ileri sürüldüğüne göre, anılan dava dosyasının kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir. " gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, beklenen mahkeme kararında davanın tüm hükümsüzlük talepleri yönünden reddine karar verildiği ve kesinleştiği, dolayısıyla davacı adına tescilli 146071, 2007 67875, 2007 67873, 2007 55284 tescil numaralı ... ana unsurlu markaların halen tescillerini sürdürdükleri ve marka hakkına tecavüz yönünden koruma altında bulunduklarının sabit olduğu, davacının davalı aleyhine marka hakkına tecavüz dolayısıyla hem huzurdaki davayı, hem de mahkemenin 2018/296 E. sayılı davasını ikame ettiğinden davalının muarazanın meni talebinde bulunma hakkının varlığı kabul edilmiş, davalının 556 sayılı KHK'nın 3 üncü maddesi gereği satış ve pazarlama fillerinin korunan marka hakkından kaynaklandığı, davacı tarafın ülkemizde tescilli markalarının tescil tarihinin davalı tarafın korunan marka haklarından sonraki tarihte tescil edildiği dikkate alındığında davalı tarafın muarazanın meni talebinin yerinde olduğu kabul edilerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl dava, marka hakkına tecavüzün tespiti ve men'i ile maddi manevi tazminat istemine; karşı dava ise muarazanın önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

556 sayılı KHK'nın 9, 61 ve 62 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V.SONUÇ: Davacı-karşı davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.