"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/445 Esas, 2024/730 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/249 E., 2019/1244 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı asıl borçlu ... Enerji İnşaat Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin, Mersin ilinde solar panel üretimi için kurduğu fabrikada kullanmak üzere Halk Finansal Kiralama A.Ş.'den finansal kiralama sözleşmesi ile makine ve teçhizat kiraladığını, davacı ile davalının işbu sözleşmeye dava dışı bir şahıs ile birlikte müteselsil kefil olduklarını, dava dışı şirketin borca batık olduğunu ve hakkında birçok icra takibi başlatıldığını, dava dışı Halk Finansal Kiralama'nın 24.04.2018 tarihli ihtarname ile taksitlerin geciktiği ve ödenmesi hususunu davalı taraf ile birlikte tüm muhataplara ihtar ettiğini, davalı dahil diğer borçlu ve kefillerin aylık taksitleri ve diğer muaccel alacakları ödemediklerini, davacının ise icra baskısı nedeniyle müteselsil kefil sıfatıyla ödediğini, ödemeye de devam ettiğini, davalının ise kesin olarak taksitleri ile ilgili herhangi bir ödeme çabası ve iyi niyet göstermediğini, icra baskısı ile müteselsil kefil sıfatı ile ödedikleri taksitler için diğer bir kefil davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu sözleşmede asıl borçlunun ... Enerji İnşaat Gayrimenkul San. Tic. A.Ş. olduğunu, borcu ödeyen davacının diğer kefillere karşı rucu hakkından önce asıl borçluya rucu etmesi gerektiğini, davacının asıl borçludan hiç talep etmeden doğrudan davalıdan talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, asıl borçlu şirketin borçlarını ödeyememesinde kusuru varsa araştırılıp ona göre kusuru oranında indirim yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında 07.12.2016 tarihinde finansal kiralama sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeyi davacı, davalı ve dava dışı M.Ü.D.'nin müteselsil kefil olarak 7.373.857 euro kefalet limitiyle imzaladıkları, dava dışı şirket tarafından dava dışı bankadan kullandığı kredinin ödemelerinde gecikme olması nedeniyle dava dışı asıl borçluya kat ihtarnamesinin keşide edildiği, borcun ödenmemesi üzerine davacı tarafından 25.04.2018 tarihinde 105.921.22 euro, 15.05.2018 tarihinde 98.463.39 euro olmak üzere toplamda kefaleten 204.384,61 euro ödeme yapıldığı, 25.04.2018 tarihinde yapılan ödemeden dolayı her bir kefilin hissesine düşen tutarın 35.307,07 euro olduğu, ancak davacının takip talebinde bu ödemeye ilişkin olarak 34.218,76 euro talep ettiği, 16.05.2018 tarihli ödemeden dolayı ise her bir kefilin hissesine düşen tutarın 32.821,13 euro olduğu, davacının davalı kefilden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibari ile 67.130.06 euro alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar euro ile açılmış bulunan 1 yıl vadeli mevduat hesabına devlet bankalarının ödediği en yüksek faiz oranından faiz yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve davalı aleyhine icra inkâr tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile payından fazlasına ilişkin borcu ödeyen kefilin aksine anlaşma olmadıkça toplam kefalet miktarındaki payı oranında rücu hakkına sahip olduğu, ödeme planının asil ve kefillere tebliğ edildiği, ihtar gönderildiği, borcun muaccel olduğu ve sözleşmenin 115. maddesine göre davacının ticari defterlerinin münhasır delil sayıldığı, davacının yaptığı ödemenin sabit olduğu, davalının da müteselsil kefil olduğu, davalının, kefile müracaat şartlarının oluşmadığı yönündeki istinaf sebebinin yerinde bulunmadığı ancak davacının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 7. maddesine göre diğer kefillere müracaat ederken ana para dışındaki faize ilişkin alacağı isteyebilmesi için ihtar göndermesi gerektiği, ihtar gönderilmediği için asıl alacak dışında istemde bulunamayacağı, buna göre faize yönelik istinaf isteminin haklı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.