"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ... 1935 yılında Fransa'da kurulan dünyaca ünlü kozmetik şirketi olduğunu, 1964 yılında ... tarafından devralındığını, "..." ve türevi markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, marka üzerinde müvekkilinin marka hakkı bulunduğunu, davalı tarafından haksız bir şekilde tescil ettirilen dava konusu"..." markasının, müvekkilinin markalarına ayniyet derecesinde bezer olduğunu ve karıştırılma ihtimaline sebebiyet verdiğini, müvekkilinin markalarının tanınmışlığından ve itibarından haksız fayda sağladığını, müvekkilinin markalarının ayırt edici karakterlerini zedelediğini ileri sürerek 2018/82309 tescil numaralı "..." markasının 3, 5 ve 35. sınıfta yer alan ve dava dilekçesinde tek tek belirtilen mal ve hizmetler yönünden kısmi olarak hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili adına tescilli marka ile davacı tarafın markasının "..." kelimesinden türetildiğini, bu kelimenin dünyanın tüm dillerinde kullanılan evrensel bir kelime olduğunu, davacı tarafından üretilmiş veya yaratılmış bir kelime ya da marka olmadığını, müvekkilinin markasının tesciline yönelik herhangi bir itirazda bulunulmadığını, müvekkilinin dava konusu marka ile ilgili olarak imalatı, üretimi ve satışı olmadığı bu nedenle haksız rekabete neden olacak bir durumun bulunmadığını, müvekkilinin ürettiği ürünlerin eczane sektöründe olduğunu, parfümeri mağazalarında herhangi bir satışının bulunmadığını bu nedenle müşteri grubu arasında karıştırma ihtimaline sebebiyet verecek bir durumun da bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının sunduğu belgelerden "..." unsurlu markalarının pek çok ülkede davalıdan önce tescil edildiği, ülkemizde sektör dergilerinde reklam ve tanıtım faaliyetlerinde bulunduğu, sosyal medyada yoğun şekilde kullanıldığı, bu belgelerin markaların toplumun ilgili kesiminde yüksek bilinirlik düzeyine ulaştığı, uzun süredir ve geniş coğrafyada kullanıldığı, sürekli biçimde reklam ve promosyon faaliyetlerine konu edildiği, tarafların markaları arasında yüksek benzerlik bulunduğu, davacının markasının ilgili ürünlerde yüksek düzeyde tanındığı, karşılaştırma konusu mal ve hizmetlerin farklılık derecesinin oldukça düşük olduğu, bu nedenle davalının "..." ibareli markasının 3, 5, ve 35. sınıflarda tescilinin davacının markalarının ayırt edici karakterine zarar verebileceği ve tanınmışlığından haksız yarar sağlayabileceği gerekçesiyle 2018/82309 başvuru numaralı "..." ibareli markanın 3, 5 ve 35. sınıflarda yer alan ve hüküm fıkrasında gösterilen mal ve hizmetler yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, karar, davalı vekillince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, markanın kısmi hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
07.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.