Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3956 E. 2025/2429 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı alacaklının davacıya sehven başlattığı icra takibinin dayanağı olan bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemli davada, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı ve kötü niyetli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamına göre uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırılık bulunmadığı ve HMK'nın 369/1 ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirecek bir neden de olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

HÜKÜM : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/673 E., 2023/965 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhinde davalı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, müvekkillinin takibe dayanak sözleşmeye ve bonolara imza atmadığını, davalıya herhangi bir borcunun olmadığını ileri sürerek takip dosyasına konu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve alacaklı aleyhine esas alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile dava dışı şirket arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesini dava dışı ...'ın müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, bu sözleşmenin ifası uğruna dava ve takip konusu bonoların keşide edilerek müvekkili şirkete verildiğini, işbu takipte borçlunun kefil ...olduğunu, ancak sehven davacının isminin takip talebine yazıldığını, ödeme emri tebliğ edildikten sonra, icra takibine itirazın ise İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi dosyasından görüldüğünü, bu yargılamada davaya konu icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, dolayısıyla borçlu davacı açısından bu davanın ikame edilmesinde hukuki yararın olmadığını, taraflarınca da icra dosyasına sehven eklendiğine ve taraf kaydının silinmesine ilişkin talepte bulunulduğunu, bu talebe rağmen hem borca itiraz edilip hem bu davanın ikame edilmesinin davacının kötüniyetini gösterdiğini, davalı aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ödeme emrinin borçlu davacıya tebliğ edilmesinden sonra, alacaklı davalı vekilinin 24.10.2022 günü, saat 10:20'de verdiği dilekçesi ile ...'ın takip talebine sehven eklendiği, taraf sıfatının silinmesi, borçlunun ...olduğu ve yeni takip talebi düzenlenmesini talep ettiği, takip talebi genişletilemeyeceğinden bahisle icra müdürlüğünce talebin reddine karar verildiği, eldeki davanın ise aynı gün saat 11:51'de açıldığı, icra dosyası kapsamında alacaklı tarafça her ne kadar borçlu sıfatının silinmesi beyan edilmiş ise de, dilekçenin davacı takip borçlusuna tebliğ edilmediği, dolayısıyla davacının aynı gün birkaç saat önce verilen dilekçeden haberdar olmasının beklenemeyeceği, davacının açtığı menfi tespit davasının kabulüne karar vermek gerektiği, borçlu tarafın sehven eklenildiği ve takip talebinin düzenlenilmesinin talep edilmesi karşısında takip alacaklısının kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının takip dosyası nedeniyle davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının 24.10.2022 tarihinde icra dosyasına beyanda bulunarak, ...'ın isim ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının sehven yazıldığı, borçlu sıfatının silinmesini talep ettiklerini beyan ettiği, ancak bu dilekçenin davacıya tebliğ edilmediği, davacının aynı gün birkaç saat önce verilen dilekçeden haberdar olmasının beklenemeyeceği, davalının, davacının borçlu sıfatının silinmesi talebinin 07.12.2022 tarihinde İcra Müdürlüğünce kabul edildiği göz önüne alındığında, dava tarihi itibarıyla davacı aleyhinde başlatılmış icra takibi bulunduğundan, icra tehdidi altında bulunan davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerektiği, fakat davalı vekilinin cevap dilekçesinde senetlerde davacının borçlu olmadığını, sehven davacı hakkında takip başlattıklarını beyanla davacı iddialarını kabul ettiğinden, mahkemece sonuç itibarıyla davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, ancak mahkemece 492 sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince 1/3 oranında karar ve ilam harcına hükmedilmesi ve davalı vekilinin kabul beyanı ön inceleme duruşmasından önce yapıldığından, 1/2 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin yerinde görülmediği, yalnızca harç ve vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın davalının kabulü nedeniyle kabulü ile, davacının icra takip dosyasına konu bonolardan dolayı davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup; uyuşmazlık, davalı alacaklının davacıya yönelik sehven başlattığı icra takibinin dayanağı bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemli davada, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, davacının dava ikame ederken kötüniyetli davranıp davranmadığı, davalı aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 15.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.