"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 567.540,00 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalı şirketin kargolarını taşıdığını, buna ilişkin faturaların davalı şirkete teslim belgesi ile teslim ve tebliğ edildiğini, tamamlanan taşıma işlerinden dolayı takip tarihi itibariyle müvekkilinin 583.579,00 TL cari hesap alacağının olduğunu, ödeme yapılması için davalıya keşide edilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, iç yazışmaları belgeleyen maillere göre bakiye alacağa ilişkin davalının kabulü olduğu halde, davalı aleyhine başlatılan icra takibinde borcun tamamına yönelik itirazın davalının kötü niyetini gösterdiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %40'dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı ... ... Pazarlama A.Ş. (... A.Ş.) arasındaki kargo taşıma işleri ile bölge depoları dağıtım işlerinin yürütülmesine ilişkin sözleşme uyarınca üstlenilen işlerin yapılması için davalı ile aralarındaki sözleşmeye göre davalının 2008-2012 yılları arasında ... A.Ş.'nin servis ve bayilerinin kargo dağıtım işlerini, bölge depoları ve kiralama işlerini yerine getirdiğini, 2010 yılından itibaren ... A.Ş.'ye ait malların taşınması sırasında malların önemli bir kısmının davalının kusuru ile hasara uğradığını, malların geç veya eksik teslim edildiğini, ya da hiç teslim edilmediğini, teslim edilmeyen malların teslim edilmiş gibi bedelinin müvekkili şirkete dolayısıyla da ... A.Ş.'ye yansıtıldığını, zorunlu kayıtların saklanmadığını, sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini, bir kısım taşıma işlerinin davalının grup şirketlerinden ... Kargo şubeleri üzerinden ifa edildiğini, ilgili şubelerin müvekkili şirketin müşterisi ... A.Ş. bayi ve servislerinden haksız ve mükerrer ücret talep ettiğini, müvekkilinin sözleşmeye aykırı ücret ödemek zorunda kaldığını, davalının kusurlu ifası sebebiyle müvekkili şirketin uğradığı zararları tazmin etmekle mükellef olduğu halde, müvekkili tarafından gönderilen rücu faturalarının reddedildiğini, davalının hasar faturalarını kayıtlarına almayarak cari hesabında kendisini fiktif bir şekilde alacaklı gösterdiğini, davalının taraflar arasında 2008'den beri süren sözleşmeyi haklı gerekçe olmadan ve önel vermeden 18.04.2012 tarihli ihtarname ile haksız ve hukuka aykırı şekilde feshettiğini, bu feshin sonucunda müvekkili şirketin ... A.Ş.'ye karşı yükümlülüklerini yerine getiremediğini ileri sürerek taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalı tarafça haksız feshedilmesi sebebi ile müvekkili şirket ile dava dışı ... A.Ş. arasında akdedilen sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararın tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 10.12.2015 tarihli dilekçesi ile birleşen davada, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava değerini 100.000,00 TL olarak belirtmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının taşıyan sıfatı ile müvekkili şirkete karşı sorumlu olduğunu, ... A.Ş.'ye ait malların taşıma sırasında zarar gördüğünü, malların alıcılarına geç ve eksik teslim edildiğini veya hiç teslim edilmediğini, ürünlerin teslim edilip edilmediği ile ilgili zamanında bilgi verilmediğini veya eksik bilgi verildiğini, davacının, müvekkili şirketin belirtilen zararlar sebebiyle kestiği faturaları kayıtlarına almadığını ve mutabakata yanaşmadığını, kendi borçlarını yerine getirip, hasar, geç teslim ve zayiden doğan zararlardan doğan borçlarını ifa etmekten kaçındığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 97. maddesi uyarınca kendi edimini ifa etmeyenin karşı taraftan borçlarının ifasını isteyemeyeceğini, bu sebeple ödemezlik def'ilerinin olduğunu, davacının kusuru ile oluşan zararların ... A.Ş. tarafından müvekkili şirkete fatura edildiğini ve bu zarar faturalarının müvekkili tarafından karşılandığını, davacının rücu faturalarını 2011 yılı sonuna kadar teslim alarak kabul ettiğini, sonrasında kötü niyetli olarak bu faturaları kayıtlarına alınmayarak iade edildiğini, davacının taşımaların bir kısmında, grup şirketlerinden ... Kargo şubelerini kullandığını, ilgili şubelerin ... Kargo'ya fatura karşılığı taşıma bedeli ödenmekte iken müvekkili şirketin müşterisi ... A.Ş.'nin bayi ve servislerinden ücret talep ettiğini ve almaması gereken bir ödemeyi aldığını, müvekkili şirketin davacı taraftan alacaklı olduğunu, davacının tek taraflı yazı ve taleplerinin müvekkili açısından bağlayıcılığının olmadığını savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiş, bilahare ıslah dilekçesi ile davaya konu alacağın zaman aşımına uğradığını, zaman aşımına uğramayan kısımlar açısından esasa yönelik itirazlarının kabul görmemesi halinde takas/mahsup taleplerinin olduğunu, icra takibine konu alacağın likit olmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, taşıma ilişkisinin, cari hesap alacaklarının davalı tarafından ödenmemesi üzerine ihtar verilmek suretiyle müvekkili tarafından sonlandırıldığını, davalının kötü niyetle itirazın iptali davasını geciktirmek maksadıyla hukuki dayanaktan yoksun birleşen davayı ikame ettiğini, davacı taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davalı ile dava dışı ... A.Ş. arasındaki sözleşmenin feshinden dolaylı müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, davalının ibraz ettiği tüm hasarlı taşıma faturalarının cari hesaba işlenerek mahsup edildiğini, ibraz edilen belgeler toplamı 494.500,93 TL hasar tazmin faturasından 368.262,34 TL faturanın kabul edilerek kayıtlarına alındığını, 126.238,59 TL'lik fatura kayıtlarında bulunmadığı gibi bu faturaların müvekkili şirkete teslim veya tebliğ edilmediğini, davalının ödemezlik ve takas mahsup def'inin hukuka uygun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın tarafları arasında kargo taşıması işinden kaynaklanan ve süreklilik arz eden alt/üst taşıyıcı ilişkisinin kurulduğu tarihte yürürlükte olan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nunda (6762 sayılı Kanun) taşıma sözleşmesinin özel bir şekil şartına bağlanmadığı, eşyanın taşıyıcıya teslimi ile taraflar arasında taşıma anlaşmasının kurulduğu, bu aşamadan sonra taşıyıcının yükü ister kendi taşısın ister bir alt taşıyıcıya taşıtsın, taşıma süresi içerisinde kendisine teslim edilen eşyayı gözetim sorumluluğunun olduğu ve kural olarak taşıma süresi içerisinde taşıdığı ya da taşıma mesuliyetini üstlendiği eşyaya gelecek zararlardan sorumlu olduğu, 6762 sayılı Kanun'un 781/1 hükmüne göre taşıyıcının, kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebepten ileri geldiğini ispat edemedikçe eşyaya gelen hasarı tazmin borcunun olduğu, sorumluluktan kurtulabilmesi için taşıyıcının kusurlu olmadığını ispat etmesi gerektiği, sorumsuzluğun tespitinde ölçünün ise, deneyimli ve basiretli bir taşımacının göstermesi gerekli özen olduğu, davacının, ticari kayıtlarına göre 417.819,67 TL alacak, 100.000,00 TL teminat, 55.759,33 TL iade faturası, 3.786,93 TL iade faturası olmak üzere toplam 577.365,93 TL bakiye alacağının olduğu, asıl davada davalının tek taraflı olarak düzenleyip, müstenidi üzerinde mutabakata varılmadan keşide ettiği hasar yansıtma faturaları nedeniyle davacı alt taşıyıcının sorumluluğunun doğmayacağı, ancak davacının alıcısına teslim edildiğini ispatlayamadığı ürünler nedeniyle düzenlenen fatura bedelleri, davacı yetkilisinin imzasını taşıyan yansıtma faturaları, davacı temsilcisinin imzası olan çekinceli teslim belgeleri nedeniyle davalı davacının taşıma ücretinden 80.969,20 TL kesinti yapılmasını talep edebileceğinden davalının takas-mahsup talebinin kabulüne göre davacının 496.396,73 TL bakiye alacağının kaldığı, davacının davalıyı 20.04.2012 tarihinde tebliğ edilen 18.04.2012 tarihli ihtarnamesiyle 14.04.2012 tarihi itibariyle davalıyı temerrüde düşürdüğü, 10.769,05 TL işlemiş faiz talep edebileceği, birleşen davaya gelince; davacının, davalının taraflar arasındaki taşıma sözleşmesini feshetmesi ve ayıplı ifaları nedeniyle akdi taşıyıcı olarak hizmet verdiği dava dışı ... A.Ş.'nin de birleşen davanın davacısı ile imzaladığı sözleşmeyi feshettiğini belirterek haksız fesih nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep ettiği, Mahkemece ... A.Ş.'ye yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıya göre, ... A.Ş ile ... A.Ş arasındaki kargo taşıması işinin sonlandırılmasına münhasıran alt taşıyıcı ... Kargo A.Ş'nin kusurlu ifasının sebep olduğu sonucuna ulaşılamayacağı, birleşen davanın davacısının kendi ticari kayıtlarıyla davalıya borçlu göründüğü, davalının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği, birleşen davanın davacısının haksız fesih nedeniyle uğradığı zararı da ispatlayamadığı gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, %40 oranında icra inkar tazminatına, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada davalı/birleşen davada davacı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... A.Ş. ile ... A.Ş. arasındaki sözleşme ilişkisinin sona ermesinde ... Kargo A.Ş. şirketinin kusurlu olup olmadığına ilişkin araştırma yapıldığı, dava dışı şirketin birleşen dosya davacısı ile olan çalışmasını sonlandırmasının, davacı ile davalı arasındaki taşıma ilişkisinin sonlandırılmasına bağlı olmadığı, daha doğrusu ... A.Ş.'nin taşıma alacaklarını alamaması nedeniyle sözleşmeyi feshetmesinin, ... A.Ş. ile ... A.Ş. arasındaki sözleşmenin sonlandırılmasına bir etkisinin bulunmadığı, bu nedenle ispatlanamayan bir talebe ilişkin olarak hesaplama yapılması gerekmediği; asıl davaya gelince, taşıma hizmetinin verildiği ve emtianın hasarsız şekilde alıcısına teslim edildiğini ispat yükümlülüğünün davacı ...Ş'ye ait olduğu, Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığı, taraf defterleri arasındaki mutabakatsızlığın nedeninin belirlendiği, defterdeki mutabakatsızlığın önemli bir nedeninin, davacı tarafından verilen taşıma hizmetine ilişkin bir kısım hizmet faturalarının davalı tarafından kayıt edilmemesinden kaynaklandığı, davacı bu hizmeti verdiğini ispatladığından bu faturaların davalı defterinde kayıtlı olup olmadığına bakılmaksızın davacı alacaklının taşıma alacağına hak kazanacağı, taşıma sözleşmesinin ayıplı ifa edilmesi nedeniyle düzenlenen bir kısım faturalar da dikkate alınarak ve teminat miktarı eklenmek suretiyle denetime elverişli şekilde gerekçeli kararın sekizinci sayfasında hesaplama yapılarak asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, Mahkemece alınan bilirkişi raporlarının tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak düzenlendiği, raporların gerekçeli, açıklamalı ve denetlenebilir olduğu, hükme esas alınan raporun hangi gerekçe ile esas alındığının gerekçeli kararda etraflıca açıklandığı gerekçesiyle asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada davalı/birleşen davada davacı tarafça temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, bakiye taşıma ücreti alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine; birleşen dava ise taraflar arasındaki sözleşmenin ayıplı ifası ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tahsili talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 07.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.