"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/37 Esas, 2023/78 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının dahilde işleme izin belgesini kullanarak müvekkiline bağlı ... Fabrikası ile akdettiği 07.12.2004 ve 09.05.2005 tarihli iki ayrı sözleşme kapsamında 82.250 ton şekeri satın aldığını, davalının bu şekeri kullanarak ürettiği ürünleri yurtdışına ihraç etmesi gerekmekte iken ihracata konu altı adet faturanın sahte olduğunun belirlendiğini, davalının yasal mevzuata ve sözleşme hükümlerine aykırı bu eylemi sonucu 36.660 ton şeker miktarı yönünden akdolunan sözleşme hükümlerine göre hesaplanan 111.759,50 TL’yi ödemekle yükümlü hale geldiğini, ancak belirtilen tutarın davalı yanca ödenmediğini belirterek, 111.759,50 TL' nin asıl alacak tutarı olan (fiyat farkı) 40.936,23 TL’ye dava tarihinden itibaren 6183 sayılı Yasaya ilişkin faiz işletilmek suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak ceza dosyası ile toplanan diğer deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davalıya dahilde işlemesi koşulu ile şeker fabrikasından satılan şekerin tamamının davalı tarafından dahilde işlenmek sureti ile ihraç edilerek mamul bünyesinde kullanıldığının davalı tarafından beyan edilmesi üzerine Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığının 18.05.2006 gün ve 3947 sayılı yazıları doğrultusunda ...’a ait dahilde işleme izin belgesi kapsamında şeker fabrikasından temin edilen kristal şekerin tamamının ihraç edilen mamul bünyesinde kullanıldığının tespit edilmesi nedeni ile fabrika nezdindeki taahhüt hesabının kapatılarak teminatlarının iadesine karar verildiği, soruşturma raporunda, faturalarda yazan miktarların; minibüs, midibüs, otomobil veya pikapla taşınmalarının mümkün olmadığı ve faturalardaki yazıların aynı el ürünü olduğu varsayımıyla faturaların sahte olduğuna kanaat getirilmiş olmasına rağmen somut verilere dayanılmadığı, gümrük kayıtlarına itibar edilmediği halde römorkun kayıtlarda yer almadığı hususu üzerinde durulduğu, somut olayda suçüstü durumunun da söz konusu olmadığı, tüm şirket yetkililerinin aynı teşekkül yapılanmasında bulunduklarından bahisle iddianame tanzim edilmesine rağmen, dahilde işleme rejimi altında işlenmek üzere getirilen eşyaların hangi gerçeğe aykırı beyanname ve fatura ile serbest dolaşıma sokulduğunun belirlenemediği, davalının ihracatçı değil imalatçı firma olduğu, davaları tefrik edilen kamu görevlileri hakkında açılan davaların da zamanaşımı nedeni ile düşürüldükleri, hal böyle olunca davacının soyut verilere dayalı olarak hazırlanmış soruşturma raporu dışında davasını ispata yarayacak şekilde dosyaya delil ibraz edemediği, fiili durumun tespitine ilişkin olan Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığının 18.05.2006 tarihli yazısının aksinin ispat edilemediği, dolayısıyla davacının ihraç edilmeyen ürünlerin ihraç edilmiş gibi gösterildiğine ilişkin iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşme hükümleri gereği cezai alacak şartının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler gereği dahilde işlemesi koşulu ile şeker fabrikasından satılan şekerin tamamının davalı tarafından dahilde işlenmek sureti ile ihraç edilmemesi nedeniyle sözleşme hükümleri gereğince fiyat farkına ilişkin cezai alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, Kapatılan 19. Hukuk Dairesinin 30.09.2015 tarih, 2014/16852 E., 2015/11641 K. sayılı bozma ilamına uyulduktan sonra bekletici mesele yapılan davalı şirket yetkilisi ... hakkında açılan ceza davası ile suça karıştığı iddia edilen gümrük memurları aleyhine açılan ceza davalarının zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi sonrasında dosya içerisinde uyuşmazlığın çözümüne yönelik gümrük mevzuatı alanında uzman bilirkişi heyeti raporu alınmaksızın sadece dosyadaki bilgi ve belgeler üzerinde eksik değerlendirmeye dayalı olarak davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Dairemizin emsal ilamı olan 24.05.2021 tarih, 2020/4746 E., 2021/4359 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, Mahkemece, gümrük mevzuatından anlayan bir heyet oluşturularak, gümrük kayıtları incelenip, sunulan deliller tartışılarak malların hangi ülkeye ihraç edildiğinin, nerede işlendiğinin araştırılarak gümrük çıkış belgeleri ile çıkan malların içeriği kontrol edildikten ve karşılaştırıldıktan sonra alınacak rapor doğrultusunda ve davalıya ihraç kaydı ile satılan şekerin yurt dışına gönderilip gönderilmediği ve davalı tarafından satın alınan şekerin yurt içinde işlendikten sonra yurt dışına gönderilip gönderilmediği konusunda ispat yükünün davalıda olduğu gözetilerek tüm iddia ve savunmalar ile dosyadaki diğer tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.