"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2020/59263 sayılı ve "...+şekil" ibareli marka başvurusunun 2016/64527 sayılı ve "..." ibareli marka gerekçe gösterilerek 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5/1-ç hükmü uyarınca kısmen reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK) kararıyla nihai olarak reddedilmiş olduğunu, oysa müvekkilinin "..." ibaresini içeren eski tarihli markalarının bulunduğunu, 2009/58992, 2011/16974 ve 2014/72415 sayılı bu markalarının başvuru için müktesep hak teşkil ettiğini, dava dışı şirketin bu markalarla iltibas oluşturan redde mesnet markasının hiç tescil edilmemiş olması gerektiğini, müvekkili başvurusu ile redde mesnet marka arasında SMK'nın 5/1-ç hükmü şartlarının oluşmadığını, başvuruda şekil unsurunun bulunduğunu ileri sürerek, YİDK'nın 2020-M-9706 sayılı kararının iptalini karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının başvuru markasının "...+şekil", redde mesnet markanın da "..." ibaresini içermesi karşısında esasen yüksek derecede benzerlik oluşmakla beraber, bu benzerliğin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olarak değerlendirilmemesi gerektiği, zira SMK'nın 4. maddesinde markanın "Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir." şeklinde tanımlandığı, başvuru markasında belirgin olarak yer alan şekil unsuru mesnet markada aynen yer almadığından her iki markanın ayniyet şeklinde kabul edilemeyeceği, SMK'nın 5/1-ç hükmüne göre mutlak ret sebebinin oluşmayacağı, var olabilecek nisbi ret sebebinin ise yayıma itiraz üzerine ele alınmasının gerektiği, aksi yönde verilen YİDK kararının hatalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 2020-M-9706 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mutlak ret nedenleri arasında yer alan hükmün uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olması gerektiği, dava konusu başvuruda yer alan şekil unsurunun başvuru ile redde mesnet markayı SMK'nın 5/1-ç hükmü anlamında benzer olmaktan çıkardığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 08.02.2022 tarih ve 2020/7988 E.- 2022/888 K. sayılı kararının da bu yönde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 08.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.