Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4149 E. 2025/2693 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İtirazın iptali davasında, icra takibinde yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığının gösterilmemesi nedeniyle usulüne uygun takip şartının gerçekleşip gerçekleşmediği.

Gerekçe ve Sonuç: İcra takibinde yabancı para cinsinden alacağın Türk Lirası karşılığının takip talebinde ve ödeme emrinde gösterilmesinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 58/3 ve 60/1. maddeleri uyarınca zorunlu olduğu, bu şartın yerine getirilmemesi sebebiyle usulüne uygun bir icra takibinden bahsedilemeyeceği ve itirazın iptali davasının özel dava şartı yokluğundan reddolması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından devralınan şirket ile davalı arasında süregelen ticari ilişki sonucunda davalı şirketin, devralınan şirkete 94.320,00 euro borcunun olduğunun tespit edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20'den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, alacaklı olduğunu iddia ettiği şirketi devraldığına ilişkin icra veya dava dosyasına herhangi bir belge sunmadığını, takibe dayanak gösterilmeyen belgelerin dava aşamasında ileri sürülemeyeceğini, devralınan şirketin müvekkili şirkete gönderdiği mallarda ayıp tespit edildiğini ve akabinde ayıplı mallara yönelik bildirimde bulunulduğunu, dava dışı şirketin bildirimin gereğini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 58/3 hükmünde, alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizinin takip talebinde gösterilmesi gerektiğinin düzenlendiği, aynı durumun aynı Kanun'un 60/1 hükmü gereğince ödeme emri için de söz konusu olduğu, yabancı para alacağın karşılığı TL’nin gerek takip talepnamesinde gerekse ödeme emrinde gösterilmesinin yasaca zorunlu kılındığı, itirazın iptali davalarında usulüne uygun bir icra takibinin bulunmasının dava şartı olduğu, somut olayda, takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığı gösterilmediğinden "usulüne uygun bir icra takibinin bulunması" şeklindeki dava şartının gerçekleşmediği, açılan davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 114/2 ve 115/2 hükümleri gereğince usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 22.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.