"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/915 Esas, 2024/26 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, taraflar arasında 11.03.2016 tarihinde akdedilen taşınmaz satış sözleşmesiyle; sözleşmede bilgilerine yer verilen taşınmazı 300.000,00 TL bedel karşılığında davalıdan satın aldığını, sözleşmenin 7 nci maddesiyle, sözleşmeye konu taşınmazın 10.07.2016 tarihinde teslim edileceğinin, gecikme halinde gecikilen her ay için 7.000,00 TL cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, keza davalıyla dava dışı ... İstihdam Yönetim Dan. Eğt. Hiz. Tic. Ltd. Şti. arasında 11.03.2016 tarihinde akdedilen taşınmaz satış sözleşmeyle; davalının, sözleşmede bilgilerine yer verilen bağımsız bölümü adı geçen şirkete sattığını, belirtilen sözleşmede, sözleşmeye konu taşınmazın 10.07.2016 tarihinde teslim edileceğinin, gecikme halinde gecikilen her ay için 7.000,00 TL cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin ve dava dışı şirketin satış bedelini ödemesine rağmen belirtilen sözleşmelere konu taşınmazların halen teslim edilmediğini, ... İstihdam Yönetim Dan. Eğt. Hiz. Tic. Ltd. Şti.'nin, 10.04.2017 tarihli sözleşmeyle, davalıdan olan cezai şart alacağının müvekkiline temlik ettiğini ileri sürerek 126.000,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı asıl cevap dilekçesinde; davacının isteği üzerine tavan yüksekliklerinin projeden farklı yapıldığını, bazı geçiş ve merdivenlerin de farklı inşa edildiğini, ek tadilatlar nedeni ile yapı kullanma izni alınmasının 6-7 ay geciktiğini, ek imalatlar nedeni ile imar mevzuatına aykırılıktan dolayı eski haline getirmek için zaman kaybedildiğini, alacağın temlikinin doğru olmadığını, kira tazminatının fahiş olduğunu, zenginleşme aracı olarak kullanamayacağını, mahallinde yapılan tespite itiraz edildiğini, ek imalatların hiç değerlendirilmediğini, teslim alınması için ihtarname gönderildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 237 nci maddesine göre taşınmaz satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmesi geçerlilik şartı olup bu şekle uyulmadan yapılan sözleşmelerin hüküm doğurmayacağı, bu nedenle tapulu taşınmazların harici satış yoluyla devrinin mümkün olmadığı, davaya konu uyuşmazlığa neden olan ve her ikisi de 11.03.2016 tarihinde akdedilen taşınmaz satış sözleşmelerinin resmi şekilde yapılmadıkları için geçerli kabul edilemeyecekleri, belirtilen sözleşmelere konu taşınmazların daha sonra tapuda resmi şekilde devirlerinin tamamlanmış olmasının da geçersiz olan bu satış sözleşmelerine geçerlilik kazandırmayacağı, bunun yanında tapuda resmi şekilde yapılan devir sırasında da alıcılar tarafından tapu siciline 11.03.2016 tarihli adi yazılı sözleşmelere ilişkin bir şerh de konulmadığı, bu nedenle geçersiz olan adi yazılı taşınmaz satım sözleşmelerinde yer alan cezai şarta ilişkin hükümlerin de geçersiz olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesiyle öngörülen cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Kanun'un 237 nci maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 706 ncı maddesi ve 1435 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.