Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4194 E. 2025/2406 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Benzer marka tescili nedeniyle açılan marka hükümsüzlüğü davasında, YİDK kararının iptali ve başvuru konusu markanın tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, davacının "...” markasını çağrıştıracak şekilde, ayniyet derecesinde benzer ve ilaç etken maddesi de içermeyen “...” ibaresini marka olarak almak istemesinin, davacının markasına yanaşma ve başvuruda kötü niyet göstergesi olduğu, bu nedenle davacının markasının, davalı şirketin markasına tüm mal ve hizmetler açısından engel oluşturması ve başvurunun tümüyle reddedilmesi gerekirken YİDK tarafından itirazın reddedilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince de davanın tümüyle reddinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkiline ait ''...'' ibareli marka ile davalıya ait ''...'' ibareli marka arasında görsel ve işitsel olarak güçlü bir benzerlik bulunduğunu, bu benzerliğin markalar arasında bağ veya seri marka algısı yarattığını, davalı markası kapsamındaki malların müvekkilinin tescilli markası kapsamındaki mallarla aynı olduğunu, markaların birbiri yerine ikame edilebileceğini ve bu durumun tüketicinin tercihinde yanılgıya yol açabileceğini ileri sürerek dava konusu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ile başvuru konusu markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, başvuru konusu markanın ''...'', davacının markasının ise ''...'' olduğunu, her iki markanın da bilinen bir anlamı bulunmadığını, görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik taşımadıklarını, 5. sınıfta yer alan ilaçların yalnızca reçeteyle ve eczanelerde satılması nedeniyle ortalama alıcı kitlesinin doktor ve eczacılar gibi uzman kişiler olduğunu, bu nedenle iltibas ihtimalinin bu kitle üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini, hiçbir hekimin reçeteye davacı markasını yazmak isterken yanılarak davalı markasını yazmasının mümkün olmadığını, ilaç tüketicisinin bilinçli ve yüksek eğitimli olması sebebiyle karıştırma ihtimalinin de bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, dava konusu markaların ilaç markası olması nedeniyle karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde dikkate alınması gereken kitlenin bilinçli tüketici grubunu oluşturan doktor ve eczacılar olduğunu, bu kitlenin ''...'' ve ''...'' markalarını ilk bakışta ayırt edebileceğini, ayrıca her iki ilacın endikasyonlarının tamamen farklı olduğunu, dolayısıyla markaların karıştırılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalı şirkete ait ''...'' markasının tescil edilmek istendiği 5. sınıf malların bilinçli tüketici kitlesine hitap ettiği, ''...'' markalı ilacın demir eksikliği tedavisinde kullanılan ve ... ibaresinden türeyen bir marka olduğu, ''...'' markalı ilacın ise farklı etken maddeler içeren ve başka bir hastalığın tedavisinde kullanılan bir ürün olduğu için 5. sınıfın 01 alt grubu bakımından markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, ancak 5. sınıfın diğer alt gruplarında ise ''...'' ve ''...'' markaları arasında yüksek düzeyde görsel ve işitsel benzerlik bulunduğu ve ortalama tüketici nezdinde karışıklık ve bağlantı kurulma ihtimalinin yüksek olduğu gerekçesiyle YİDK kararının 5. sınıfın 01 alt grubu dışındaki mallar yönünden iptaline, bu kısım bakımından ''...'' markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin "..." ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına ... "..." esas unsurlu markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6/1. maddesi anlamında bir benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karar, kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

1.Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi, bilirkişi raporu alarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Tarafların istinaf istemi üzerine, davacının istinaf talebi reddedilmiş, davalıların istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar kaldırılarak, davanın tümüyle reddine karar verilmiştir.

Ancak, davacının itirazına ... markası "...", davalının başvuru markası ise "..." ibareleridir. "...", ilaç ve diğer mal ve hizmetler açısından davacı yararına kazanılmış hak oluşturmuştur. Davalının, markada seçenek özgürlüğünü kullanmayıp, davacının markasını çağrıştıracak şekilde, ayniyet derecesinde benzer ve ilaç etken maddesi de içermeyen bir ibareyi marka olarak almak istemesi, davacının markasına yanaşma ve başvuruda kötü niyet göstergesidir. Bu nedenle, davacının markasının davalının markasına tüm mal ve hizmetler açısından engel oluşturması ve başvurunun tümüyle reddedilmesi gerekirken, YİDK tarafından itirazın reddedilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da davanın tümüyle reddedilmesi doğru görülmemiş; karar, bu nedenle davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.

2.Bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/2 hükmü uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.