Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4207 E. 2024/8796 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Marka ve tasarım hakkı ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemli davada, Bölge Adliye Mahkemesi’nin vekalet ücretine hüküm ederken yanlış tarife uygulayıp uygulamadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi sıfatıyla baktığı davada vekalet ücretine hükmederken asliye hukuk mahkemesi tarifesini uygulamasının hatalı olduğu, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama gerektirmediği gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI :2023/1314 Esas, 2024/557 Karar

HÜKÜM :Kısmen kabul

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Kahveci Hacıbaba zincir mağazaları için özel bir mağaza konsepti hazırlattığını, mobilyalarından avizelerine, menülerinden dolaplarına kadar herşeyi en ince ayrıntısıyla düşündüğünü ve söz konusu tasarımları manevi ve maddi bir çabanın ürünü olarak tescil ettirdiğini, davalının "..." isimli iş yerinde Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/98 D.İş sayılı dosyası kapsamında tespit yaptırıldığını, söz konusu dosyada alınan bilirkişi raporunda iş yerindeki banko, oturma alanı, dolaplar ve aydınlatmaların aynı görünüm özelliklerini sahip olduğunun tespit edildiğini, aynı renk ve formda minderler, aynı form süsleme, oyma içeren direk yan süslemelerinin davacının tescilli tasarımlarıyla aynı olduğunu, davalı iş yerinde kullanılan "..." markasının da müvekkilinin 2006/08596 nolu, 43. sınıfta tescilli "Kahveci Hacıbaba" markasının logosuna benzer şekilde kullanıldığının tespit edildiğini, bu benzer kullanım ortalama tüketicilerin iki markayı birbirine karıştırmasına ve iltibas yaratmaya oldukça elverişli olduğunu ve bu durumun haksız rekabet oluşturduğunu, davalının söz konusu markayı iş yeri tabelasında, peçete, fincan, kürdan ve şeker ambalajında kullanmakta olup, söz konusu kullanımın müvekkilinin markasıyla görsel, işitsel ve anlamsal olarak aynı olduğunu, aynı hizmet sınıfında kullanıldığını (43. sınıf), markaların harf şekillerinin, puntolarının aynı olduğunu, markalarda öne çıkarılan unsurlar bakımından davacının logosunun taklit edildiğinin bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, sadece yeni ve ayırt edici tasarımların korunabileceğini, davalının söz konusu tasarımları müvekkilinin rızası ve onayı olmadan kullanmasının hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiğini, tasarım hakkının tecavüze uğradığının açık olduğunu, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmenin açıkça marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, davalının davacının tescilli markası ile aynı logoyu kullanması ve aynı unsurları ön plana çıkarmasının marka hakkına tecavüz etmek olduğunu, davacının tasarımlarını ve logosunu kullanarak davacıya zarar verdiğini, müşterilerin söz konusu tecavüzler sonucunda davacının iş yerine benzerliği sebebiyle davalı iş yerine yöneldiğini, gerek markanın taklit edilmesi gerekse mağaza içi tasarımın taklidi ile tüketicilerin yanıltıldığını ileri sürerek, davalı tarafın tasarım ve marka haklarına tecavüzlerinin durdurulmasına, bu bağlamda mağazada kullanılan tasarımların değiştirilmesine, ... ibaresinin kullanıldığı tüm ürünlerin toplatılmasına, sökülmesine, değiştirilmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat, 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 152.440,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; şirketlerinin 2013 yılı içerisinde faaliyetine başladığını, söz konusu cafe işletmelerinin bütün mimari tasarımını ... Proje Danışmanlık Hizmetleri adlı firma sahibi ... tarafından yapıldığını, buna ilişkin sözleşmenin dosyaya sunulduğunu, şirketin kullandığı "..." şeklindeki markanın tasarımının İlegra İletişim ve Tasarım adlı firma sahibi ... isimli kişi tarafından yapıldığını, buna ilişkin de sözleşmenin sunulduğunu, söz konusu cafe işletmesinin mimari tasarımı ve marka logo tasarımının 2 ayrı firma tarafından yapıldığını, davacı tarafın iddiasının kendi markasını tescil ettirdiği tarih olan 03.01.2014, bülten tarihi 01.11.2014 tarihi olup (kabul anlamına gelmemek kaydıyla) davalı işletmeyi tarihten sonra alınmış olan bir hakka dayanarak davacı tarafın hak ileri sürmesinin mümkün olmadığını, şirketlerinin faaliyetinin bu tarihlerden daha önce olduğunu, davanın başka bir araştırmaya gidilmeksizin bu nedenle reddi gerektiğini, Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/98 d.iş sayılı dosyasında alınan raporu kabul etmediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne; davalının 2013 yılında faaliyete başladığının dosya içerisindeki davalıya ait iş yeri açma ve çalışma ruhsatı ve vergi levhasından anlaşıldığı, dinlenen tanık beyanlarından da davalının 2013 yılından itibaren iş yerindeki kullanımlarının davada iddia edildiği şekilde olduğu, 554 sayılı KHK'nın 23. maddesi uyarınca, tescil başvurusunun yapıldığı tarihten veya rüçhan hakkı tarihinden önce, tescilli tasarımın koruma kapsamına giren ve tescilli tasarımdan bağımsız olarak geliştirilmiş ve o tarihte henüz kamuya açıklanmamış bir tasarımı kullanmaya başlamış veya kullanımı için ciddi ve gerçek tedbirler almış kişi veya kişilere karşı, bu kişi veya kişilerin iyi niyetli davranmış olmaları koşuluyla, tasarımı kullanmaya devam etmelerini veya kullanmaya başlamalarını önlemeye, tasarım hakkı sahibinin yetkisinin bulunmadığı, davacının davaya konu tasarımlarının başvuru tarihinin 03.01.2014 olduğu, bu durumda davalının önceki kullanımlarının tescilli tasarıma karşı yenilik bozucu nitelikte olduğu, bu hususun tecavüz davasında ileri sürülebileceği ve 554 sayılı KHK'nın 23. maddesindeki koşulların bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin tasarıma tecavüze ilişkin talebinin reddine karar verildiği; davacının tescilli markasının ''Kahveci Hacıbaba+şekil'' ve renk kompozisyonlarından, davalının kullanımının ise ''... +şekil'' ibaresinden oluştuğu, kahve ve diğer ibareler için seçilen rengin davacının markasındaki renklerle aynı olduğu, kahveci ibaresinin her iki markada da benzer karakterlerde yazıldığı, bu hali ile davalının kullandığı markanın davacının tescilli markasına yanaşma olduğu, o halde marka hakkına tecavüzün varlığının sabit bulunduğu, dolayısıyla bu yönden talebin kısmen kabulü ile davalının davacının marka hakkına tecavüzünün durdurulmasına, davalının kullanımında olan ... ibaresinin iş bu davadaki şekli ile kullandığı ürünlerin toplatılmasına, sökülmesine, değiştirilmesine, maddi tazminatla ilgili olarak; davacı yanca emsal olarak sunulan tarihsiz ve uygulanıp uygulanmadığı belirsiz nitelikteki sözleşmenin doğrudan dikkate alınmayacağı, davalı yanın eylemin devam ettiği 03.07.2013 - 27.11.2015 dönemine ait toplam cirosunun %10’nun emsal lisans bedeli olabileceği, davalı yana ait ticari kayıtlar üzerinden hesapladığı bedelin Türk Borçlar Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca dosya kapsamı ve hakkaniyetle uyumlu bulunduğu dikkate alınarak 121.920,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, somut olayın niteliği ve davalının ekonomik ve sosyal durumu da gözetildiğinde 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, endüstriyel tasarım ve markaya tecavüzün tespiti maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Dava, endüstriyel tasarım ve markaya tecavüzün tespiti ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davaya fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi sıfatı ile bakılmasına, bölge adliye mahkemesince de ilk derece mahkemesi yerine geçilerek hüküm kurulmasına rağmen taraflar yararına maddi tazminat ve diğer istemler yönünden vekâlet ücretine hükmedilirken, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri yerine asliye hukuk mahkemesi için belirlenen tutarların dikkate alınarak vekâlet ücretine hükmolunması doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

V. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca taraf vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinin tamamen çıkarılarak yerine "Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine kabul edilen maddi tazminat yönünden 25.500,00 TL, kabul edilen manevi tazminat yönünden 10.000,00 TL, kabul edilen diğer istemler yönünden 25.500,00 TL olmak üzere toplam 61.000,00 TL olarak belirlenen vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin yazılması, yine (7) numaralı bendinde yer alan "Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen reddedilen maddi tazminat yönünden 25.500,00 TL, reddedilen manevi tazminatı yönünden 10.000,00 TL, reddedilen diğer istemler yönünden 25.500,00 TL olmak üzere toplam 61.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine" ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harçlarının istek halinde ilgililere iadesine, 09.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.