Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4257 E. 2025/2653 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin marka başvurusunun, davacı şirketin tescilli markalarıyla karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markaları arasında görsel ve işitsel benzerliklerin bulunduğu, hedef kitlenin bilinç düzeyinin markaların karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Türkiye'nin ilaç sektöründe lider firmalarından biri olan müvekkilinin ... nezdinde 5. sınıfta tescilli 2011/82766 sayılı "..." ve 2011/16907 sayılı "..." ibareli markalarının bulunduğunu, davalı şirketin 2017/... numaralı “jarka” ibareli aynı emtia sınıfına yönelik marka başvurusuna itirazlarının nihai olarak ... Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından reddedildiğini, ancak markalar arasında görsel ve işitsel olarak tüketiciyi iltibasa düşürecek derecede benzerlik olduğunu, her iki marka ibaresinin de Türkçe'de bilinen bir anlamının bulunmadığını, müvekkili markasının ilaç etken maddesinden türetilmeyip ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, Sağlık Bakanlığı’nın yerleşik uygulamasına göre ilaç ruhsat başvurularında, piyasada ruhsatlı olarak satılan ilaç isimlerinde en az üç harf farklılığı olması halinde ilaca ruhsat verilebileceğini, davalı markasının aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek ... YİDK’in 2018-M-2675 sayılı kararının iptali ile tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının ..., ... markaları ile diğer davalının "jarka" markasının karıştırılma ihtimaline yol açacak şekilde benzer olmadığını, başvuru kapsamındaki 05. sınıf emtia, ilaç ve kimyasal içerikli ürünler olduğundan bilinç düzeyi yüksek tüketicilere hitap ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı şirket cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/1 hükmünde aranan şartlardan emtia benzerliğinin taraf markaları açısından gerçekleştiği, ancak işaretler arasında benzerliğin gerçekleşmediği, zira taraf markaları bir bütün halinde incelendiğinde; markalar arasında dört harf benzerliği nedeniyle şekilsel bir benzerlik olduğu söylenebilse de, kelimenin başında yer alan J harfinin B harfinden farklı olması nedeniyle mevcut görsel benzerliğin markalar arasında iltibasa neden olabilmesi için anlamsal, işitsel benzerliklerin de ilgili tüketici nezdinde karışıklığa neden olacak düzeyde olması gerektiği, markalar arasında 05. sınıf ilaç emtiası dikkate alındığında ilgili bilinçli tüketici kitlesi bakımından anlamsal bir benzerliğe neden olacak bir durumun mevcut olmadığı, fonetik farklılığın markaları birbirinden ayrıştırmaya yeterli olduğu, ilaç markalarının değerlendirilmesinde ilacı reçeteye yazacak olan uzmanların, yani doktorların ve ilacı hastaya temin edecek olan eczacıların görüşleri büyük önem taşıdığı, bu bağlamda 05. sınıfta yer alan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler.” emtiasının hitap ettiği tüketici kitlesinin genel olarak doktorlar, eczacılar, medikalciler, diş hekimleri gibi yüksek algı ve bilinç düzeyine sahip tüketiciler oldukları, bu tüketiciler açısından yapılacak değerlendirmede markaların aynı olan son hecelerinden ziyade farklı olan ve vurgunun bulunduğu ‘...’ ve ‘...’ kök unsurlarının dikkate alındığında markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olmadığı, “Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler” emtiası yönünden ise ilgili tüketici kitlesinin yukarıda belirtilen nitelikteki tüketiciler olmayacağı, bu nedenle bu emtialar ve işaretler arasındaki karşılaştırmanın daha düşük dikkat düzeyine sahip tüketiciler nezdinde değerlendirilmesi gerektiği, ancak bu tüketicilerin de hiçbir zaman bir marketten gıda alan normal tüketicilerle bir tutulamayacağı ve dava konusu markanın davaya dayanak gösterilen markalardan farklı olarak “J” harfi ile başladığı değerlendirildiğinde, markalar arasındaki farklılığın ilk hecede olması ve ilk hecenin markalar arasında belirgin ayırt edicilik sağlaması nedeniyle bu tüketici kitlesi bakımından da markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ... YİDK kararının iptali talebine ilişkindir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Dava konusu marka başvurusu "jarka", itiraza mesnet gösterilen davacı markaları ise "..." ve "..." ibarelerinden oluşmaktadır. Söz konusu ibareler bir hastalığa ya da bir ilacın etken maddesine işaret etmemektedir. Markaların görsel ve işitsel unsurları da dikkate alındığında işaretler arasında, olaya uygulanacak mülga 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 8/1-(b) bendi uyarınca markalar arasında, karıştırılma ihtimali olacak derecede benzerlik bulunduğu halde, yazılı gerekçe ile işaretler arasında benzerlik bulunmadığı ve 5. sınıf malların hedef kitlesinin bilinçli/ diğerlerine göre daha bilinçli kitle olduğundan bahisle markaları karıştırmayacakları kabulüne göre verilen karar doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 21.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.