"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1935 Esas, 2024/1004 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/569 E., 2022/178 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 3 Ocak 1976 tarihinde kurulduğunu, davacının T/01853 numaralı tanınmış markası olduğunu, davalının davacıya ait bluetooth kulaklık cinsi 12.000 adet sahte ürünü taşıdığı ve söz konusu ürünlere el konulduğunu, söz konusu ürünlerin incelenmek üzere bilirkişiye tevdii edildiğini, ancak davacıdan orijinal ürün temin edilmeksizin inceleme yapıldığını ve ürünlerin sahte olmadığı sonucuna ulaşıldığını, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2021/42 E. sayılı dosyasında aynı ürünler bakımından sahte olduklarına kanaat getirdiğini, davalının davacıya ait marka hakkına tecavüz ettiği ve markaların ününden haksız şekilde yararlandığını, davalı tarafından ... Gümrük Müdürlüğü'nde işlem gören ürünlerin müvekkilinin 2019/88795 numara ile tescilli markası kopyalamak suretiyle üretilmiş ürünler olduğunu ileri sürerek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, iltibas yaratan tüm kullanımların önlenmesine, el konulan ve konulacak ürünlerin, ilân, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıtlar, faturalar, kartvizitler ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin ve benzeri vasıtaların hüküm kesinleştiğinde imhasına, hükmün ilânına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taklit olduğunu iddia ettiği ürünlerin davalı şirkete ait 2008/05425 tescil numaralı "..." markasının yer aldığı ürünler olduğunu, davacıya ait ürünler ile davalıya ait dava konusu ürünlerin tek ortak özelliğinin "bluetooth kulaklık" cinsi ürün olması olduğunu, bluetooth kulaklıkların, nitelikleri ve kullanım amaçları gereği çok farklı şekillerde üretilemediğini, davalı ürünlerinde davacının ürünlerini anımsatacak amblem, işaret veya yazı kullanmadığını, davacıya ait olduğunu anımsatacak şekilde veya herhangi bir surette davacının bilgilerine yer vermediğini, işbu davaya konu ürünlerin İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2021/42 E. sayılı dosyası üzerinden incelenilen ürünler ile aynı olmadığını, davaya konu ürünlerin ... Gümrük Müdürlüğü'nce el konulan ürünler olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının kulaklık ürün şeklini marka olarak tescil ettirdiği, davalıya ait ürünlerin ise tescil olunan bu şekil markası ile yüksek düzeyde benzerlik içerdiği, kulaklık ürününün davaya konu şekil dışında üretebileceği çok farklı modellerin de piyasada yer aldığı ve bu modellerden bazılarının görsellerine 30.12.2021 havale tarihi bilirkişi raporunun yedi ve sekizinci sayfasında yer verildiği, bu itibarla herhangi bir zorunluluk bulunmamasına rağmen davalının, davacıya ait ve piyasa bilinirliği yüksek şekil markasına benzer formda ürün satışını tercih ettiği ve marka hakkına tecavüzün yasal koşullarının oluştuğu, davalının kendisine ait "..." kelime markasını ise yalnızca kulaklık ürününün içerisinde yer alan iç kılıfta kullandığı, satışa sunulan kutunun üzerinde davacı şekil markasının yüksek oranda benzerinin yer almasına rağmen "..." ibaresinin bulunmadığı, bu itibarla ilgili kullanımın ürüne ayırdedicilik katmadığı ve tecavüzü ortadan kaldırmadığı, davacının haksız rekabete ilişkin iddiaları yönünden ise Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 14.03.2022 tarih, 2019/5189 E., 2022/1852 K. sayılı içtihadı nazara alınarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 55/1-a-4 hükmünün somut olayda uygulama yeri olmayacağı, özel kanun olan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun uygulanması ve özel kanun hükümleri korumasının yeterli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının, davacıya ait 2019/88795 tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüzünün tespiti ile bu tecavüzün men ve ref'ine, bu kapsamda davalıya ait tecavüz oluşturan ve 10.05.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda görsellerine yer verilen ürünler ile bu ürünlerin tanıtımında kullanılan her türlü reklâm vasıtası ile basılı evraka el konularak hüküm kesinleştiğinde imhasına, hüküm özetinin ilânına, davacının haksız rekabetten kaynaklanan davasının reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının kulaklık ürün şeklini Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 2019/88795 sayı ile marka olarak tescil ettirdiği, ... Gümrük Müdürlüğü'nde işlem gören davalıya ait ürünlerin ise tescil olunan bu şekil markası ile yüksek düzeyde benzerlik içerdiği, kulaklık ürününün davaya konu şekil dışında üretebileceği çok farklı modellerin de piyasada yer aldığı, bu itibarla herhangi bir zorunluluk bulunmamasına rağmen davalının davacıya ait ve piyasa bilinirliği yüksek şekil markasına benzer formda ürün satışını tercih ettiğinin aldırılan bilirkişi raporuyla tespit edildiği, Mahkemece davacının marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesi isteminin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 24.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.