"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2022/8 Esas, 2022/152 Karar
HÜKÜM : Asıl davanın kısmen kabulü, birleşen davanın reddi
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalılar vekili
BİRLEŞEN DAVA : Safranbolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/702 E.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme Kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davalılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Asıl davada davacılar vekili; müvekkilinin davalı aracı Kurumun acenta sıfatıyla diğer davalı Banka adına sermaye piyasası araçları muhafaza işlem sözleşmesi imzaladığını, Ağustos ayı sonunda müvekkiline ait hesap değerinin toplam 269.791,00 TL olduğunu, 2008 Nisan ve Ağustos ayı arasında seans uzmanı ... eliyle kendi bilgisi dahilinde hisse alım-satım işlemleri yapıldığını, ağustos ayı bitiminde ...'in seans uzmanı sıfatıyla istihdam edilmesi nedeniyle kendi bilgisi dahilinde olmaksızın 2008 Eylül ayından itibaren hisse alım-satım işlemleri yapıldığını, müvekkilinin talimatı haricinde bazı hisse senetlerinin aynı gün içerisinde 40'ın üzerinde alım-satımının yapıldığını, müvekkilinin kendisine tebliğ edilen ekstrelerden kendi talimatı dışında alım-satım işlemi yapıldığını öğrenmesi üzerine davalı nezdinde yapmış olduğu girişimlerin neticesiz kaldığını, 2009 Şubat ayında müvekkilinin hesabında 40.000,00 TL kaldığını, ayrıca Bankanın müvekkilinin kredili hesabı mevcut olmamasına rağmen müvekkilinden kredili hesap faiz tahsilatı adı altında pek çok kesintiler yaptığını, yapılan işlemlerin taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye ve yasal düzenlemelere aykırı olarak gerçekleştirildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 240.000,00 TL'nin 01.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Birleşen davada davacı vekili; Mahkemenin 2009/131 E. sayılı dosyasıyla davacının rızası ve bilgisi olmaksızın oluşturulan sahte müşteri emirleri ile işlemler gerçekleştirilmesi sebebiyle dava açıldığını, dava neticesinde verilen kararın temyiz edilmesi neticesinde yargılamaya 2015/311 E. sayılı dosya ile devam edildiğini, yargılama sırasında alınan 23.10.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda 250.207,15 TL zararın bulunduğunun tespit edildiğini, oysaki dava dilekçesinde 240,000,00 TL zarar talebinde bulunulduğunu, bilirkişi raporunda hesaplanan farkın tahsili için işbu davayı açtıklarını iddia ederek 10.207,15 TL'nin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalılar vekili; yetki itirazında bulunmuş, davacının hesabından yapılan tüm işlemlerin sözleşmeye, yönetmeliklere ve hukuki düzenlemelere uygun olarak gerçekleştirildiğini, gerçekleşen işlemlerin davacının talimatıyla yapıldığını, alım-satım emirlerinin bizzat davacı tarafından verildiğini, ayrıca davacının kendisine gönderilen ekstreler aracılığıyla hesaplarından sürekli haberdar olduğunu, bu sebeple yapılan işlemlere onay ve icazet verdiğini, ekstrelerin davacıya düzenli olarak tebliğ edildiğini, kredili hesap faiz tahsilatı yapıldığına ilişkin hususun ise gerçekle alakasının bulunmadığını, davacıyla firma arasında düzenlenen çerçeve sözleşme hükümlerince davacıya ait hesaba kredi tanımlaması yapıldığını, davacının alım emri vermesi üzerine hesapta yeterli bakiye olmadığı takdirde bakiye kısmın kredi olarak kendisine sağlandığını, bunun için de faiz kesintisi yapıldığını, yapılan bu işlemden de davacının haberdar olduğunu, ayrıca davacının uzun zaman boyunca yapılan işlemlere itiraz etmemesinin kendisinin kötü niyetini ispatlar mahiyette olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Birleşen davada davalılar vekili; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak; asıl dava yönünden, davacının davalı aracı Kurumla yapmış olduğu sermaye piyasası araçları muhafaza sözleşmesi kapsamında, davalının ifa yardımcısı mahiyetindeki dava dışı üçüncü kişi tarafından gerçekleştirilen, sermaye piyasası düzenlemelerine aykırı olarak yapılan alım satım işlemleri neticesinde, bu işlemler hiç yapılmasaydı hesabında var olacak miktar ile mevcut miktar arasındaki farktan oluşan zararını talep etmekte haklı olduğu, davalı tarafın, davacının yapılan işlemlerden haberdar olduğu yönündeki iddiasını uygun yasal delillerle ispat edemediği, bu sebeple meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, Mahkemece aldırılan 31.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda 239.584,32 TL zararın tespit edildiği, birleşen dava yönünden, birleşen davada ileri sürülen talebin, Mahkemece aldırılan 31.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda asıl dava yönünden kabul edilen miktardan fazlaya ilişkin bir talep olduğunun anlaşıldığı ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 239.584,32 TL zarar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, Dairemizin 25.01.2024 tarihli, 2022/6214 E., 2024/613 K. sayılı kararı ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, Dairemiz ilamına karşı davalılar vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
IV. KARAR DÜZELTME İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen dava, hisse senedi alım satımından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun ( 1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.
2.818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 100 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
V. SONUÇ: Davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken karar düzeltme harçları peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 5.010,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine,
23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.