"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/948 Esas, 2024/370 Karar
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 211.792,00 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 3156 sayılı Kanun ile değişik 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşi ...'ın 03.10.2005 tarihinde vefat ettiğini, murisin davalı bankanın Zeytinburnu Şubesinde yatırım ve mevduat hesaplarında 983.617,89 TL’si bulunduğunu, davalı bankaca mirasçılar tarafından açılan vasiyetnamenin tenfizi ve tenkis davasının kesinleşmesine kadar ödeme yapılmayıp anılan kararın 14.04.2011 tarihinde kesinleşmesinden sonra 20.05.2011 tarihinde müvekkilinin 1/2 hissesi karşılığı 491.808,94 TL ödeme yapıldığını, vefat tarihinden ödeme tarihine kadar hisseye isabet eden faiz taleplerinin bankaca reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL’nin, 03.10.2005 tarihinden itibaren mevduat faizi, hazine bonosu faizi ve reeskont faizi olarak en yüksek faiz uygulanarak tahsilini talep etmiş, ıslahla faiz alacağını 480.781,68 TL'ye, hesapta bulunan 62 adet B tipi tahvil bono fonu için 3.667,37 TL olmak üzere toplam 484.449,05 TL’ye çıkarmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının murisine ait yatırım hesabında mevcut tahvil ve kuponların vade tarihleri geldiğinde itfa bedellerinin murisin serbest vadesiz hesabına aktarıldığını, bankada vadeli ve belli tutarlı bir hesap mevcut olmadığından murisin ölüm tarihinden itibaren söz konusu hesaba işletilecek faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını, murisin ölümünden sonra müvekkili bankaya hesaplarla ilgili olarak gönderilmiş bir talimat bulunmadığını, davacının 22.05.2008 tarihine kadar müvekkiline başvuruda bulunmadığını, mirasçılar arasında ihtilaf bulunduğu için de ödeme yapılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak bankacılık mevzuatı çerçevesinde vade bitiminde vadeli hesapların yenilenmesi hususunda banka ile mudi arasında bir mutabakat varsa ona göre yenileme yapıldığı, bu mutabakatın mudiin yazılı talimatı ile veya hesap cüzdanlarına ve sertifikalarına mudiin veya vade sonunda müracat etmemesi halinde hesap veya sertifikanın aynı vade ile yenileceğini ifade eden bir ibare konulması ile sağlandığı, banka ile mudi arasında böyle bir mutabakatın bulunmaması halinde ise vadeli mevduat hesaplarının faizli bakiyelerine vade sonundan itibaren vadesiz mevduat faiz oranı uygulandığı, ayrıca davalı bankanın herhangi bir talimat bulunmadığı halde bir kısım hesap için vade bitiminden sonra vadesiz mevduat faiz oranından daha fazla faiz getiren B tipi likit fon aldığının anlaşıldığı, yukarıda belirtildiği üzere aksine bir sözleşme bulunmadığı taktirde davacıların bundan fazlasını talep etmesinin de mümkün olmadığı, bozma gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalı bankanın bir talimat bulunmadığı halde bir kısım hesap için vade bitiminden sonra vadesiz mevduat faiz oranından daha fazla faiz getiren B tipi likit fon aldığı, davacının talep edebileceği en fazla faiz getirisinin muris tarafından bırakılan paranın faizsiz bırakıldığı dönem için B tipi likit fon getirisi kadar olacağı, bankanın B tipi likit fonu bozdurarak bu meblağı vadesiz mevduat olarak hesaba yatırması doğru olmadığı, B tipi likit fonun hiç bozdurulmamış olduğu kabul edilerek bu yönden fon getirisi hesaplanarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL faiz alacağının avans faizini geçmemek koşuluyla dava tarihinden itibaren işleyecek hazine bonu faizi, mevduat faizi ve reeskont faizi olarak istenen faiz türlerinden en yüksek faizi getiren faiz türü uygulanmak suretiyle, geriye kalan 146.731,22 TL'nin ise ıslah tarihi olan 28.11.2012 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının murisinin ölümünden sonra murisin davalı banka nezdindeki mevduat ve yatırım hesaplarında bulunan paranın davalı bankadan talep edilmesine rağmen murisin vasiyeti ile ilgili olarak açılan vasiyetnamenin tenfizi ve tenkis davası kesinleşinceye kadar ödenmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 nci ila 454 üncü maddeleri hükümleri.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V.SONUÇ: Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 17.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.