"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/404 Esas, 2024/280 Karar
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
BİRLEŞEN DAVA : İstanbul 43. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/126 E. sayılı dosyası
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar Yargıtayca duruşma istemli olarak taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 25.02.2025 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ... ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
KARAR
I. DAVA
Asıl ve birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirkete nakliye ve taşıma hizmeti verdiğini, davalı tarafından ödeme yapılmaması nedeniyle alacağın tahsili için iki ayrı icra takibi başlatıldığını, davalının her iki takibe de haksız olarak itiraz edip takipleri durdurduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça araç tedarikinde aksamaya sebebiyet verilmesi nedeniyle sözleşme hükümleri çerçevesinde üçüncü kişi ve firmalara nakliye yaptırmak zorunda kaldıklarından bu taşımalara ilişkin alacaklarını davacı alacağından mahsup etme haklarının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, taraflar arasında nihai ürünler, boş kaplar ve paletlerin taşınmasına ilişkin sözleşme düzenlendiği, sözleşmenin 01.04.2011 tarihinden itibaren 21 ay süreli olarak tanzim edildiği, bitim tarihinin 31.12.2012 olduğu, süre bitiminde davalı tarafından yeni taşıma ihalesi düzenlenmemiş ise taşımacının süre bitiminden itibaren 3 ay süre ile ücretlerine hak kazanacak şekilde sözleşmede belirtilen tüm sorumluluklarını yerine getireceğinin hüküm altına alındığı, sözleşmenin 4.10. maddesinde taşıyıcının, sabah saat 10.00'a kadar yapılan araç taleplerinin kendisine bildirilmesinden en geç 6 saat içinde yükü davalının tesislerinden teslim alarak taşımaya başlayacağının, mesai saati bitiminden en az 2 saat önceye kadar tüm araçların tesislere giriş yapmış olması gerektiğinin, aksi durumda davalının dışarıdan bulacağı araçlar ile sevkiyatı gerçekleştireceğinin, nakliyeden doğacak fiyat farkını da taşıyıcıya fatura edeceğinin hüküm altına alındığı, davacı tarafından sözleşme gereğince taşıma hizmetinin yerine getirildiği, dışarıdan araç temin edildiği ifade olunarak davalı tarafından nakdi ücret fark faturası tanzim edilmiş ise de, taşımanın davalı ile aralarında taşıma sözleşmesi bulunduğu belirtilen dava dışı şirketler tarafından yerine getirildiği, bu nedenle taşıma ücret fark faturası tanzim olunamayacağı, davalının mahsup talebinin yerinde bulunmadığı, Yargıtay ilamında özü itibarıyla asıl dava yönünden cari hesapta geçen (Fruko) ibaresinin alacağa dahil edilmesinin açıklanmamasının, birleşen dava yönünden ücret mahsubuna ilişkin araçlarla ilgili olduğu belirtilen raporun dosya içinde bulunmamasının ve ücret artış hesabının sözleşme başlangıç tarihinden itibaren enflasyon farkına göre yapılması gerektiğinin kabulü ile bu kabul üzerinden hesaplama yapılmamış olmasının bozma sebebi yapıldığı, Yargıtay ilamında belirtilen hususların aydınlatılması için yeniden bilirkişi görevlendirildiği, toplanan deliller ve alınan rapor neticesinde, davalı şirketin, (Pepsi) markasının yanı sıra (Fruko) markası yönünden de servis sağlayıcı olduğu, dolayısıyla davacının cari hesabında yer alan bu alacak kalemini de somut olayda takip konusu yapabileceği, asıl dava yönünden davacının alacağı her ne kadar daha fazla hesaplansa da taleple bağlı kalındığı, taşımacılık faaliyetinin birden fazla firma tarafından yapıldığı ve buna ilişkin firmalara göre dağılımı gösteren raporunun Yargıtay bozma ilamından sonra dosyaya eklendiği, bilirkişi heyeti tarafından bozma ilamında işaret edilen hususlar nazara alınarak yeniden hesaplama yapıldığı, bu konuda iki yeni rapor daha alındığı, bilirkişi heyeti tarafından aynı sonuca ulaşıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, İstanbul 14. İcra Müdürlüğü'nün 2012/18373 E. sayılı dosyasında 143.125,22 TL miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına, hükmolunan miktarın %20'si üzerinden hesaplanan 28.625,04 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, birleşen davanın kısmen kabulüne, İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2013/6039 E. sayılı dosyasında 283.752,23 TL miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmolunan miktarın %20'si üzerinden hesaplanan 56.750,45 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen dava, navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. SONUÇ: Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin taraflardan alınarak yek diğerine verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine, 27.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.