"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)
SAYISI : 2021/517 Esas, 2023/309 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin alüminyum tozu üretiminde hammadde tedariki, atıkların kaynağında ayrılması, balyalanması, sevkiyatı, bedelinin tespiti, tedarik sürecinin sağlıklı ve verimli çalışması için organizasyon gibi "ticari sır" oluşturan ve yıllarca süren bir dizi çalışmasının olduğunu, davalı ...'ın da yıllarca müvekkili şirkette yüksek standartlarda çalıştırıldığını, bu süreçte kendisine çeşitli eğitimler aldırıldığını, projede görev aldığını ve bu nedenle de üretim ve iş sırları ile ticari sırları öğrendiğini, davalının müvekkili şirkette çalıştığı sırada diğer davalı ... ile işyeri dışında sürekli olarak müvekkili şirkete ait işi yapmak üzere görüştüklerinin anlaşıldığını, davalının 2014 yılında davacı şirketten ayrıldığını ve ... ile ... Geri Kazanım Endüstri Makina ve San. Tic. Ltd. Şti.'ni ortak olarak kurduklarını, davalıların bu süreçte haksız rekabet oluşturan ve etik olmayan davranışlarda bulunmaya başladıklarını ve bu şekilde müvekkili şirket ile haksız rekabete girdiklerini ileri sürerek davalıların davacı şirkete karşı haksız rekabetinin saptanmasına, haksız rekabetin önlenmesine, haksız rekabetin ref'i'ne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkil şirketin faaliyete başlamasında hiçbir usulsüzlük veyahut hukuka aykırılık bulunmadığını, davacı şirkette son iki yıl fabrika müdürlüğü görevinde bulunan müvekkili ...’ın, şirket yetkilisi ...'un mobbing niteliğindeki davranışlarıyla psikolojik olarak rahatsızlanarak tedavi gördüğünü, aldığı raporun bitim tarihi olan 04.01.2014 tarihinde sebepsiz olarak işten çıkarıldığını, müvekkiline baskı ile bir kısım belgeler imzalatıldığını, müvekkili ...’nin 15 yılı aşkın bir süre geri dönüşüm alanında kendi firması ile folyolu atıkların ticaretini ve tedarikçiliğini yaptığını, ambalaj atıklarından aluminyum tozu üretiminin 1975 yılında Japonya’daki bir firma tarafından yapılarak patentinin alındığını, daha sonra Rus firmalarının patent aldığını, halihazırda birçok ülkede bu işlemin yapıldığını, atıkların kaynağında ayrıştırılmasının sır olmadığını, davacı tarafın 2008/06071 no’lu patentinin incelemesiz olduğu ve süresinin bittiğini, müvekkili şirketin 2014/08187 no’lu patent başvurusunun kabul edildiğini, herkesin bu işi yapabildiğini, eldeki davanın tamamen ticari kaygılar ve kişisel çıkarlar doğrultusunda ikame edidiğini, müvekkillerin haksız rekabet olarak nitelendirilecek hiçbir fiilinin bulunmamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak davalı şirkete ait 2014/08187 numaralı patent başvurusunun, 2001 ve 2010 tarihli Amerikan patentleri sebebiyle buluş basamağı niteliğini haiz olmadığından bahisle reddedildiği, bu nedenle davacı yanın, anılan patentin kendi patentinin aynısı olduğundan reddedildiği yönündeki beyanlarına itibar edilmediği, ayrıca davacının 24.04.2014 tarihli 2014/04676 tarihli patentinin, davalının 04.01.2013 tarihinde işten ayrıldığı dikkate alındığında, davalı işten ayrıldıktan sonra alınan patent olduğu, davalının işten ayrıldığı tarihte davacının geçerli bir patentinin bulunmadığı, bu nedenle haksız rekabet oluşturmayacağı, diğer davalı ...'nin davalı ... ile birlikte şirket kuracaklarının duyulması üzerine, davacı şirket yetkilisi ... ile şirketin mali müşaviri ...'ın davalı ... ile görüşerek, ...'ın şirketin ticari sırlarını paylaşmaması gerektiğini, bu konuda kendisinden yazılı taahhüt aldıklarını, davalının rekabet etmeme yasağına aykırı davrandığı iddia edilmiş ise de söz konusu 04.01.2013 tarihli belge ile davacı firmadan ayrılan ...'ın şirkette uygulanan teknoloji ve üretim tekniklerinin sır saklama yükümlülüğünde olduğunu ve dışarıya çıkarılmaması gerektiğini belirtir yazının rekabet etmeme anlaşması olmadığı, teşekkür ve uyarı yazısı olduğu, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere somut olayda taraflar arasında akdedilmiş bir “rekabet yasağı sözleşmesi'' bulunmadığı, ayrıca davacı tarafından davalılardan Yakup’a makine ve aksamlarının şartsız satılıp teslim edildiğine ilişkin 10.06.2014 tarihli sözleşme bulunduğu ve bu sözleşme ile herhangi bir kısıt getirilmediği, davacı tarafın tek taraflı olarak sözleşmeyle aynı tarihli fiyat formu belgesinde "plastik geri dönüşümü için ihtiyaç duyduğunuz kırma makinesi " ibaresi bulunsa da bu hususun sözleşmede yer almadığı, fiyat formunu davacının tek yanlı olarak hazırladığı, sözleşme hükmü niteliğinde bulunmadığı, davalının bu işyerinden ayrıldıktan sonra aynı işkolunda faaliyet gösteren davalı şirkete ortak olduğu, davalının bildiği bir işi yapmasının Anayasa ile güvence altına alınan çalışma özgürlüğünün doğal sonucu olduğu, taraflar arasında rekabet etmemeye ilişkin bir sözleşme olmadığı gibi davacı tarafın davalı ...'a makine satmasının sonucu olarak aynı iş kolunda çalışacağını öngörmesi gerektiği, davalının çalıştığı işkolunda hangi firmaların iş yaptığını bilmemesi mümkün olmadığı gibi bu bilgilere ulaşmasının da zor olmayacağı, davacı firmanın zararına faaliyet göstermesinin düşünülemeyeceği, davalının faaliyetlerinin davacı ile haksız rekabete yol açtığına dair dosyada kanıtlayıcı delil bulunmadığı, ayrıca bozma öncesi alınan bilirkişi raporu ile son bilirkişi raporlarında, davalı şirket ile davacı şirketini üretim sistemlerinin benzer olduğu tespit edildiği gibi farkılıklar bulunduğu belirtilmesine rağmen sistemlerin birbirinden farklı olmadığı şeklinde rapor düzenlendiği, nitekim 04.07.2019 tarihli ve son bilirkişi raporunda sistemlerin farklılıkları tek tek tespit edildiği, bu nedenle raporların kendi içinde çelişkili olduğu itibar edilmediği, 02.06.2022 tarihli 3. bilirkişi raporunda, üretim sistemin farklılıklarının bulunduğu ve tek tek tespit edildiği, bozma ilamı gereği patent vekilinin de bilirkişi heyetinde yer aldığı dikkate alınarak bu rapora itibar edildiği, ayrıca davacının davalı ...'a makine satarak, davalı işçisi Yakup ile rekabet etmeme anlaşması düzenlenmeyerek, davalının bu iş kolunda çalışarak bilgi birikim edindiği dolayısıyla bu alanda çalışabileceğini öngörmesi gerektiği, tacir olan davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmekle yükümlü olduğu, basiretli işadamı gibi hareket etmenin, “bugünün ve istikbalin piyasa durumunu tacirin işlemi yaptığı sırada göz önünde tutması” tarif edildiği, benzer başka bir tarife göre de, basiretli hareket etmenin, “bugünün ve geleceğin koşullarını gerçek ve ölçülü bir şekilde değerlendirebilmek" şeklinde tanımlandığı, davacının haksız rekabet iddiasının basiretli bir tacir gibi hareket etmek şeklindeki yükümlülüğünü ihlal ettiği ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, haksız rekabetin tespiti, meni ve sonuçlarının ortadan kaldırılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 54 üncü v.d maddeleri
3. Değerlendirme
1.Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında, davacı şirket kurucusu ve yetkilisi ...’ye ait 2008/6071 sayılı ve 2008/1007 sayılı usul patentlerinin yıllık ücretleri ödenmediğinden geçersiz hale geldiği ve geçersiz olan patentin üçüncü kişilerce kullanılmasının haksız rekabet oluşturmayacağı belirtildikten sonra bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı sisteminin sona eren ve dolayısıyla umuma ait olan patentlerin uygulaması, davalı sisteminin de hem başvurusunu yaptığı kendi patentinin hem de sona ermesi nedeniyle herkesçe serbeste kullanılacak hale gelen davacı kurucusunun patentlerinin uygulaması olup olmadığının ve taraf sistemlerindeki benzerliklerin tekniğin gerektirdiği zorunluluklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesi gerektiği ifade edilmiş, bunun yanında, davacının 10.06.2014 tarihli “Makine Techizat Satım Sözleşmesi” ile kısım makine teçhizatları kullanmak üzere davalılardan Yakup’a satıp teslim ettiği, bu makinelerin davalı tarafça kullanılması yönünden bir şart konulmadığına göre, makine ve teçhizatının davacı tarafından davalılardan Yakup’a satılıp teslim edilmesi ve sözleşmede de kullanılacağının belirtilmesinin davacının aynı işi yapması yönünden davalıya muvafakat niteliğinde olup olmadığının da tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
2.Mahkemece bozmaya uyularak 2 ayrı heyetten bilirkişi raporu alınmış, ilk olarak alınan 30.05.2022 tarihli raporda, taraf sistemlerinin sona eren ve dolayısıyla umuma ait olan patentlerin uygulaması olup olmadığı ve 10.06.2014 tarihli sözleşmeye bozma ilamında belirtildiği şekilde bir anlam verilip verilemeyeceği hususlarında bir değerlendirme yapılmamış, taraf sistemlerinin benzer olup olmadığı ve benzerliklerin teknik bir zorunluluktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda ise her iki taraf sisteminin de harcı alem olduğu, bunun yanında sistemler arasında belirgin ve somut farklıklar bulunduğu, var olan benzerliklerin teknik zorunluluklardan kaynaklandığı mütala edilmiştir.
3.İlk raporun taraflara tebliğinden sonra Mahkemece, 07.09.2022 tarihinde yapılan celsenin 1 numaralı ara kararıyla, 30.05.2022 tarihli raporun denetime elverişli olmadığı açıkça belirtilerek yeni bir bilirkişi heyetinden denetime elverişli ve tarafların itirazlarına cevap veren bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. 22.06.2023 tarihli ikinci raporda, taraf sistemlerinin sona eren ve dolayısıyla umuma ait olan patentlerin uygulaması olup olmadığı hususuna Yargıtay denetimine açık bir cevap verilmemekle birlikte taraf sistemlerinin benzer olduğu, davalı sisteminin davacı sisteminden intihalle oluşturulduğu ve 10.06.2014 tarihli sözleşmeye, bu sözleşme kapsamında satılan mallar itibariyle bozma ilamında belirtildiği şekilde bir anlam verilemeyeceği mütala edilmiş, Mahkemece, 30.05.2022 tarihli birinci bilirkişi raporunun benimsendiği belirtilerek yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
4.Yapılan açıklamalardan açıkça anlaşılacağı üzere bozmadan sonra alınan her iki raporda da, taraf sistemlerinin sona eren ve dolayısıyla umuma ait olan patentlerin uygulaması olup olmadığı hususunda denetime açık bir değerlendirme bulunmamakta olup bu hale göre bozma gereğinin yerine getirildiği söylenemez. Bunun yanında, raporlar arasında, taraf sistemlerinin benzer olup olmadığı, benzerse bunun tekniğin gerektirdiği zorunluluklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda ciddi çelişki bulunmaktadır. Mahkemece, çözümü teknik ve özel bilgi gerektiren bu hususta bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verilmiştir. Ayrıca, ilk raporda, 10.06.2014 tarihli sözleşmeye bozma ilamında belirtildiği şekilde bir anlam verilip verilemeyeceği tartışılmamış olup ikinci raporda, sözleşmeye, bozma ilamında belirtildiği gibi bir anlam verilemeyeceği mütala edilmiştir. Mahkemece, 10.06.2014 tarihli sözleşmenin, davalıya aynı işi yapması konusunda muvafakat verildiği anlamına geldiği kabul edilmiş ise de hangi teknik verilere dayalı olarak bu sonuca ulaşıldığı belirtilmediği gibi ikinci bilirkişi raporundaki aksi yöndeki görüşe hangi nedenlerle itibar edilmediği de açıklanmamıştır.
5.Bu itibarla, Mahkemece, çözümü teknik ve özel bilgi gerektiren hususlarda bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin ve uyulan bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıdaki bentlerde nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 24.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.