Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4694 E. 2024/6702 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların, davacı banka tarafından başlatılan icra takibine yaptıkları itirazın iptali istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların kefalet limitleri ve talepleri gözetilerek, davacının 21.000 TL alacağına yönelik itirazlarının yerinde olmadığı ve mahkemece uyulan bozma kararına uygun hüküm verildiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2010/493 Esas, 2010/657 Karar

HÜKÜM : Dava kabul

Birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1999/372 E. sayılı dosyasında

HÜKÜM : Dava Kabul

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, asıl ve birleşen davada davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili banka ile dava dışı Türkoğlu Demir San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 26.10.1995 tarihli (eski) 5.000.000.00 TL ve 19.06.1996 tarihli (eski) 16.000.000.000 TL'lik taahhütnameler gereği şirkete senet üzerine avans-nakit kredisi (SEÜAN) kullandırıldığını, davalı borçluların her iki kredi taahhütnameyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, şirketin kredi borcunu ödememesi üzerine şirket ve davalılara ihtarname keşide edilmesine rağmen borç ödenmediğinden Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 1998/3668 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili birleşen davaya ilişkin dilekçesinde, müvekkili banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan 26.10.1995 tarihli 5.000.000.000,00 TL’lik 19.06.1996 tarihli 16.000.000.000,00 TL’lik taahhütnameler gereği şirkete kredi kullandırıldığını, davalı borçluların genel kredi taahhütnamelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, şirketin kredi borcunu ödememesi üzerine şirket ve davalılara ihtarname keşide edilmesine rağmen borç ödenmediğinden Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 1998/3668 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili asıl ve birleşen dosyada cevap dilekçesinde; borçlu dava dışı şirketin davacının iddia ettiği gibi 21.000.000.00 TL’lik senet üzerine avans kredisi kullanmadığını, 04.05.1998 tarihinde 6.300.000.00 TL’lik spot kredisi, 04.06.1998 tarihinde 6.550.000.000 TL’lik spot kredisi, 10.06.1998 tarihinde 8.000.000.000 TL’lik spot kredisi kullandığını, bu son spot kredisinden 19 gün sonra kredi ilişkisi kesilerek ihtarname gönderilmesinin iyi niyet ilkesi ile bağdaşmadığını, spot kredilerinin vadeleri, faiz oranları, geri ödeme şekilleri önceden belirlenmiş özel krediler olduğunu, SEÜAN ile alakasının olmadığını, spot krediler dışında davacıya borçlarının olmadığını, karşılıklı anlaşma ile vadeleri önceden belirlenmiş olan spot kredilerinin vadeleri beklenilmeden üstelik spot kredisinin teminatı olarak verilen senet olmasına rağmen, kredi ilişkisinin kesildiği ihtar edilerek takibe geçildiğini, vadeleri 04.08.1998-04.09.1998-10.09.1998 olan kredilerin ödenememesinin sebebinin vade tarihlerinden önce kredi ilişkisinin kesilmesi olduğunu, kullanılan spot kredilerinin taraflarca tespit edilmiş olan faiz oranının %90 ve komisyon oranının %2 olduğunu, 19 gün sonra iptal edilerek fahiş %240 temerrüt faizi istenemeyeceğini, davacı ile esas borçlu arasındaki gerçek ticari ilişkinini spot kredi kullanımından kaynaklandığını, bu spot kredilerinin de vadesinde ödenememesinde müvekkillerinin kast ve kusuru olmadığından davacının %40 tazminat isteyemeyeceğini savunarak davaların reddi ile davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak, bozma öncesi alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı itibarı ile asıl ve birleşen dosyada davalıların kefalet limitleri ve talep gözetilerek 21.000,00 TL asıl alacağa yönelik itirazların yerinde olmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile davalıların Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 1998/3668 sayılı takip dosyasında 21.000,00 TL asıl alacağa itirazlarının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, 21.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %240 oranında faiz ve faize %5 oranında BSMV işletilmesine, hükmolunan meblağın %40’ı oranında hesaplanan 8.400,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davada davanın kabulüne, davalıların Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 1998/3668 sayılı takip dosyasında 21.000,00 TL asıl alacağa itirazlarının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, 21.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %240 oranında faiz ve faize %5 oranında BSMV işletilmesine, hükmolunan meblağın %40’ı oranında hesaplanan 8.400,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dosyalarda davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleşen davalar itirazın iptali talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V.SONUÇ: Asıl ve birleşen dosyada davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden asıl ve birleşen davada davalılara yükletilmesine, 23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.