Logo

11. Hukuk Dairesi2024/5010 E. 2025/277 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin 16.08.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan bazı kararların iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Şirketin uzun süredir faaliyet göstermemesi ve zararda olması nedeniyle tasfiyeden dönme kararının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, bilanço ve envanterin genel kurulda müzakere edilmeden onaylanmasının usule aykırı olduğu ancak iflas etmiş bir kişinin yönetim kurulu üyeliğine seçilmesinin yasalara aykırı olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin genel kurul kararlarının bir kısmının iptaline, bir kısmının reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI :2024/714 Esas, 2024/824 Karar

HÜKÜM :Kısmen kabul

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirkette 3000/12000 pay sahibi olduğunu, 16.08.2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısının 3. gündem maddesinde; sunulan bilançonun taşıması gereken zorunlu bilgileri taşımadığını, şirketin ticari, mali ve iktisadi durumuna ve yapılan işlemlere ilişkin raporun genel kurul toplantısından en az 15 gün önce ortakların incelenmesine sunulmasının zorunlu olmasına rağmen bilançonun tasfiye memurları tarafından ortaklara gönderilmediğini, toplantıda da bilançonun okunmadığını ve tartışılmadığını, bilançonun yasal düzenlemelere aykırılık taşıdığı gibi açıklayıcı da olmadığını, 4. gündem maddesinde; şirket aleyhine işlem yapan kişilerin yeniden yönetim kurulu üyeliğine atandığını, 14.06.2014 tarihli genel kurulda şirketin tasfiyeye girmesine ve ...'ın tasfiye memuru olarak atanmasına ilişkin karar alındığını, ayrıca şirketin yıllık genel kurul toplantılarını sürekli olarak yapmaması sebebiyle 6102 Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) geçici 7. maddesine göre tasfiyeye girdiğini, bu kararda da ...'ın tasfiye memuru olarak atandığını, bu şahsın şirketin aleyhine işlemler yaptığını, şirkete ait taşınmazların ucuza satılmasına neden olduğunu, mahkemece azil şartlarının oluşması sebebiyle azline karar verildiğini, genel kurulda bir yıl süre ile görevlendirilmesine rağmen resmi belgeler ile oynayarak görev süresini 3 yıl olarak değiştirdiğini, diğer yönetim kurulu üyelerinin durumu bilmelerine rağmen ikinci tahrifat yapılmış genel kurul tutanağını imzaladıklarını, bu kişilerin yeniden yönetim kurulu üyeliğine seçilmelerinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, 5. gündem maddesinde; şirketin tasfiyeden dönüşüne ilişkin karar alındığını, tasfiye sürecinde olan bir şirketin genel kurul kararı ile tasfiyeden döndürülmesi için kâr amacını taşıyan bir şirket olması gerektiğini, şirketin, 15 yıldan beri hiçbir faaliyeti veya kâr getirici işleminin olmadığını, kâğıt üzerinde kaldığını, şirket ortakları arasındaki çekişmelere yeni bir dava oluşmasını sağlayacak ahlaka ve iyi niyet kurallarına aykırı bir karar alındığını ileri sürerek 16.08.2018 tarihli genel kurul toplantısının 3, 4, ve 5. gündem maddeleri ile alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından açılan azil davası neticesinde mevcut tasfiye memurunun görevinden azli ile yerine ..., ... ve...'in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğini, fesih kararının geri alınmasının sadece bir amaç değişikliği anlamına gelmediğini, şirketin sınırlı olan tasfiye amacından aktif faaliyet amacına geri dönmüş olduğunu, tasfiyeden dönme kararının TTK'nın 548. maddesinde belirtilen tüm şartları taşıdığını, davacı tarafın iptal sebeplerinin tümüyle soyut, iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, şirket ortağı olan üyelerin, seçilmelerine yasal bir engel bulunmadığını, tasfiye memurlarının bilanço ve envanteri diğer ortaklara göndermesinin yasal zorunluluk olmadığı gibi finansal tablolar ve diğer belgelerin genel kurul toplantısından 15 gün önce şirketin merkez ve şubelerinde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulacağının açıkça hükme bağlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, şirketin 16.08.2018 tarihli bilançosuna göre 579.126,46 TL varlığına karşılık 1.037.200,87 TL borcunun bulunduğu, mevcut ve kayıtlı sermayesinin borçlarını ödemeye yetmediği, uzun süreden beri gayri faal olduğu, toplantı tarihi itibariyle öz sermayesini yitirdiği, ortakların ana sözleşmedeki faaliyetlerini devam ettirebilmek adına tekrar sermaye koyma niyeti içinde olduklarına dair herhangi bir beyanda bulunmadıkları, bu itibarla, tasfiyeden dönmeye ilişkin 5 numaralı kararın ana sözleşme ve TTK'nın 548. maddesine uygun olmasına karşılık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2. maddesi açısından dürüstlük kurallarına uygun olmaması nedeni ile TTK'nın 445. maddesinde belirtilen iptal şartlarının oluştuğu, 4 numaralı gündem maddesi ile davalı şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçilen ...'ın iflasına karar verildiği, ehliyetinin kısıtlanmadığı, üyelik için gerekli kanuni şartları ya da esas sözleşmede öngörülen nitelikleri kaybetmediği yönetim kurulu üyeliğine seçilmesinin iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil etmediği, buna karşılık TTK'nın 409. maddesi gereğince anonim şirket genel kurul toplantılarında faaliyet dönemini ilgilendiren ve özellikle mali konuları içeren hususlara ilişkin müzakere edilmek suretiyle karar alınmasının gerekmesine rağmen dava konusu genel kurul envanter ve bilançonun onaylanmasına ilişkin 3 numaralı gündem maddesinde şirketin envanter ve bilançosunun müzakere edilmeden onaylandığı, bu durumda envanter ve bilançonun onaylanmasına dair alınan kararın, usul ve yasaya aykırılık taşıdığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu yönden kabulü ile yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile; davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 16.08.2018 tarihli genel kurul toplantısının 3 ve 5 numaralı gündem maddesinde alınan kararının iptaline, 4 numaralı gündem maddesi yönünden talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı şirketin 16.08.2018 tarihli genel kurulunda alınan 3, 4, 5 numaralı kararlarının iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/3 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine, 20.01.2025 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.