"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/724 Esas, 2024/109 Karar
HÜKÜM : Ret
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmelerine istinaden davalının Nevşehir acentesini devraldığını, Ürgüp acentesini ilk kurucu olarak işlettiğini, davalının 16.10.2009 tarihli ihtarname ile Nevşehir acentelik sözleşmesini, 04.11.2009 tarihli ihtarname ile de Ürgüp acentelik sözleşmesini feshettiğini, Nevşehir acenteliğinin fesih sebebi olarak 14.10.2009 tarihinde yapılan inceleme sonucunda kasa açığı bulunduğu iddiasına dayandığı, Ürgüp acenteliğinin fesih sebebi olarak ise özel bir neden ileri sürülmeden Nevşehir acenteliğinin feshedilmiş olmasının gösterildiğini, Nevşehir Acenteliği hakkında ileri sürülen fesih iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu iddiayla ilgili olarak müvekkili şirket ortak ve müdürünün beraat ettiğini, Ürgüp acentesi ile ilgili olarak yapılan şikayet sonucunda ise kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, kasa açığı ya da zimmetin söz konusu olmadığını, davalının sözleşmeleri haksız feshettiğini, Nevşehir ve Ürgüp bölgesindeki müşteri portföyünü müvekkilinin oluşturduğunu, bu nedenle müvekkilinin portföy tazminatı çerçevesinde pay almasının gerektiğini, sözleşmenin feshine ilişkin bildirimlerin yapılmasının öncesinde davalının, müvekkiline ücret ödenmemesi ve doğrudan davalı şirket hesabına havale yapılması yönünde müşterilere bildirimde bulunduğunu, bu eylemlere son verilmesi için davalıya ihtarname gönderildiğini, davacının şeref ve itibarının zedelendiğini, müvekkilinin davalıya kazandırdığı müşterilerden elde edeceği ücret alacaklarını da alamadığını, elde edebileceği muhtemel kazançlardan yoksun kaldığını, bu alacaklardan başka müvekkilinden satış bedeli tahsil edilmesine rağmen bir ticari aracın satışının ve sicilde devrinin davalı tarafından yapılmadığını, taraflar arasındaki sözleşmelerde belirlenmemiş ve öngörülmemiş giderlerin de müvekkili tarafından karşılandığını, sözleşmeye göre ödenmesi gereken acentelik ücretlerinin de tam olarak müvekkiline ödenmediğini ileri sürerek şimdilik davalının feshettiği Nevşehir acentelik sözleşmesinden kaynaklı portföy tazminatı olarak 5.000,00 TL'nin Ürgüp acentelik sözleşmesinden kaynaklı 5.000,00 TL'nin sözleşmede belirlenmemiş ve öngörülmemiş giderlerden kaynaklanan alacaklara ilişkin her bir acente için ayrı ayrı 1.000,00 TL'nin, yarım kalan işlerden kaynaklanan acente ücretlerinden kaynaklanan alacakların her bir acente için ayrı ayrı 1.000,00 TL'nin, acentelik ücretlerinin hatalı hesaplanması ve/veya hesaplanan ücretlerden haksız yapılan kesintiler nedeniyle noksan ödenmiş ücretlerden kaynaklanan alacakların her bir acente için ayrı ayrı 1.000,00 TL'nin, müşteriler ve piyasa nezdinde ticari şeref ve itibarı zedelenen ve küçük düşürülen müvekkiline, Nevşehir acenteliği için 30.000,00 TL, Ürgüp acenteliği için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın sözleşmelerin feshedildiği tarihten itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, Nevşehir Acenteliği sırasında ve bu ilişki dolayısıyla müvekkiline teslim edilmiş ve bedeli de müvekkilinden tahsil edilmiş olan aracın trafik sicil kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, aksine kanaat hasıl olması halinde, tespit edilecek olan araç bedelinin ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ve aracın kullanım bedelinin her ay için ayrı ayrı hesaplanacak faizi ile beraber ve şimdilik 1.000,00 TL’nin müvekkiline ödenmesine, dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve haksız bir şekilde acentelik sözleşmesinin feshi, haksız rekabet teşkil ettiğinden davacının ticari faaliyetine devam etse idi elde edeceği ve/veya mahrum kaldığı kazanç karşılığı olmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan sözleşmeler gereği müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının kesin delil niteliği taşıdığını, Nevşehir acentesinde müvekkili şirket yetkilileri tarafından yapılan denetimler sonucunda kasa açığının ve işleyişte birtakım eksikliklerin tespit edildiğini, bu nedenle 16.10.2009 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşme ve eklerinin haklı nedenle feshedildiğini, aynı şekilde Ürgüp acentesinde yapılan denetimler sonucunda da kasa açığının ve işleyişte birtakım hata ile eksikliklerin tespit edildiğini, bu nedenle de taraflar arasındaki sözleşme ve eklerinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının, müvekkilinin müşterilerinden tahsil ettiği taşıma ücretlerini yedine aldığını ve sözleşmelerde belirtilen vadelerde ödeme yapmadığını, davacının portföy tazminatı talebinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının, müvekkiline herhangi bir portföy sağlamadığını, davacının sözleşmede öngörülmemiş giderlerden kaynaklanan alacak talebinin, yarım kalan işlerden kaynaklanan acente ücretleri talebinin ve noksan ödenmiş ücretlerden kaynaklanan bakiye ücret alacağı talebinin zamanaşımına uğradığının İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/465 E., 2013/11 K. sayılı kararı ile karara bağlandığını, bu alacakların yeniden istenemeyeceğini, davacının araç bedeli ve araç kullanım bedeli talebi ile ilgili olarak ise, davacının her iki acentelik için de cari hesap sözleşmesinde öngörülen yatırım katkı payı ödemelerinin tamamını yapmadığını, bu nedenle müvekkilince ek protokolün 4/1/j hükmünde öngörülen cezai şartın uygulandığını, davalı sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinden manevi tazminat talebinin yersiz olduğunu, haksız rekabetten kaynaklanan alacak isteminin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili 31.01.2019 tarihli dilekçesiyle delillerini ıslah etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, sözleşmenin davalı tarafından haklı nedenle feshedilmesi nedeniyle sözleşmenin feshinde kusurlu bulunan davacının portföy tazminatı talep hakkı bulunmadığı, davacı tarafça, işin niteliği gereği yapılması zorunlu olan, sözleşmede belirlenmemiş ve öngörülmemiş giderlerden kaynaklanan alacak talebinde bulunulmuş ise de acentelik faaliyeti sırasında yapılan harcamaların olağan giderler ve olağanüstü giderler olarak ikiye ayrıldığı, dava dilekçesinde belirlenmiş ve öngörülmüş giderlere ilaveten alınan işçiler ve kiralanan araçlardan doğan masrafların olağanüstü masraf kapsamında talep edildiği, burada sözü edilen masrafların, işin niteliği gereği ayrı tüzel kişiliğe sahip bir tacir olan acente tarafından yerine getirilmesi gereken olağan masraflar olduğu, acente tarafından olağanüstü masraflarının varlığının ispatlanamadığı, davalı tarafça sözleşme haklı nedenle feshedildiğinden davacının yarım kalan işlerden kaynaklanan acente ücretlerine ilişkin talep hakkı bulunmadığı, davacı tarafça ödenmesi gerekli acente ücretinin hatalı hesaplanması veya haksız kesintiler nedeniyle noksan ödenmiş ücretlerden kaynaklanan alacak isteminde bulunulmuş ise de dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre mali açıdan davacı iddiasının ispata muhtaç kaldığı ve protokolün 4-1.j bendinin "Acente cari hesap sözleşmesinde belirtilen peşinat ve aylık ödemelerin tamamını ödemeden, Acente, Acentelik sözleşmesini kendisi fesheder ise veya haklı nedene dayalı olarak ... Kargo fesheder ise, acentenin ödemiş olduğu peşinat ve aylık ödemeler, Araç kira bedeli olarak kabul edilecek ve iade edilmeyecektir. Böyle bir durumda ... Kargo'nun mülkiyet devir yükümlülüğü sona erecektir. Acentenin hiçbir hak talebi olmayacaktır." şeklinde olduğu, buna göre davalı tarafça sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği kabul edildiğinden davacının araçla ilgili taleplerinin ek protokolün 4-1.j maddesi kapsamında reddi gerektiği, davacının manevi tazminat istemi de yerinde görülmediği gerekçeleriyle davacının tüm alacak talepleri ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
A.Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/4 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 11.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.