"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/801 Esas, 2024/1214 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/539 E., 2019/632 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile dava dışı ... Pazarlama İnşaat Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, davalının kullandırılan kredinin tamamından sorumlu olduğunu, asıl borçlunun kullandığı kredi borcunu ödememesi üzerine asıl borçlu ve kefillerine gönderilen kat ihtarnamesi ile kredi sözleşmesinin kat edildiğini, yine borcun ödenmemesi üzerine giriştikleri icra takibine davalının asıl alacak ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 08.01.2015 tarihi itibariyle asıl borçlu şirketin ortaklığından hisselerini devrederek ayrıldığını, müvekkilinin ortak olduğu dönemde 2004, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında şirketin 4 adet genel kredi sözleşmesi imzalayarak kredi kullandığını, müvekkilinin sadece 2004 ve 2011 yılında imzalanan kredi sözleşmelerinde kefil sıfatı ile imzalarının bulunduğunu ve bu kredilerin tamamının da ödenerek kredi borçlarının bittiğini, takip ve dava konusu kredi alacağının zamanaşımına uğraması nedeniyle öncelikle davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, takip ve dava konusu kredinin müvekkilinin imzalarının olduğu kredi sözleşmelerine dayanmadığını, 2012 ve 2013 yıllarında imzalanan sözleşmelerde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, imzasının olmadığı sözleşmelerin önceki sözleşmelerden bağımsız nitelikte olduğunu savunarak davanın reddine ve kötü niyetli icra takibi yapan davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, uyuşmazlık esas itibariyle, takip konusu 31.08.2012 tarihli ve 29.11.2013 tarihli genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı borca ilişkin olup, davalının ise bu tarihlerden önce 14.04.2004 ve 15.05.2011 tarihli genel kredi sözleşmelerine müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer alıp, kefil sıfatıyla imzasının olmadığı genel kredi sözleşmelerine ilişkin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, davacı banka vekili tarafından davalının imzasının olmadığı sözleşmelerin, davalı tarafından imzalanan sözleşmelerin devamı niteliğinde olduğu ve bu kredilerin sıfırlanmadığı ileri sürülmüşse de, takibe konu edilen sözleşmelerin bağımsız olarak tanzim edildiği, ilk sözleşmeye atıf içermediği gibi kefillerinin de başka kişiler olduğu, bu kapsamda asıl borçlu ve bankanın yeni bir sözleşme yapma iradelerinin bulunduğunun kabulünün gerekeceği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek raporunda, tüm sözleşmelerin, ödemelerin ayrıntılı olarak incelendiği, davalının kefil olarak imzasının bulunduğu kredilerin kapatıldığı, takibe konu kredilerin davalının imzasının bulunmadığı farklı krediler olduğunun bildirildiği, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve açıklayıcı olduğu, takip konusu kredi alacağından davalının sorumluğunun bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmeleri nedeniyle davacı bankaya borcunun bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.
2. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/3 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacının vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 13.01.2025 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.