"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/69 Esas, 2024/457 Karar
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR -
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı asıl borçlu şirketin imzaladığı genel kredi sözleşmeleri ve 13 adet taşıt rehni sözleşmeleri gereğince dava dışı şirkete krediler kullandırıldığını, bu kredi sözleşmelerinden 29.03.2005 tarihli, 750.000,00 TL miktarlı olanının davalı tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmış olması nedeniyle davalının genel kredi taahhütnamesi tutarı kadar asıl alacaktan ve temerrüt faizinden sorumlu olduğunu, kullanılan kredinin geri ödenmemesi üzerine davalıya ihtarname gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine borcun tahsili amacıyla davalı ve diğer borçlular hakkında 28.02.2013 tarihinde davalının sorumluluk tutarı olan 750.000,00 TL belirtilerek genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığını, davalı borçlunun borcun tamamına itiraz ettiğini, haksız ve mesnetsiz itiraz nedeniyle takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptaline ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödeme emrinde asıl alacak olarak belirtilen 750.000,00 TL'nin nasıl bulunduğunun denetime elverişli bir şekilde açıklanmadığını, borçlunun birçok kez ödeme güçlüğüne düşmesine rağmen borçlanmanın devam ettirilmesi ve yeni kredi sözleşmeleri yapılmasının, borçlanmalarda yeni kefillerin aranmamasının ve yerine eski kefaletin sürdürüldüğünün iddia edilmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak; alacaklı/devir eden banka tarafından davalı ...'a gönderilen 26.02.2013 tarihli ihtarnamede yer alan 63 adet kredi hesabından kaynaklı toplam 1.000.621,25 TL nakdi kredi alacağının hiçbirinin dayanağını 29.03.2005 tarihli genel kredi taahhütnamesinin oluşturmadığı, ihtarnamede yer alan 27 adet nakdi kredi hesabının 07.09.2007 tarihinde alınan ve sonrasında 13.12.2007 tarihinde limit artışı yapılan 1.500,000,00 TL tutarındaki genel kredi taahhütnamesine dayandığı, 37 adet nakdi kredinin ise 12.07.2012 tarihinde alınan 5.000.000,00 TL tutarındaki genel kredi taahhütnamesine dayandığı, bu taahhütnamelerde davalı ...'ın kefalet imzasının bulunmaması sebebiyle, alacaklı tarafından başlatılan icra takibi ve bu takibe esas borçtan ...'ın sorumlu tutulmaması gerektiği gerekçesiyle nakdi alacaklar yönünden davanın reddine, dava dosyası içinde bulunan temlik sözleşmesi incelendiğinde, davacı (temlik eden) bankanın sadece nakdi alacaklarını temlike konu ettiği, gayrinakdi alacaklarını temlike konu etmediği, bu durumda gayri nakdi alacakları üzerinde hak sahipliğinin devam ettiği, temlik eden davacı banka vekilinin mahkemeye sunduğu 19.04.2016 havale tarihli dilekçesinde, devir/temlik sözleşmesi gereği, görülmekte olan davada ... Yönetim A.Ş.’nin taraf sıfatına haiz olduğunu, ... T.A.Ş. olarak davadan çekildiklerini, bundan böyle yapılacak tüm tebligatların devir/temlik alan ... Yönetim A.Ş.’nin aşağıda belirtilen adresine yapılmasını talep ettiği, davacı (temlik eden) banka vekilinin bu beyanı çerçevesinde duruşmaları takip etmediği de gözetilerek nakde dönüşmeyen gayrinakdi alacaklar bakımından davanın açılmamış sayılmasına, takip başlatan ve alacağı devreden banka, konumu itibariyle takibe konu ettiği alacağın, davalının kefaletinin bulunduğu kredi sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını bilebilecek durumda olduğu, basit bir inceleme ile davalının dava konusu alacaktan sorumlu olmadığını tespit etmek yerine, "alacağımı kimden olursa olsun tahsil edeyim" düşüncesiyle davalı aleyhinde de takip başlatma yolunu seçen bankanın dava konusu takibi başlatmakta kötü niyetli olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davalı lehine asıl alacağın % 20'si oranında kötüniyet tazminatına karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan nakdi ve gayrinakdi alacağa yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2 maddesi uyarınca itirazın iptali davasının reddi halinde, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedebilmek için takibinin haksız olmasının yanında davacı alacaklının, takibe geçmede ve itirazın iptali davasını açıp yürütmekte kötüniyetli olduğunun da kanıtlanması gerekmekte olup, alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Somut olayda davacı alacaklının takibi kötü niyetle başlattığı gerekçesiyle davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmiş ise de alacaklının takipte kötü niyetinin tespitine ilişkin haksızlığının yanı sıra ayrıca kötüniyetli takip başlattığının da ispatı gerekmekte olup dosya içeriğinden davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından aleyhe tazminata karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5236 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile değiştirilmeden önceki 438/7 hükmü gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının ( 2 ) numaralı bendinde yer alan “ Dava konusu takip asıl alacak miktarının (750.000,00 TL) % 20'si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine ” ibaresinin çıkartılarak yerine “Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.