"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/1005 Esas, 2014/540 Karar
HÜKÜM : Kısmen Kabul
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı banka ile davalılar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu, bankanın külli halefi konumunda olduğu ... T.A.Ş ile ... Turizm İşl. San. Tic. Ltd. Şti. (... Turizm) arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin davalıların müteselsil kefil-müşterek borçlu sıfatıyla imzalayarak ... Turizm'in kullandığı ve kullanacağı kredilere kefil olduklarını, dava konusu alacağın davalıların sözleşmeden kaynaklı borçlarını kapsadığını, bankanın nakit alacaklarının aslı borçlu ... Turizm'e verilen 6 adet teminat mektubuna uygulanan komisyon ve ferilerinden kaynaklandığını, icra takibi ile işbu mektup bedellerinin deposunun talep edildiğini, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 141. maddesinde zamanaşımı süresinin 20 yıl olarak düzenlendiğini, davalıların itirazlarının haksız olduğunu ileri sürerek davalıların İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğü'nün 2012/7277 E. sayılı dosyasına yaptıkları haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalıların %40 oranında icra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde; 20 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğunu, teminat mektuplarının hükümsüzlüğünü ileri sürerek banka yükümlülüklerinin sona erdiğinden banka tarafından talep hakkının bulunmadığını, garanti yükümlülüğünün bittiğini, teminat mektuplarının kıymetli evrak sayılmadığından bankanın sorumluluğunun sona ermesi için mektubun bankaya iadesinin zorunlu olmadığını, önemli olanın teminat mektubunun hükümsüzlüğü olduğunu, teminat mektuplarına komisyon uygulanamayacağını, komisyonlarının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, ibraz edilen umumi kredi taahhütnamesinin geçerlilik taşımadığını, teminat mektuplarının da hükümsüz olduğunu, çıplak gözle imzalar arasındaki farkların hemen dikkati çektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak ... A.Ş. ile dava dışı ... Turizm arasında davalılar ... ve ...'ın da müteselsil kefaleti ile umumi kredi taahhütnamesi düzenlendiği, müşterek borçlu-müteselsil kefil olan davalıların sorumluluk tutarının 5.240,00 TL olduğu, umumi kredi taahhütnamesinin imzalanmasına müteakip ... Turizm'e 05.06.1998 tarihli 5 adet kesin ve süresiz teminat mektupları verilerek gayri nakdi krediler kullandırıldığı, dava dışı ... Turizm'e kullandırılan kredilerden dolayı ... A.Ş. tarafından 02.11.2011 tarihinde kat edilerek ihtarname ile aslı borçlu ve müteselsil kefillerine ihtar edildiği, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı ...'nin davalılardan dava dışı ... Turizm'in müteselsil kefaletlerinden doğmuş ve İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün 2012/7277 E. sayılı 01.10.2007 takip tarihi itibariyle adı geçen borçlu şirket lehine verilmiş 5 adet teminat mektupları sebebiyle 2.921,40 TL asıl alacak, (teminat mektupları ve devre komisyonları) 146,00 TL teminat mektupları devre komisyonunun %5 gider vergisi, 6,668,99 TL işlemiş faiz ve 333,44 TL temerrüt faizinin %5 gider vergisi olması nedeniyle toplam 10.069,83 TL alacağı olduğu gerekçesiyle itirazın kısmen iptaline, takip borcu olan 10.069,83 TL üzerinden hesaplanan %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davanın hukuki dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) “İtirazın İptali” başlıklı 67. maddesi oluşturmaktadır.
İİK'nın 67. maddesinin ikinci fıkrasına göre itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu uygun bir tazminata mahkûm edilir ve bu tazminata uygulamada icra inkar tazminatı denilmektedir. İİK’nın 67. maddesinde değişiklik yapan 6352 sayılı Kanunun 11. maddesi 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu düzenleme uyarınca İİK’nın 67. maddesinin ikinci fıkrasındaki %40’dan ibaresi, %20’sinden şeklinde değiştirilmiştir.
Kanun koyucu, 6352 sayılı Kanun ile İcra ve İflas Kanununda yapılan değişiklerin yürürlüğü konusunda her bir maddenin ne zaman yürürlüğe gireceğine yönelik ayrı düzenleme yapmak yerine konuyu genel nitelikte iki hüküm ile açıklamıştır. Bu hükümlerden ilki 6352 sayılı Kanun'un 106. maddesi, diğeri ise İcra ve İflas Kanununa eklenen Geçici 10. maddedir. Kanun koyucu geçici 10. madde ile 6352 sayılı Kanunla İcra ve İflas Kanun'unda yapılan tüm değişikliklerin zaman itibariyle uygulanmasını düzenlemiştir.
6352 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile İİK’na eklenen geçici 10. maddesi “Bu Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere Kanun Koyucu bu hüküm ile tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydı ile derhal uygulanabilirlik prensibinden ayrılarak tamamlanmış takip işlemleri ile başlatılmış ancak henüz tamamlanmamış takip işlemlerinin eski Kanuna; henüz yapılmamış takip işlemlerinin ise yeni Kanuna tabi olacağı şeklinde bir düzenleme yapmıştır.
Geçici 10. maddesindeki “takip işlemleri” ibaresini de takip talebi olarak anlamak gerekir (KURU, B.; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s.60).
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, ödeme emrine (süresi içinde) itiraz etmiş takip borçlusuna karşı itirazın kendisine (varsa vekiline tebliği) tarihinden itibaren bir yıl içinde açılabilir. Bir yıllık süre içinde açılan dava, teknik anlamda bir itirazın iptali davasıdır ve ancak böyle bir davada borçlu icra inkar tazminatına mahkum edilebilir (KURU s.263). O halde 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı asgari %40 olarak, 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında ise icra inkâr tazminatı asgari %20 olarak uygulanmalıdır.
Somut olayda; davacının başlattığı icra takibinin tarihi 01.10.2007 olup, 26.03.2012 tarihinde talebin yenilendiği, 18.10.2012 tarihinde ise takibin durduğunun anlaşılmasına göre, 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılan icra takibi nedeniyle 6352 sayılı Kanunu 38. maddesi ile İİK’ya eklenen geçici 10. maddesi uyarınca davacı lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5236 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile değiştirilmeden önceki 438/7 hükmü gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca davacının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan " % 20" ibaresinin çıkartılarak yerine " % 40" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.