"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/962 Esas, 2021/615 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
Taraflar arasında görülen davada mahkemece verilen kararı düzeltilerek onayan Dairenin kararı aleyhinde davacı vekili ile davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup görüşüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların ... Su Ürünleri San Tic. A.Ş. firmasına usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle banka zararına sebebiyet verdiklerini, kredi kullandırımının bankacılık genel mevzuatına, banka iç mevzuatına ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olduğunu belirterek söz konusu kredilerden kaynaklanan ve teminatsız olması nedeniyle tahsil kabiliyeti bulunmadığı tespit edilen 02.03.1999 tarihinden itibren muhtelif tarihlerde 5.135.931.256.000,00 eski TL olarak tasfiye olunacak alacaklar hesabına aktarılan alacağın 02.03.1999 tarihinden tahsil tarihine kadar temrrüt faizi ile dava tarihinden önce yapılan tahsilatların tahsil edildikleri tarih dikkate alınarak hesaplanacak faizi ve masrafları ile davalılardan iştirakleri oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ..., ..., ..., ... ve ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinin hukuka aykırı eylemlerinin bulunmadığını ve ibra edildiklerini, dava konusu işlem zamanında memur statüsünde çalıştıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; kredilerin şubenin yetkisinde olmayıp genel müdürlük ve yönetim kurulunun yetki ve talimatlarıyla kullandırılan otorize krediler olduğunu, teminatsız kredi teklifinde bulunulmadığını, istihbaratların tamamının bölge istihbarat müdürlüğü tarafından gerçekleştirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
3.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ... Bankası A.Ş.'deki görevinden 22.09.1997 tarihinden itibaren izinli olmak üzere 01.10.1997 tarihinde istifaen ayrılmış olduğunu ve bu tarihten sonra da herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, dava konusu kredilerin yasal mevzuata uygun olarak tahsis edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
4.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dava açmakta hukuki yarar bulunmadığını, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmeleri nedeniyle borcun sona erdiğini, dava konusu kredilerin yönetim kurulunun kararını gerektiren, merkez şubenin yetkilerini aşan krediler olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
5.Davalı ... ... cevap dilekçesinde; Nisan 1992-Ekim 1995 tarihleri arasında görev yaparak istifaen ayrıldığını, görevden ayrılmasından 3,5 yıl sonra kredinin tahsil kabiliyetinin olmadığının anlaşıldığını, bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
6.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili döneminde açılan kredinin ödendiğini, diğer krediler ile müvekkilinin ilgisinin bulunmadığını ve müvekkilinin 02.11.1995 tarihinde bankadaki görevinden ayrıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, dava tarihi itibariyle uyuşmazlığın 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (mülga 6762 sayılı Kanun) hükümlerine tâbi olduğu, 6762 sayılı Kanun'un 309 uncu maddesi dikkate alındığında, dava konusu edilen eylemler yönünden ceza davasının bulunduğu ve yargılama sırasında sonlandığı, dava tarihi itibariyle alacağın semeresiz kaldığına ilişkin bilgi ve belgenin de bulunmadığı anlaşıldığından koşulları bulunmayan zamanaşımı def'inin reddi gerektiği, davalılarca ileri sürülen husumet itirazlarının yerinde olmadığı, davalıların banka çalışanları olduğu, davacı bankanın esas itibariyle dava dışı firmaya açılan kredinin istihbarat raporunun olumsuz olduğu, yeterli teminat alınmadığı ve dolayısıyla hukuka aykırı kredi kullandırıldığı savlarına dayandığı, uyuşmazlığın teknik incelemeyi gerektirmesi sebebi ile alınan 19.02.2009 havale tarihli raporda davalıların sorumluluklarını gerektiren kusurlu bir davranışlarının bulunmadığının belirtildiği, itirazlar nedeniyle yeni bir heyetten alınan 06.04.2021 tarihli raporda, davacı bankanın Levent Şubesinden kullandırılan kredilerin istihbarat, teklif, tahsis ve kullandırım aşamalarının tek tek incelendiği, kredilerin ilk olarak yatırımların finansmanına yönelik olduğunu ve sonradan ihracatların desteklenmesi niteliğinde oldukları, tesisin büyük ölçüde ihracata yönelik üretim yapmak üzere kurulduğu, davaya konu kredilerin yönetim kurulunun yetkisi kapsamında oldukları, ilgili şubenin teklifi, genel müdürlük biriminin önergesi, genel müdür yardımcısının uygun bulması ve genel müdürün onayı ile yönetim kurulunun onayına sunulduğu, şubenin teklifinde ve genel müdürlük birimlerinin önergelerinde herhangi bir kusur bulunmadığı, dolayısıyla davaya konu kredilerde tüm sorumluluğun yönetim kurulunun üzerinde olduğu, istihbarat raporlarına göre firmanın mali verilerinin ve rasyolarının istenilen seviyelerde olmadığı, buna karşın istihbarat raporlarında firmaya kredi kullandırılmasına engel teşkil edebilecek bir hususun bulunmadığı, ... A.Ş. için kullandırılan 18 adet kredinin tahsislerinde usulsüzlük bulunmadığı, her bir kredinin genel olarak bire bir maddi teminat (ipotek ve/veya işletme rehni) karşılığı onaylanmış olduğu ve fakat bazı kredilerde her ne kadar öngörülen teminat onaylanan kredi tutarını karşılamamış ise de bu durumun yönetim kurulunun takdir yetkisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, belirli bir dönemde 8 milyon dolar ihraç ürünü üretebilecek kapasiteye ulaşmış olan (üretmiş olan) firmanın, davacı bankanın yönetim kurulu yetkisindeki davaya konu krediler ile yatırım aşamasında iken desteklenmesinin yanlış ve hatalı olmadığı, sonuç olarak davacı bankaca, ... A.Ş. firmasına tahsis edilip kullandırılan ve tahsil edilemeyip tasfiye olunacak alacaklar hesaplarına intikal eden kredilerin açılmasında ve kullandırılmasında davalıların ihmal, hata ve kusurlarının bulunmadığının belirtildiği, somut olayda, dava dışı firmaya açılan kredi ile ilgili olarak istihbarat raporunun alınmış olduğu, kredinin miktarı itibariyle yönetim kurulunun görevinde olduğu, yönetim kurulundan gizlenen yahut eksik araştırılan husus bulunmadığı, kredinin yeterli teminata bağlanarak kullandırılmış olduğu, bir kısmında ise yeterli teminat bulunmamakta ise de bu durumun yönetim kurulunun takdir yetkisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinin bilirkişilerin görüşünden, belirli bir dönemde 8 milyon dolar ihraç ürünü üretebilecek kapasiteye ulaşmış olan (üretmiş olan) firmanın, davacı bankanın yönetim kurulu yetkisindeki davaya konu krediler ile yatırım aşamasında iken desteklenmesinin kusurlu sayılmaması gerektiğinin bilirkişilerin dosyaya, bilgi ve belgelere dayanak tespitlerinden anlaşıldığı, kredinin hukuka aykırı kullandırıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 05.06.2023 tarihli, 2022/2739 E. ve 2023/3507 K. sayılı kararı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, Dairemiz ilamına karşı davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
IV. KARAR DÜZELTME İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, banka eski yöneticilerinin, banka şube müdürlerinin ve çalışanlarının usulsüz kredi kullandırdıkları iddiasıyla uğranılan zararın tahsili istemine yönelik sorumluluk davasıdır.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hâllerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
2.Dairemizin geri çevirme kararından sonra davalı ... vekili tarafından dava dosyasına karar düzeltme dilekçesi sunulmuş ise de, Dairemizin 05.06.2023 tarihli, 2022/2739 E. ve 2023/3507 K. sayılı ilamının anılan davalı vekiline 27.11.2023 tarihinde tebliğ edildiği, UYAP kayıtlarına göre karar düzeltme dilekçesinin tarihinin 02.07.2024 olduğu, süresi içinde karar düzeltme dilekçesinin sunulduğuna dair dosyada açık bir bilgi bulunmadığı, buna göre karar düzeltme dilekçesinin 15 günlük yasal süre geçtikten sonra Mahkemeye sunulduğu anlaşıldığından davalı ... vekilinin karar düzeltme dilekçesinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
3.Mahkemece verilen karar Dairemizce vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanmış ise de, davacı vekili tarafından süresi içinde sunulan temyiz dilekçesinde vekâlet ücreti yönünden herhangi bir temyiz itirazının ileri sürülmediği, süresinden sonra sunulan ek beyan dilekçesi ile vekâlet ücreti yönünden itirazın ileri sürüldüğü, bu sebeple vekâlet ücreti yönünden Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasının isabetli olmadığı, ancak bu aşamada bu hususun sadece usulüne uygun bir şekilde karar düzeltme yoluna başvuran davalı ... yönünden değerlendirilebileceği anlaşılmış olmakla, davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemiz düzelterek onama ilamının bu davalı yönünden kaldırılması ve düzeltilerek onama ilamının bu davalı yönünden değiştirilmesi gerekmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca davalı ... vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 05.06.2023 tarihli, 2022/2739 E. ve 2023/3507 K. sayılı ilamının bu davalı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı ... yönünden Mahkemenin 05.10.2021 tarihli, 2014/962 E. ve 2021/615 K. sayılı kararı ile 20.04.2022 tarihli tavzih şerhinin ONANMASINA, Dairemizin 05.06.2023 tarihli, 2022/2739 E. ve 2023/3507 K. sayılı ilamının davalı ... bakımından bu şekilde düzeltilmesine, neticede davalı ... bakımından 20.04.2022 tarihli tavzih şerhinde öngörüldüğü şekilde vekâlet ücretinin geçerli olmasına, aşağıda yazılı bakiye 328,85 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Kanun ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 2.505,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, peşin alınan karar düzeltme harçlarının istek halinde davalılar ... ve ...'ya iadesine,
19.12.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.