"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/373 Esas, 2024/76 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 2007/13795 sayılı ve "BAROKART" ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının müvekkili markası ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “AVUKART” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvurduğunu, 2017/75119 kod numarasını alan başvurunun Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itiraz edildiğini, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin “barokart” markasının avukatlık kimlik kartının genel tanımlaması olacak şekilde tasarlanıp avukatlık mesleğine mensup kişilerin kullanımına sunulduğunu, bunun yanında “icratek”, “bürotek”, “karartek” adında avukatların icra işlemlerine destek olan ya da avukatlık bürolarının iç işleyişine katkıda bulunmak, gelir gider dengesi ve müşteri portföyünü yönetmek üzere ya da milyonlarca yargısal içtihat ile ilgili olarak arama sağlayan tamamen avukatlara yönelik, yani belirli bir meslek mensubuna ayırt etmeye yarayan şekilde marka dizisi bulunduğunu, başvurunun 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, halbuki dava konusu markada başlıbaşına yer alan “avukart” sözcüğünün belli bir meslek grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan “avukat” adlandırılmasının adeta söz yanılması olduğunu, dava konusu markanın da anılan madde uyarınca avukatlık meslek grubuna ait olan avukat adlandırılmasını ihtiva ettiğinden marka başvurusunun öncelikle bu madde yönünden incelenmesi ve reddedilmesi gerekmekte iken aksi yönde hiç değerlendirmede bulunulmamasının kanuna ve hukuka aykırı olup bu mutlak ret nedeni yönünden davanın kabulünü talep ettiklerini, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu (1136 sayılı Kanun) uyarınca tanımlanan “avukat” sözcüğünün ticari faaliyetin konusu olarak markaya konu edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek YİDK’in 2018-M-9791 sayılı kararının iptali ile dava konusu “avukart” markasının tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin “avukart” markasının ilk kez 30.04.2010 tarihinde 09, 36 ve 38. sınıflarda tescil edildiğini, “avukart” markası ve bu markayla yürütülmek istenen projesinin, tüm teknik detayları ve marka altında içerdiği fikir ile birlikte aynı tarihlerde noter nezdinde de davalı adına tescillendiğini, bu markanın ve fikrinin gelişimi için gerek bankalar gerek Türkiye Barolar Birliği’nin bilgisi dahilinde çalışmalar yürütüldüğünü, davacı iddialarının yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak davalı başvurusuna konu olan ibaresinin karakteristik "av" ibaresi ile bu ibare ile bitişik "ukart" ibaresinden oluştuğu, markada açıkça avukat ibaresine göndermede bulunulduğunun kabulü gerekeceği, bu nedenle markalar arasında bütünsel değerlendirme yapıldığında benzer ilişkili mal ve hizmetler yönünden iltibasa neden olacağı, davacının tanınmış markasının tanınmışlığından davalının haksız yarar sağlayabileceğinin kabulü ile ve tanınmışlık da bölünemeyeceği gerekçesiyle davanın tüm mal ve hizmetler yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/4 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istekleri halinde ilgililere iadesine, 18.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.