Logo

11. Hukuk Dairesi2024/6578 E. 2025/634 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalı şirketin liman işletme hakkını kısmen devretmesi ve hakem heyetinin verdiği tazminat kararının kamu düzenine aykırı olduğunu iddia ederek hakem kararının iptalini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Hakem kararında, davacının sözleşmeye aykırı uygulamaya itiraz etmeyerek haklı güven oluşturduğu, hakem heyetinin uyuşmazlığı tahkim yetkisine sahip olduğu ve kararın kamu düzenine aykırı olmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi(İlk Derece)

SAYISI : 2023/5 Esas, 2024/6 Karar

Bölge Adliye Mahkemesi (İlk Derece Sıfatıyla) kararı davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; Hakem Kurulunun 01.11.2023 tarih ve 2020/1 E. sayılı kararı ile 160.867,14 USD tutarındaki talebin Prof. Dr. ... muhalefeti ve oy çokluğuyla kabulüne karar verildiğini, bu kararın kanuna, işletme hakkı devir sözleşmesine ve bunlara bağlı olarak kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini, hakem dosyasına sundukları dilekçelerinde belirttikleri üzere ... Limancılık Ltd Şti'nin aldığı yüksek riskler, yaptığı ciddi yatırımlar ve buna bağlı olarak Rize Limanı'nda iş sahipleri ile forwarder firmalarına verdiği hizmetler nedeniyle Rize Limanı'na daha önce hiç gelmeyen yükler geldiğini, gelen bu gemiler, forwarder ve yük sayısında yüksek artışların olduğunu, liman gelirlerinin başta kılavuzluk ve barınma olarak arttığını, tüm gelişmeler ile ... Rize limanı liman özelleştirme öncesinde olmayan yatırımlarını, yeni ürün hizmet kalemlerini artırıp geliştirdiğini ve buna bağlı olarak TDİ payı adı altında davacıya yapılan ödemelerde artışların olduğunu, bilançolarda yer aldığını ve esas dava konusunun bu şekilde oluştuğunu, hakem kurulu üyesi Prof. Dr. Tekin Memiş'in muhalefet şerhinde belirtildiği üzere 2019 yılı dahil TDİ hasılat payı denetleme raporunun düzenlendiği 01.20.2020 tarihinden sonra yapılan bildirim üzerine ancak davalının haklı güveninin ortadan kalkacağını, hakem kurulu kararının gerekçe kısmı ile hüküm kısmı arasında çelişki olduğundan ve haklı güven ilkesi yanlış uygulanmış olduğundan hukuka uygun karar verilmesi yerine, hakkaniyete uygun karar verilmenin amaçlanmış olması nedeniyle kamu düzenine aykırı olduğunu ve iptaline karar verilmesi gerektiğini, dosyada bulunan bilirkişi raporlarında ...'un sözleşmeye göre bizzat yapması gereken işlerden hangilerini ...'e yaptırdığı ve bu suretle ...'in fiilen elde ettiği gelir miktarının ne olduğunun hesaplanamadığını, hakem kurulu kararının gerekçesinde belirtildiği üzere ...'in 2019 yılında elde ettiği faaliyet gelirlerinin tamamının Rize Limanı'nda yürütülen elleçleme faaliyetleri çerçevesinde elde edildiğini, hakem kurulu kararında kabulüne karar verilen alacağın yargı süresi içinde tam olarak belirlenmemesi nedeniyle hakem kurulu kararının kamu düzenine aykırı olduğunu, davacı TDİ A.Ş. vekilinin eksik düzenlenen raporun tamamlanması için ek rapor alınması yönündeki delilden vazgeçmesine açık izinlerinin bulunduğunu dosyaya yazılı olarak sunulduğunu, bu nedenle hakem kurulu kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 196. maddesine açıkça aykırı olduğunu, buna bağlı olarak kamu düzenine aykırı olduğunu, davacının davaya konu ettiği alacağın varlığını ispatlayamadığını, limanlarda yapılan uygulamalar ile ilgili ülkemizde özelleşen ya da özelleştirme yapılmayan kamu ya da özel şirketler tarafından işletilen tüm limanlarda, limancılık faaliyetlerinde uygulama ve ücretlendirmenin iki alternatifli tarifeye göre yapıldığını, hakem kurulu kararının bu yönden kamu düzenine aykırı olduğunu, hakem kurulu kararında kabul edilen 160.867,14 USD'nin hesaplanmasında esaslı hataya düşüldüğünü, tazminat hesaplamak yerine takdir hakkı kullanılarak tazminata karar verildiğini, delillerin yanlış değerlendirildiğini, ispat kuralının yanlış uygulandığını, taraflarca getirilme ilkesine aykırı davranıldığını, yanlış ve hatalı yorum sonucu hukuka uygun karar verilmesi yerine, hakkaniyete uygun karar verilmesinin amaçlandığını, hakem kararında gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluştuğunu, hukuku hâkim re'sen uygular kuralının yanlış uygulanması nedeni ile maddi hukuka ilişkin olarak kamu düzenine aykırı olduğunu iddia ederek hakem kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalının işletme hakkı kapsamında olduğu belirtilen faaliyetleri yürütme hak ve yetkisini kısmen ve tamamen başkasına devir imkânına sahip olmadığını, kimsenin kendi kusuruna dayanak hak talep edemeyeceğini, herkesin dürüstlük kurallarına uygun davranmak zorunda olup ayrıca davalı kuruluşun bir kamu kuruluşu olduğunu, önemli gelirlerinin liman işleticisi şirketlerden tahsil edilen TDİ payları olduğu nazara alındığında böyle bir duruma davacının ses çıkartmamasının mümkün olamayacağını, salt temsilci üyenin varlığının ihlalin bilindiği yönünde yorumlanamayacağını, davacı kuruluş tarafından yapılan hesaplamaların afaki değerlendirmelerle değil, davalı işletici şirket tarafından yayınlanan liman hizmet tarifelerine göre yapıldığını iddia ederek davacı kuruluş tarafından Rize Limanı hizmet tarifesi üzerinden yapılan hesaplama gereğince davaya konu edilen miktar toplamı 1.878.497,72 USD üzerinden davanın kabulüne, hakem heyetinin 01.11.2023 tarihli kararının müvekkili kuruluş aleyhine olan kısımlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; hakem yargılamasına konu edilen 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin TDİ payı ve faizlerinin oy çokluğu ile reddedildiğini, kısacası hakem kurulu tarafından çelişkili davranış yasağı/uyandırılmış güvene aykırılık gereği davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, hakem kararının iptaline ilişkin dava dilekçesinde iddia ve beyan edilen hususların, hakem yargılaması sürecinde de beyan edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; 2020/1 E. sayılı hakem kurulu kararının davacı aleyhine olan kısımlarının değil, tamamının kamu düzenine aykırı olduğunu, tarifenin çok altında faturalandırma yapılmadığını, işletme hakkının devrinin söz konusu olmadığını, davacı TDİ A.Ş.'nin haklı bir güven oluşmasına sebebiyet verdiğini, limanlarda verilen yükleme boşaltma hizmetleri konusunda detaylı araştırma yapılmadığını, eksik bilgiye göre yorum yapıldığını, delillerin sunulduğunu, TDİ A.Ş.'nin ... Rize Limanı İşletmesi Yatırım A.Ş.'nin hissedarı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tahkim yargılamasında davalı ... Rize Limanı İşletmesi Yatırım A.Ş.'nin, davacının talep ettiği alacağın oluşmadığını, temerrüt koşullarının mevcut olmadığını, davacının alacağın kendisine ödenmesini isteyemeyeceğini, dolayısıyla davayı takip yetkisinin olmadığını ve alacağın bir kısmının zamanaşımına uğradığını savunduğu, somut olayda taraflar arasındaki sözleşme hükümleri kapsamında, davalı ... Rize Limanı işletmesinin, işletme hak ve yetkisini kısmen veya tamamen başkasına devir imkânına sahip olmadığı, sözleşmenin kurulduğu andan ve halen devam ettiği anlaşılan Rize Limanındaki yükleme-boşaltma işlerinin ... tarafından değil üçüncü bir şahıs olan ... tarafından yapılması şeklindeki uygulamanın, sözleşmeye aykırı olduğu, bunun bir kısım liman hizmetlerinin sözleşme dışına çıkartılması sonucu doğuracağı, buna göre bilirkişi kurulunca 2019 yılı gelirleri esas alınarak hesaplanan 164.150,14 USD'nin kabulüne, ancak davacının söz konusu uygulamaya itiraz etmeyerek kabullenmesi, limanın devredildiği tarihte dahi limanın amaca uygun bir şekilde işletilebilmesi için gerekli olan vinç ve aparatlarının bulunmadığını ...'a vinç tesliminin söz konusu olmadığını bilen davacının söz konusu uygulamadan habersiz olduğunu iddia etmesinin mümkün olmadığı, mevcut dosya içeriğine göre davacının bu yöndeki iddiayı ilk defa 01.10.2020 tarihli, 2019 yılına ait TDİ hasılat payı denetleme raporu ile gündeme getirdiği, bu nedenle davacının 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin taleplerinin davalının faaliyetlerini takip eden yıllarda da aynı şekilde denetlenmiş olduğu ve söz konusu denetimlerde anılan faaliyetin sözleşmeye aykırılığına ilişkin bir uyarı, itiraz ya da taleplerin ileri sürüldüğü ve bu suretle o dönemlere ilişkin faaliyetlerin sözleşmeye uygunluğu yönünde haklı güven oluşmasının engellendiği ispat edilemediğinden bu kısmın oy çokluğuyla reddine karar verildiği, hakem kararı tebliğe çıkartılmamış olup asıl ve birleşen davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiği, uyuşmazlığın tahkime elverişli olduğu, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmediği, kararın kamu düzenine aykırı bulunmadığı, hakem heyeti kararının esasının, yerinde olup olmadığının, hukuku doğru uygulayıp uygulamadığı gibi hususların hakem heyeti kararının iptali istemli davada tartışma konusu yapılamayacağı, asıl ve birleşen davada, taraflarca işin esasına yönelik ileri sürülen nedenlerin inceleme konusu yapılmadığı, davacı tarafından açılan iptal davasında re'sen incelenmesi gereken kamu düzenine aykırılık ve tahkime elverişli olmama hali bulunmadığı gibi taraflarca ileri sürülen iptal sebeplerinin işin esasına girilmesini gerektirip hakem yargılamasında esasa ilişkin sebeplerin iptal sebebi yapılamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm, asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleşen dava, hakem kararının iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

V. SONUÇ: Asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.