"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1454 Esas, 2024/652 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/1227 E., 2021/236 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 30.09.2024 tarihli, 2024/5448 E., 2024/6863 K. sayılı kararı ile davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin ise süreden reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından Dairemizin müvekkili hakkındaki kararının maddi hataya dayandığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmiş olmakla; Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. MADDİ HATA TALEBİNİN İNCELENMESİ
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı adına Avukat ...'a 05.06.2024 tarihinde tebliğ edilmiş ise de adı geçen vekilin İlk Derece Mahkemesine hitaben sunduğu 21.09.2023 tarihli dilekçeyle vekillikten çekildiğini bildirdiği, vekillikten çekilme dilekçesinin davalı asıla 26.09.2023 tarihinde tebliğ edildiği, bu suretle ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 82/1 hükmüne göre Avukat ...'ın vekalet görevinin 10.10.2023 tarihinde sona erdiği, bu nedenle adı geçen vekile 05.06.2024 tarihinde yapılan gerekçeli karar tebliğinin geçersiz olduğu, nitekim Bölge Adliye Mahkemesince de kararın ve davacı yanın temyiz dilekçesinin bir kez daha ve bizzat davalı asıla 21.07.2024 tarihinde tebliğ edildiği, bu hale göre davalı tarafın karara ıttıla tarihinin 21.07.2024 tarihi olduğunun kabulü gerektiği, temyiz dilekçesinin 16.08.2024 tarihinde sunulduğu gözetildiğinde davalı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğu, Dairemizce davalı tarafın temyiz dilekçesinin maddi hataya dayalı olarak süreden reddedildiği anlaşılmakla, maddi hata talebinin kabulü ile Dairemizin 30.09.2024 tarihli, 2024/5448 E., 2024/6863 K. sayılı kararının, davacı tarafın temyiz isteminin değerlendirilmesine ilişkin kısımları aynen muhafaza edilmek suretiyle kısmen ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda, davalı tarafın temyiz isteminin değerlendirilmesine ilişkin ikinci bölüm ile "Karar" başlıklı kısmında yer alan " 2 nolu bent gereği davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine" cümlesinin Dairemizin anılan kararından tamamen çıkartılmasına ve davalı tarafın temyiz isteminin esastan incelenmesine karar vermek gerekmiştir.
II. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında ''... Alışveriş Hizmetleri Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.'''nin paylarının %85'inin devir ve temlikine ilişkin olarak pay alım satım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme neticesinde davalının müvekkiline ödemekle yükümlü olduğu 2.080.944,91 TL tutarındaki faturanın davalıya iletildiğini, davalı tarafından faturanın 1.441.259,40 TL'sinin kabul edildiğini, kalan 639.685,51 TL için iade faturası düzenlendiğini, davalının sözleşmenin yanlış yorumlandığından bahisle ödeme yapılmayacağını bildirdiğini, bu nedenle davalı aleyhine 639.685,51 TL asıl alacak ve 11.227,74 TL işlemiş faiz talepli ilamsız takip başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini ileri sürerek davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
III.CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; anılan sözleşme kapsamında davacının müvekkiline fatura edebileceği ödemeleri içeren bir fatura olması gerektiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın fatura edilen bir takım kalemlerin davacı tarafından fatura edilip edilemeyeceği ve edilecekse ne miktarda edilebileceği noktasında toplandığını, bu hususu aydınlatabilmek adına fatura içeriğine bakılması gerektiğini, davacı tarafından keşide edilen faturaya kısmen itiraz edildiğini ve sorumlu oldukları tutarların ödendiğini, davacının ise sözleşmeye aykırı olarak sorumlu olmadıkları meblağları talep ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
IV. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafından icra takibine itiraz edilmiş ise de hükme elverişli bulunan bilirkişi kurulu ek raporuna göre; davalının itirazında 25.842,27 TL asıl alacak ve 7.613,72 TL işlemiş faiz yönünden haksız olduğu, alacağında likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2018/37387 E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle 425.842,27 TL asıl alacak, 7.613,72 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 433.555,99 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
V. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulünde bir isabetsizlik olmadığı ancak alacağın mahkemece verilen kararlara dayalı olduğu, bilinebilir olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul 11. İcra Dairesi'nin 2018/37387 E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, 428.842,27 TL asıl alacak, 7.613,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 433.555,99 TL üzerinden takibin devamına, fazla istemin reddine, %20 oranda hesaplanan 86.711,19 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, pay alım satım sözleşmesi kapsamında düzenlenen fatura alacağının tahsili için başlatılmış icra takibine davalının vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII.SONUÇ: Yukarıda (I) numaralı, "Maddi Hata Talebinin İncelenmesi" başlıklı kısımda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin Dairemizin 30.09.2024 tarihli, 2024/5448 E., 2024/6863 K. sayılı kararına ilişkin maddi hata talebinin kabulü ile Dairemizin zikredilen ilamının (I) numaralı kısımda belirtilen şekilde kısmen kaldırılmasına ve davalı vekilinin temyiz isteminin esastan incelenmesine, yukarıda "Değerlendirme ve Gerekçe" başlıklı kısımda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 18.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.