Logo

11. Hukuk Dairesi2024/66 E. 2024/8624 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıya ait marka ile davalı şirketin marka başvurusu arasında benzerlik bulunup bulunmadığı ve davalı şirketin marka başvurusunun hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davacı markası ile başvuru konusu marka arasında işaret ve emtia benzerliği bulunduğu, karıştırılma ihtimalinin olduğu ve davalı şirketin kullanmama def'inin geçerli olmadığı gerekçesiyle marka hükümsüzlüğüne karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1250 Esas, 2023/1169 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/112 E., 2020/360 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 2017/63168 sayılı 3. sınıf malları kapsayan "... PRİMER" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, bu başvuruya müvekkilince 2004/26580 sayılı "..." ibareli marka mesnet gösterilerek itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın başka bir itiraz hakkında verilen karar üzerine kısmen konusuz kaldığı, geri kalan kısım yönünden de kullanım ispatı talebine ilişkin delillerin süresinde sunulmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, nihai olarak YİDK tarafından da itirazın reddedildiğini, davacının bitkisel doğal içeriklerden oluşan kozmetik ürünlerini 30 yıllık tecrübesi ile ... markası altında satışa sunduğunu, ayrıca 2017/94083 sayılı "... gold mask", 2017/94079 sayılı "... silver mask" ve 2017/49792 sayılı "... ..." ibareli markalarının da bulunduğunu, başvuru konusu marka ile itiraza ve davaya mesnet markaların ayniyet derecesinde benzer ve karıştırılma ihtimalinin çok yüksek olduğunu ileri sürerek dava konusu YİDK kararının iptaline ve marka başvurusu tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davalının "..." ibaresini ihtiva eden markalarının uzun yıllardır kullanım ve tanıtım faaliyetleri sonucunda sektörde tanınmışlığa sahip olduğunu ve "..." ibaresinin ticaret unvanlarının da esas unsurunu teşkil ettiğini, markalarının yurt dışında pek çok ülkede de tescilli edildiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği 2017/94083, 2017/94079 ve 2017/49792 sayılı markalarını itiraza dayanak göstermediğini, üçüncü bir kişi tarafından yapılan itiraz sonucu dava konusu markadan kısmi olarak çıkarım yapıldığını, davacının markasını kullanımına ilişkin belgeleri yasal süresi içinde sunmadığını, markaların benzemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; davacının kullanım ispatına ilişkin delillerini yasal süre geçtikten sonra sunduğunu, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davaya konu 2017/63168 sayılı "... primer" markası ile davacıya ait 2004/26580 sayılı “...” markası arasında işaret ve emtia benzerliğinin bulunduğu, markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunduğu, dava konusu markaya itiraz aşamasında davacı tarafından kullanım ispatı ile ilgili olarak kendisine verilen süre içinde kullanım ispatına ilişkin delillerini sunmadığı bu nedenle dava konusu YİDK kararının yerinde olduğu, dava aşamasında kullanım ispatı ile ilgili olarak bir savunma, kullanmama def"inin ileri sürülmemiş olması ve hükümsüzlük talebinin YİDK kararı iptali talebinden bağımsız olması nedeniyle dava konusu yapılan markanın davacının dayanak markası karşısında karıştırılma ihtimaline dayalı olarak somut uyuşmazlık kapsamında hükümsüzlüğü koşulunun oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı şirket vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince; davacının marka yayınına itirazında 2004/26580 sayılı "..." ibareli markasını mesnet göstererek 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 8/1 inci maddesi uyarınca benzerlik/karıştırılma ihtimali ve 8/3 üncü maddesi uyarınca eskiye dayalı kullanım gerekçelerine dayandığı, başvuru sahibinin kullanım ispatı talebi üzerine YİDK tarafından davacıya bu husustaki delillerini sunmak üzere bir aylık süre verildiği, ancak süresinde delil sunulmaması üzerine, başka bir itiraz gerekçesi bulunmadığı da belirtilerek Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulama Yönetmeliği'nin 29/3 üncü maddesine istinaden işbu itirazın konusunu oluşturan mallar bakımından itirazın reddine karar verildiği, ancak davacı yayına itirazında 556 sayılı KHK'nın 8/3 üncü maddesine de dayandığından önceye dayalı kullanım iddiasının değerlendirilmesinin gerektiği, oysa somut olayda davacı tarafça sunulan deliller, davacının dava konusu markayı oluşturan ibare üzerinde SMK'nın 6/3 maddesi kapsamında öncelik hakkının bulunduğunun ispatına yeterli olmadığından YİDK kararının iptali talebinin reddine karar verilmesinin sonucu itibariyle doğru olduğu, somut olayda davalı tarafından cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde kullanmama def'i öne sürülmediği gibi ön inceleme duruşmasında da bu konuda beyanda bulunulmadığı, davalı vekilinin, cevap ve ikinci cevap dilekçelerindeki YİDK sürecinde öne sürülen kullanım ispatı talebi ile ilgili olduğu açıkça anlaşılan beyanlarının, hükümsüzlük davasında öne sürülmüş "kullanmama def'i" olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, davalı tarafın kullanmama def'i olarak kabul edilebilecek beyanlarının ilk kez tahkikat aşamasında, bilirkişi raporunun bu hususa işaret etmesinden sonra sunulmuş olup, 6100 sayılı HMK'nın 141 inci maddesi uyarınca savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğu, kaldı ki bir an için davalı tarafından hükümsüzlük davasında kullanmama def'i öne sürüldüğü kabul edilecek olsa dahi, davacının dava dilekçesinde dayandığı 3. sınıfta tescilli bulunan 2017/49792 sayılı "... ..." ibareli markanın, tescil tarihine göre kullanmama def'ine tabi olmadığı ve bu marka ile başvuru konusu marka arasında işaret ve emtia benzerliği şartlarının gerçekleştiği, böylece karıştırılma ihtimalinin bulunduğu ve hükümsüzlük isteminin kabulüne karar verilmesin de usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, Mahkemece bu gerekçelerle YİDK iptali davasının reddine, hükümsüzlük davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesinin gerekçesine yönelik olarak istinaf başvuralarının kabulüne karar verildiği gerekçesiyle davacı vekilinin ve davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, YİDK kararının iptali talebinin reddine, davaya konu 2017/63168 sayılı markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, marka ile ilgili YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.556 sayılı KHK'nın 8 inci maddesi.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.