Logo

11. Hukuk Dairesi2024/6729 E. 2025/1780 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının ticaret unvanının davacı şirketin ticaret unvanıyla benzerlik taşıması nedeniyle haksız rekabete yol açıp açmadığı ve manevi tazminat ödenmesi gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacı şirketin eski ortakları tarafından kurulduğu, benzer ticaret unvanını kullanarak haksız rekabete yol açtığı, davacının sessiz kalma süresi içinde hak kaybına uğramadığı ve TMK 2. maddesine aykırı bir durum olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi

SAYISI :2024/360 Esas, 2024/729 Karar

HÜKÜM :Davanın kabulü (Yeniden hüküm kurulmak suretiyle)

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369/2 hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 1994 yılından bu yana "... Ticaret" ticaret unvanı ve markasıyla Hatay merkez ve ilçelerinde geniş bir portföyü olan bir şirket olduğunu, şirketin ortaklığından ayrılan eski ortaklarının müvekkili şirketin müşteri portföyünden yararlanmak ve müşteri çevresini kendisine çekmek amacıyla 16.06.2016 tarihinde aynı ticaret unvanı ile aynı cadde üzerinde, şirket merkezinin tam karşısında aynı faaliyet alanıyla herhangi bir izin almaksızın haksız rekabete yol açacak şekilde işyeri açtığını, Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/190 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, tespit neticesinde mahkemenin ... ibaresinin tedbiren kapatılmasına karar verdiğini ileri sürerek ihtiyati tedbirin devamını, davalı tarafından kullanılan ''...'' ibaresinin ticaret unvanından silinmesini, davalının kullandığı bütün tabela, reklam afişlerinin kaldırılmasını, ibarenin geçtiği tüm evrak ve belgelerin imha edilmesini, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini, Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/190 D.İş sayılı dosyasında 1.315,00 TL vekâlet ücretinin tahsilini, Hatay İcra Müdürlüğü tarafından 02.11.2016 tarihinde 2016/28851 numaralı dosya ile yapılan 110,00 TL masrafın tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil şirket ortaklarının daha önce davacı şirketin ortağı olduklarını, tarafların tamamının 22 yıl boyunca aynı şirket bünyesinde faaliyet gösterdiklerini, ''...'' isminin müvekkiller tarafından oluşturulmuş, kullanılmış, yer edinmiş olduğunu, müvekkillerinin davacı şirketteki hisselerini başkasına devrettiklerini, şirket adının tarafların uzlaşısı ile davacı tarafta kaldığını, yeni kurdukları şirketin ayırt edici özelliği olacak şekilde düşündüklerini, taraflar ortaklıktan ayrılırken bu ismin kullanılmayacağına dair bir şart koşmadıklarını, aksine malların taksimi sırasında davacı tarafından davalı şirket bünyesinde yüklü mal naklettiklerini, tarafların 20 yılı aşkın süredir beraber işlettikleri ve taksimi sırasında davalılara bırakılan dükkânı yeni açılmış gibi gösterdiklerini, davacı şirketin bulunduğu aynı caddede müvekkili şirketin sadece seramik bayiliği olduğunu, davacının ise inşaat malzemeleri dükkânı bulunduğunu, müvekkili şirketin seramik satışı yaptığını ve iş yerini yeni açtığını, iş yerinin tarafların ortaklığı mevcut iken var olduğunu, müvekkili şirketin, şirket ismi için Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne başvuru yaptığını, ... ismini diğerlerinden ayırt edici şekilde ... Yatırım Mühendislik olarak kullanmaya başladığını, davacı şirket ile hiçbir ilgisi olmayan ek isimlerin tescilinin bizzat Sicil Müdürlüğünce yapıldığını, vergi levhası ve tüm ruhsatların bu isimle anıldığını, müvekkili şirket ortaklarından ...'ın inşaat mühendisi olduğunu, müteahhitlik yaptığını, faaliyet alanlarının tamamen farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı her ne kadar 20.06.2016 tarihli "Makbuz-İbraname" başlıklı belgenin üst kısmının sonradan doldurulduğunu ileri sürmüş ise de, belgenin sonradan doldurulmadığı ve davacının bu belgeyi davalı şirkete verdiği kabul edilse dahi, bu belgeden yola çıkarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)'nun 2.maddesine aykırı hareket ettiğinin ve çelişkili davranış ilkesi çerçevesinde bu davayı açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu sonucuna varılamayacağı, belgede, ... ve ...’un aynı faaliyet alanında şirket kurmalarına karar verildiği beyan edilmekte olup bu beyanın yeni kurulan şirketin ‘...’ ibaresini taşıyan unvanla kurulacağına karar verildiği ve ‘...’ ibaresinin ticaret unvanında kullanılmasına rıza gösterildiği sonucunu doğurmadığı, Makbuz-İbraname başlıklı belge, davalı şirkete satılan 18.06.2016 ve 20.06.2016 tarihli fatura bedellerinin şirketten nakden alındığı beyanını ve üst kısımda da faturadaki malların ... Yatırım Limited Şirketine satıldığı beyanını içerdiği, belgede, mal satılan şirketin ve satım bedelinin nakden alındığı şirketin unvanının yazılmasının doğal ve hayatın olağan akışına uygun olup, bu hususun davacının davalının ‘...’ ibareli unvanına onay verdiği anlamına gelmediği, davacı şirketin 21.12.1994 tarihinden itibaren ... unvanıyla iştigal ettiği, fatura tarihleri ile Makbuz-İbraname tarihi ve davalının ticaret unvanının tescil tarihi olan 15.06.2016 tarihi dikkate alındığında, davanın açıldığı 07.11.2016 tarihinde, sessiz kalma suretiyle hak kaybı ve ticaret unvanında "..." ibaresinin bulunmasına izin-icazet bulunmadığı, TMK'nın 2.maddesine aykırılık ve çelişkili davranışın da söz konusu olmadığı, davalının eyleminin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 54. ve 55.maddelerinde düzenlenen haksız rekabet niteliğinde bulunup, manevi tazminat isteme şartlarının da oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince edilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalının ticaret ünvanının terkini, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/3 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 13.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.