Logo

11. Hukuk Dairesi2024/871 E. 2024/9000 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Şirket ortağının, diğer ortağın şirket malvarlığı ile aldığı taşınmazların tapu iptali ve tescili istemiyle açtığı davada aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, şirket malvarlığı ile edinilen taşınmazların diğer ortak adına tescil edilmesi nedeniyle oluşan zararın şirkete ait olduğu, dolayısıyla davacının şahsi bir hak kaybına uğramadığı ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 553. ve 555. maddeleri uyarınca ancak şirketin dava açabileceği gözetilerek, davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2444 Esas, 2023/2 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/464 E., 2022/258 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalıların murisi olan ...’un 2001 yılında market işletmeciliği amacı ile birlikte kurdukları ... Ltd. Şti.’nin kazancı ile ... tarafından kendi adına 4 adet taşınmaz aldığını ileri sürerek söz konusu taşınmazların %50’sinin müvekkile ait olduğunun tespiti ile ... adına var olan tapu kaydının iptali ile müvekkil adına kayıt ve tesciline mümkün olmaması halinde taşınmazların yarı bedeli olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin belirsiz alacak davası olarak taşınmazların edinim tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan miras payları oranında tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... cevap dilekçesinde; davacının halası ...'un ise amcası olduğunu, dava konusu taşınmazların davacı ile ...'un birlikte işlettikleri marketin kazancı ile alındığı konusundaki davacı iddialarına bir itirazının bulunmadığını belirtmiştir.

2.Davalı ... cevap dilekçesinde; avacının halası ...'un ise amcası olduğunu, dava konus taşınmazların davacı ile ...'un birlikte işlettikleri marketin kazancı ile alındığı konusundaki davacı iddialarına bir itirazının bulunmadığını belirtmiştir.

3.Davalı ... cevap dilekçesinde; ...' un 20.10.2020 tarihinde vefat ettiğini, aradaki 6 yıllık süre geçmiş olduğunu bu nedenle davanın zamanaşımına uğradığını, ... adına kayıtlı 33 BV 122 ve 33 TT 405 plaka sayılı araçların da dava konusuna dahil edilmesini, davacının adına kayıtlı taşınmazların TC kimli numarası ile tapu kayıtlarından sorgulanmasını talep ederek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacı ile davalıların murisi ...'un kardeş oldukları ve birlikte kurdukları ... Gıda İnş. Tur. Nak. Tüp. San ve Tic. Ltd. Şti'yi işlettikleri davaya konu edilen taşınmazın şirket kazancı ile satın alındığı ve şirket adına tescil ettirmediğinin iddia edildiği, davacı vekili beyan dilekçesinde dava dışı şirketin kar payı dağıtımı yapılmadığını beyan ettiği, bu nedenle dava konusu taşınmazların şirket malvarlığı ile alındığı ve şirket adına tescil edilmesi gerektiği, davacının tek ortak ve yetkili olmasının bu durumu değiştirmeyeceği, davacının 1/2 oranında kendi adına iptal tescil ve alacak talebinde bulunamayacağı, bu davanın şirket adına iptal tescil ve alacak istemi ile açılması gerektiği, bu hali ile davacının aktif husumet ehliyeti ve dava takip yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, şirketin tek ortağı olan davacı tarafından, davalıların murisi olan eski şirket müdürünün, görevini kötüye kullanmak suretiyle, şirket mal varlığı ile satın alınan ve sonuçta şirket adına kayıtlı olması gereken taşınmazları, muris tarafından kendi adına tescil ettirildiği iddiasına dayanılarak, muris adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile yarı oranında pay ile kendi adına tescili talep edildiği, ancak murisin eylemleri ile şirketin zarar gördüğünü ileri süren davacının oluşan zararının, doğrudan kendi zararı olmayıp, şirkete yönelik meydana gelen bir zarar niteliğinde bulunduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 644 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yollamasıyla yollamasıyla uygulanması gereken anılan Kanun'un 553 ve 555 inci maddeleri uyarınca, dolaylı zarar halinde, davacı şirket ortağının ancak, tazminatın şirkete verilmesi kayıt ve koşuluyla sorumluluk davası açabileceği, davacı tarafından tapu iptali talebine konu olan taşınmazın şirket adına değil, kendi adına tescilinin ya da taşınmaz değerinin yarısının yine kendisine ödenmesinin istenmiş olması karşısında, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, davacının, dava konusu şirketin tek ortağı ve yetkilisi olmasının da bu durumu değiştirmeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, sorumluluk davası kapsamında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmaz bedeline ilişkin alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6102 sayılı Kanun'un 553 ve 555 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 12.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.