"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/599 Esas, 2023/1799 Karar
HÜKÜM :Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/174 E., 2021/888 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 11.03.2025 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; borçlusu... olan ve müvekkilinin avalist olarak gösterildiği 14.08.2015 tanzim tarihli 03.02.2017 vadeli 1.000.000,00 TL bedelli ve aynı tanzim tarihli 03.03.2017 vadeli 1.000.000,00 TL bedelli senetlerin üzerine eski tarih atılarak icra takibi yapıldığını, senetlerin gerçek bir borç ilişkisine dayanmadığını, diğer ortaklara zarar vermek amacıyla eski ortak tarafından icra takibine yakın bir tarihte geçmiş tarihli olarak düzenlendiğini, ... ....'nın şirketin ortağı ve müdür iken 22.09.2015 tarihinde hisselerini devrederek ortaklıktan ve müdürlükten ayrıldığını, ... ve kendisinden sonra müdür olan kardeşi ... ile ....'in ortaklara zarar verme çabasında olduğunu, şirket ortakları arasında müdürlükten azil, menfi tespit gibi davalar görüldüğünü, davaya konu senetlerin protesto edilmediğini ve takibin sadece müvekkiline karşı başlatıldığını, borçlu...'na karşı takip yapılmadığını, müvekkilinin ticari defterlerinde bonoların kaydının bulunmadığını, davalı ile keşideci ...'nin işbirliği yaparak kötüniyetle senetleri düzenlediklerini, senetlerin bedelsiz olduğunu, takibin 3 yıl sonra yapıldığını, dava dışı ...'nin hisselerini devralan ...ile ... ve ...'nın babası arasında davalar görüldüğünü, bu eylemlerin amacının müvekkilinin taşınmazının satılarak bedelini almak olduğunu, dava konusu senetlerin karşılıksız bulunduğunu, ahlaka aykırı amaçla düzenlendiğini, temsil yetkisinin kötüye kullanıldığını, taraflar arasında gerçek bir borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin faal olmadığını, dava dışı ...'nin şahşi borcu için ortaklar kurul kararı alınmadan müvekkili şirketi avalist yaptığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının borcunun bulunmadığına ilişkin somut bir gerekçe gösterilmediğini, müvekkilinin borca esas teşkil eden parayı, davacı şirkete ve yetkilisi ...'ye elden ve malen verdiğini, bonolar somut bir borca dayanılarak düzenlendiğini, dava dilekeçsinde borç ilişkisinin tarafı olmayan kişilerin isimlerine yer verilerek borcun bulunmadığının ispat edilmeye çalışıldığını, bu durumun sözleşmenin nispiliği ilkesine aykırı olduğunu, müvekkilince avalist şirkete karşı takip başlatılmasında kanunen bir engel bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ile dava dışı... arasında 03.05.2015 tarihli protokol ve 14.08.2015 tarihli ek protokol düzenlendiği, anılan ek protokol ile davaya konu senetlerin davalıya verileceğinin bildirildiği, protokole bağlanan borcun...'nın kişisel borcu olduğu, ... tarafından davacı şirket adına bonolara aval verildiği, davacı taraf avalin ve senetlerin eski tarihli olarak düzenlendiğini ileri sürmüş ise de aval verenin avalinin sonradan verildiğine dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, bu hususta Mahkemece de tespit yapılamadığı, davalı ile... arasında eski tarihli para transferine ilişkin kayıtların bulunduğu, bononun sebepten mücerret olduğu, davacının iddiasını ispatlayamadığı, aval verilen senedi, eski yöneticinin şirket kayıtlarına "verilen senetler" hesabına kaydetmemesinin avali geçersiz kılmayacağı, bu durumda şartları varsa aval veren davacının eski yöneticinin sorumluluğuna gidebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının, davacı şirkete ve yetkilisi...'na para ve mal verdiğini, karşılığında takibe konu bonoları aldığını savunduğu, takibe konu bonoların "nakden" kaydını içermesi karşısında, davalının "para ve mal" verdiği beyanı nedeniyle bonoların ihdas nedeni kısmen de olsa talil ettiği, davalının dosyaya sunduğu "havale makbuzları"nın davacı şirket veya şirket yetkilisi ile ilgili olmadığı, havalelerin açıklama kısmından da davacı ile herhangi bir irtibatın sağlanamadığı, davacı şirket defterlerinde dava konusu bonolarla veya davalı alacaklı ile ilgili herhangi bir kaydın olmadığı, davacının bonoların kayden düzenleme tarihinde ortağı ve müdürü olan .....'nın (keşideci ...'nin kardeşi) konuyla ilgili soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/156903 soruşturma sayılı dosyasında "Bonolar hakkında hiçbir bilgisinin olmadığı" yönündeki ifadesi de dikkate alındığında, takibe konu bonoların davacı şirketin borcundan kaynaklanmadığının kabulü gerektiği, davacı şirketin eski yetkilisi olan keşideci ...'nin şahsi borcundan dolayı yetkilisi olduğu şirketi avalist göstermesinin Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.05.2022 tarihli 2020/8334 E., 2022/4052 K. sayılı emsal kararı uyarınca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 626 ve 629. maddeleri çerçevesinde müdürün şirkete özen ve bağlılık yükümlülüğü ile bağdaşmayacak şekilde yetkinin kötüye kullanılması, şirketi bağlayıcı nitelikte olup olmadığı, temsilciye verilmiş bir iznin veya sonradan icazetin bulunup bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 13.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.