"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1038 Esas, 2024/1485 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/38 E., 2023/600 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Genel Müdürlük tarafından dava dışı ... Değerlendirme Bilişim ve Ticaret A.Ş.'yi hasım gösterilerek Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde 2021/157 E. sayılı dosyasında dava açıldığını, şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğini ve taraf teşkili için ihyası gerektiğini ileri sürerek ... Değerlendirme Bilişim ve Ticaret A.Ş.'nin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ihyası talep edilen şirkete Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 30.05.2017 tarih ve 2017/4228 D.iş sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 133/1 hükmü ile 674 sayılı KHK'nın 19/2 hükmü gereğince Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) kayyım olarak atandığını, 24.10.2018 tarih ve 2018/1 numaralı yönetim kurulu kararı ile şirketin tasfiye edilmesi ve sicilden terkinine ilişkin hazırlık işlemlerinin başlatılmasına karar verildiğini, TMSF İştirakler ve Gayrimenkuller Daire Başkanlığının 14.04.2020 tarihli yazısı ile şirketin tasfiye ve sicilden terkine dair hazırlık işlemlerinin tamamlandığını, tasfiyeye ilişkin işlemleri yerine getirmek üzere tasfiye komisyonu üyeliklerine ...,..., ve ...'nun atandığı bildirildirilerek şirketin tasfiyesi ve sicilden terkin edilmesinin talep edildiğini, Müdürlükçe bu hususun 22.04.2020 tarihinde re’sen tescil edilerek 28.04.2020 tarih ve 10067 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, şirketin terkin tarihinde derdest davalarının, alacak ve borçlarının bilinmesi mümkün olmadığından Müdürlüğün işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, Müdürlüğün tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım olduğunu, ek tasfiyeye karar verilmesi halinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı TTK) 547/2 hükmü uyarınca tasfiye memuru atanmasını istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, ihyası talep edilen şirketin TMSF’nin kayyım atandığı şirketlerden olup Fonun Yönetim Kurulu Kararına istinaden sicilden terkin olunduğu, 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesi uyarınca yapılan terkinin söz konusu olmadığı, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun (5411 sayılı Kanun) 134/9 hükmü ile 02.09.2006 tarih ve 26277 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Kontrolündeki Şirketlerin Tasfiyesine Dair Yönetmeliğin 7/4 hükmü uyarınca Kurul tarafından tasfiyesine karar verilen şirketlerin iflas ve ihyasının istenemeyeceği, aynı Yönetmelik hükümlerinde tasfiye olunan şirketler aleyhine açılan alacak davalarının kanuni halef sıfatıyla Fon tarafından devam ettirilebileceği düzenlemesine yer verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihyası talep edilen şirkete Ankara Sulh Ceza Hakimliklerinin muhtelif kararları ile TMSF’nin kayyım olarak atandığı, Fon Kurulu'nun 16.04.2020 tarih ve 2020/143 sayılı kararı ile 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanuna istinaden TMSF’nin kayyım olarak görevlendirildiği, ihyası istenen şirketin 31.03.2020 tarihli yazısına istinaden tasfiye ve sicilden terkine dair hazırlık işlemleri tamamlanarak TMSF İştirakler ve Gayrimenkuller Daire Başkanlığı'nın 14.04.2020 tarihli yazısı üzerine Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 22.04.2020 tarihinde şirketin tasfiyesi ve sicilden terkininin tescil edildiği ve 28.04.2020 tarih ve 10067 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edildiği, TMSF’nin kayyım atandığı şirketlerden olup Fonun Yönetim Kurulu Kararına istinaden sicilden terkin olunduğu, 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesi uyarınca yapılan terkinin söz konusu olmadığı, 5411 sayılı Kanun'un 134/9 hükmü ile 02.09.2006 tarih ve 26277 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Kontrolündeki Şirketlerin Tasfiyesine Dair Yönetmeliğin 7/4 maddesi uyarınca Kurul tarafından tasfiyesine karar verilen şirketlerin iflas ve ihyasının istenemeyeceği, aynı Yönetmelik hükümlerinde tasfiye olunan şirketler aleyhine açılan alacak davalarının kanuni halef sıfatıyla Fon tarafından devam ettirilebileceğinin düzenlendiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, dava dışı TMSF'nin kayyımı olduğu ve yine TMSF tarafından tasfiyesine karar verilmesiyle ticaret sicilinden terkin olunan şirketin, görülmekte olan dava ile sınırlı olmak üzere ihyası ve şirkete tasfiye memuru atanması istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 24.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.