"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI :2021/514 Esas, 2023/1554 Karar
KARAR :İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ :İzmir Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI :2020/10 E., 2021/34 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkillerinden ... Boya Sanayi ve Tic. Ltd. Şirketi adına tescilli "...", diğer şirket adına tescilli "... Usta İşi ...+şekil", ... adına tescilli "..." ibareli markalarını, internet sitesinde, şirket adreslerinde, katalog ve satış kitapçıklarında kullandığını, müvekkillerinin, tescilli markalarını aralıksız ve kesintisiz olarak kullanmakta olup tanınmışlık kazandığını, davalı şirketin İzmir ili Aliağa ilçesinde boya, vernik vb. üretimi yapan ve şubeleri aracılığıyla satışını gerçekleştiren, müvekkilleri ile aynı iş kolunda mal üretimi ve satışı yapan bir firma olduğunu, taraflar arasında organik ve ticari bağın bulunmadığını, davalı yanın lisansa ilişkin hak sahipliğinin bulunmadığını, müvekkilleri ile ticari ilişki içinde olan firmalardan gelen bilgiler ve müşteri çevresinden gelen şikayetler doğrultusunda; müvekkilleri adına tescilli markaların kullanıldığının değişik iş dosyasında tespit edildiğini, davalının marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ederek müvekkillerinin ticari itibar ve haysiyetinin zarar görmesine neden olduğunu, davalının markaları aralıksız olarak ve hukuka aykırı olarak kullandığı tarihler boyunca ve bu kullanım sebebi ile müvekkillerinin uğradığı maddi zararın tazmininin gerektiğini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 151/2. hükmü gereği davalı tarafından hukuka uygun olarak kullanılmış olsa idi ödenecek olan lisans bedeli tutarının hesaplanması ve marka hakkına tecavüzün vukuu tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilinin gerektiğini ileri sürerek, müvekkillerinin tescilli markaları olan "...", "...", "..." ibarelerine vaki tecavüzün tespitine, yasaklanmasına ve durdurulmasına, tecavüz teşkil eden ibare bulunan emtiaların üzerindeki markaların silinmesine veya silinmesi mümkün değil ise imhasına, ilamın gazetede yayımlanmasına ve dava sonuçlanıncaya kadar belirtilen ibarelerin ve kullanılmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın marka hakkına tecavüzün vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacılar ve müvekkili şirketin ortaklarının, 01 Nisan 2001-05 Ekim 2005 tarihine kadar ... Boya Sanayi ve Tic. Ltd. Şti’nde %50 ortak olarak yer almış olup şirketin müdürlüğünün, halen müvekkili şirketin müdürü olan İhsan Bilgiç tarafından yapıldığını, dava konusu edilen ..., ..., F.C ibarelerinin 2001-2005 yılları arasında müvekkili şirket ortaklarının ortaklığı sırasında tasarlandığını ve bu isimlerin şirket müdürü İhsan Bilgiç tarafından konulduğunu, dava konusu her üç ibarenin de 2005 yılından beri muhatap firmanın da bilgisi dahilinde müvekkili firma tarafından üretilmekte olan ürünlerde kullanıldığını, uzun süre sessiz kalındığını, bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davaya konu ibarelerin sektörde herkes tarafından kullanılan, ayırt ediciliği olmayan ibareler olup müvekkilinin "...’’ markası ile üretim yaptığını, anılan ifadelerin ise ürün çeşidini bilgilendirme amaçlı olarak kullanılan ibareler olup, ambalaj üzerinde zaten zor okunabilecek büyüklükte olduğunu ve marka olarak tescil edilmelerinin de kanuna aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında ve değişik iş dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere; davalı işyerinde yapılan tespitlerde davalının ürünlerinde '...' ibaresini kullandığı, ürün etiketlerinde etiket içeriğini belirtmek amacıyla '..., ..., ...' ibarelerini kullandığı, davalı kullanımlarının markasal kullanım olmadığı, etiketlerdeki ibarelerin tüketici nezdinde marka olarak algılanmayacağı ve karıştırılma ihtimalinin olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ilaveten davalının tescilsiz kullanımının yeni olmayıp, gerek dosyadaki ihtarnamelerin tarihlerine, gerekse tarafların daha önceden birlikte ortak oldukları şirketteki ortaklıklarının 2005 yılında sona erdiğinin her iki tarafın da kabulünde olduğu, bu kapsamda davacı tarafın, aynı ilçede ve sektörde faaliyet gösteren davalıya 05.02.2020 tarihinde dava açmak sureti ile uzun süre sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve maddi tazminat istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde, etiket içeriği olduğu açıkça belirtilmeden davacılara ait markaların kullanılması dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi kararındaki gerekçe yerinde değil ise de Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçede de belirtildiği şekilde, davalının tescilsiz kullanımının yeni olmaması ve davacıların, aynı yerde ve sektörde faaliyet gösteren davalıya karşı uzun yıllar sessiz kalarak hak kaybına uğramaları nedeni ile verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde ilgililere iadesine, 10.02.2025 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.