Logo

11. Hukuk Dairesi2025/450 E. 2025/1582 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hile ile alındığı iddia edilen bonolara dayalı icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davasında verilen kötüniyet tazminatına ilişkin tavzih kararının yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesince verilen kötüniyet tazminatına ilişkin ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve ek kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/499 Esas, 2022/97 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

BİRLEŞEN DAVA : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/529 E. sayılı dosyası

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili asıl dava ve birleşen dava dilekçesinde; davalıların müvekkiline karşı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe giriştiklerini, ancak bu kambiyo senetlerinin müvekkilinden hile ve aldatma yoluyla alındığını, müvekkilinin eski çalışanlarının onu şikayet ile tehdit etmeleri üzerine başvurduğu arkadaşının kocası olan davalı şahsın müvekkilinin mal varlığını olası haciz ve cezalardan korumak için kendi üzerine geçirttiğini, daha sonra ise müvekkilini kandırıp kendi üzerine geçirdiği mallara karşı bir teminat olduğunu söylediği, takibe konu senetleri imzalattığını, müvekkilinin bu senetleri ve yine protokolü alacaklı olduğunu düşünerek imzaladığını çünkü müvekkilinin Türkçe bilmediğini, davalı tarafından kandırıldığını, zira hesap hareketlerinden görüleceği üzere müvekkilin bankadaki parasının çektiği gün aynı şekilde davalı tarafından aynı miktarların kendi ve diğer davalı şirket hesabına yatırıldığını belirterek davaya konu takiplerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Rıfat ile davacı arasında akrabalık ilişkisi olduğunu, bu yakınlık nedeniyle müvekkilinin davacıya zaman zaman borç paralar verdiğini, takibe konu senetlerin de yine bu borçlar nedeniyle imzalandığını, davacının iddialarının borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, davacının yıllardır Türkiye'de yaşadığını, resmi kurumlarda bir çok işlem yaptığını ve tercüman kullanmadığını bu sebeple Türkçe bilmediğine ilişkin iddiasının doğru olmadığını, davacının kambiyo senetlerine karşı iddialarını yazılı delil ile kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın reddine, davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, karar, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

2. Dairemizin 26.06.2024 tarih 2023/3238 E. 2024/5233 K. Sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

V. İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI

1.Davalı vekili, müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedildiğini ancak takip dosya numaraları ile %20 kötüniyet tazminatının miktarı ve kimden alınıp kime verileceği belirtilmediği için kararın tavzihini istemiştir.

2. İlk Derce Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tavzih talebinin kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulmuştur.

VI. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hile ile alındığı iddia edilen bonolara dayalı başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Uyuşmazlık Mahkemece verilen tavzih kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen ek kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre İlk Derece Mahkemesi'nin ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından ek kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen ek kararın ONANMASINA, işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 06.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.