Logo

12. Hukuk Dairesi2024/3821 E. 2024/10556 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bonoya dayalı ilamsız takipte borçlunun, 5083 sayılı Kanun gereğince alacak miktarına itiraz etmesi üzerine takibin kısmen durdurulması ve alacaklıya inkar tazminatı ödenmesine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun itirazının İİK'nın 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu ve itirazın kabulü ile takibin durduğu, ayrıca İİK'nın 169/a-6. maddesi uyarınca tazminata hükmedilebilmesi için borca itirazın reddinin gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat hükmü kaldırılarak düzeltilmesine ve onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;

Bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız takipte borçlunun, sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte, alacak miktarının takipteki gibi 2.000.000 TL değil 2 TL olması gerektiğini, tanzim tarihine bakıldığında o dönemdeki iki milyon Türk Lirasından altı sıfır atıldığı takdirde senet değerinin bugünün iki Türk Lirası olması gerektiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince; davanın reddine, alacağın %20'si oranında inkar tazminatına ve %10 oranında para cezasına davacı aleyhine hükmedilmesine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne; takibin 1.999.998 TL asıl alacak ve 694.122,59 TL faiz yönünden durdurulmasına, davalının tazminat talebinin reddine, davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına, davanın kabul edilen kısmı olan 1.999.998 TL asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan 399.999,60 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verildiği görülmektedir.

Borçlunun başvurusu, İİK'nın 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nın 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin 6. fıkrasında ise; borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, borçlunun isteği üzerine kötü niyeti veya ağır kusurunun bulunması koşuluyla alacaklının, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır.

31.01.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanunun birinci maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yeni para birimi Yeni Türk Lirasıdır” sözcüklerine yer verilmiştir. Aynı Kanunun ikinci maddesinde ise “Türk Lirası değeri Yeni Türk Lirasına dönüştürülürken bir milyon Türk Lirası (1.000.000.TL) eşittir bir yeni Türk Lirası (1 YTL) değişim oranı esas alınır" denilmektedir. Bu açıklama ile 1 YTL’nin bir milyon TL'yi karşıladığı anlaşılmaktadır.

Somut olayda, bono üzerinde yazılı miktar ile takibe konulmuş olup, 31.01.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5083 sayılı Yasadan kaynaklı olarak borçlunun itirazı kabul

edildiğine ve dolayısıyla borca itirazın esasına girilmediğine göre; yukarıda değinilen İİK'nın 169/a-6. maddesinin açık hükmü gereğince, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulması yönünde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 14.03.2024 tarih ve 2023/94 E.- 2024/836 K. sayılı kararının hüküm bölümünün “I” nolu fıkrasının, tazminata ilişkin “3” numaralı bendinde yazılı “Davanın kabul edilen kısmı olan 1.999.998 TL asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan 399.999,60 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,” cümlesinin tamamen silinerek karar metninden çıkarılmasına, yerine "Alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına" sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca ONANMASINA, karar düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.