"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Tazminat Talebinin Kabulü
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliğine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Hakikate Muhalif Beyanda Bulunmak suçuna yönelik sanık vekilinin temyiz istemine ilişkin incelemede;
Mahkeme tarafından 22.06.2016 tarih ve 2016/232 Esas, 2016/637 Karar sayılı hükümle sanık hakkında verilen davanın düşürülmesine ilişkin kararın temyiz edilmesi sonucu Dairemizin 05.03.2019 tarihli, 2019/1865 Esas ve 2019/3792 Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmesine rağmen tazminata yönelik bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonunda 07.02.2024 tarihinde sanık hakkında bu kez mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmıştır.
Sanık hakkında ki "Hakikate Muhalif Beyanda Bulunmak suçuna yönelik verilen davanın düşürülmesine" ilişkin kararın Dairemizin 05.03.2019 tarihli, 2019/1865 Esas ve 2019/3792 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesi karşısında, Mahkemenin tazminata yönelik bozma kararı üzerine yaptığı yargılamadaki suça ilişkin tüm işlemler ve verilen mahkumiyet kararı hukuken yok hükmündedir.
Hukuken yok hükmünde olan mahkumiyet kararının temyizen incelenmesi de mümkün olmadığından, sanık vekilinin hukuken yok hükmünde olan mahkumiyet kararına karşı yaptığı temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-İİK 89/4 maddesi uyarınca talep edilen tazminat talebine yönelik olarak kurulan hükme ilişkin incelemede;
2004 sayılı İİK’nın 89. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında; “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödeyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir. Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4. fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir. Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89/4 maddesinde; "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkûm edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder" hükmü yer almaktadır.
Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK'nın 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK'nın 89/1. maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunludur.
Dava dosyasının incelenmesinde; dosya kapsamında mevcut 02.05.2023 tarihli bilirkişi raporunda, takip borçlusu ile davalı arasında hizmet alımına ilişkin 31.08.2015 tarihinde akdedilen sözleşme gereğince 14.09.2015 tarihinden itibaren hizmet alımı yapıldığı ve bu nedenle birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde takip borçlusunun davalıdan alacaklı olduğuna ilişkin tespit yapıldığı ancak bilirkişi raporunun sonuç kısmında takip borçlusu ile davalı 3. kişi arasındaki alacak borç miktarının net olarak tespit edilmediği görülmüştür.
Somut olayda, üçüncü kişi Harmancık Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün, dava dışı borçlu ...'a, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için, öncelikle taraflara ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2015 yılına ait ticari defterlerin temin edilerek, taraflara ait ticari defterlerin açılış kapanış tasdiklerinin de belirlenmesi suretiyle, asıl borçlu ve üçüncü şahıs arasında düzenlenen sözleşme hükümleri de dikkate alınarak, tarafların 2015 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerle birlikte banka hesapları, ödeme belgeleri ile belgeler (Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun davalı üçüncü şahıstan kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek, sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken, taraflar arasındaki alacak-borç miktarını net olarak tespit etmeyen ve bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olmayan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması isabetsizdir.
Ayrıca, hüküm kurulurken tereddüt ve çelişki yaratılmaması gerektiği halde, somut uyuşmazlıkta, mahkemece kararın gerekçe kısmında 88.369,13 TL değer üzerinden tazminatın kabulüne dair karar verildiğinin belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında "17.673,83 TL tutarındaki alacağın davalı 3. şahıs Harmancık Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine," şeklinde yazılıp, gerekçe/hüküm çelişkisi yaratılarak hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366. ve HUMK’nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.