"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK'nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; icra müdürlüğünce İİK'nın 24. maddesine göre tespit edilen değerin yüksek olduğunu ileri sürerek şikayette bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince şikayetin kesin olarak reddine ve kararın kesin olarak verildiği gerekçesi ile ek kararla istinaf talebinin reddine karar verildiği, alacaklının ek kararı istinaf etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; uyuşmazlığın İİK'nın 363. maddesi uyarınca kesin olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasına; asıl karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni ile, vekalet ücretine yönelik başvurusunun ise istinaf edilebilirlik sınırının altında kalması sebebiyle ayrı ayrı usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
02.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 363/1. maddesine göre; istinaf yoluna başvuru süresi, tefhim veya tebliğden itibaren on gündür.
Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince, kararın alacaklı vekiline 31.10.2023 tarihinde tefhim edildiği, alacaklı vekilince istinaf dilekçesinin yasal 10 günlük süreden sonra 21.12.2023 tarihinde sunulduğu, buna göre istinaf isteminin süresinde olmadığı tespit edilmiştir.
Diğer taraftan, İİK'nın 24. maddesinin uygulanmasından kaynaklı uyuşmazlıkla ilgili verilen kararın konu itibariyle kesin olmadığı istinaf yoluna başvuran alacaklının da iddia ve kabulünde olduğuna göre, mahkemece hüküm kısmına kararın kesin olduğunun yazılması, istinaf süresinin tefhimle başlayacağına ilişkin yasal düzenlemeyi bertaraf etmez. Kaldı ki, kanunu bilmemek mazeret sayılmaz.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, İİK'nın 365/3. maddesi gereğince alacaklının istinaf isteminin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile usulden reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ:
Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 27.11.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.