"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
02.03.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 365/1. maddesinde; “İstinaf yoluna başvurma, yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz veya şikâyetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikâyete ilişkin olursa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir” hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “Bölge Adliye Mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, iflas idaresince yapılan ihalenin feshi istemine yönelik şikayet olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nın 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nın 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 10.10.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Üye Dr. ...'in Karşı Oy Yazısı;
İİK'nın 5311 sayılı Kanunla değişik 363. maddesi; 5311 sayılı kanun ile değişiklik öncesi uygulanan İİK'nın 363.maddesinin tersine, İcra Mahkemelerinin hangi kararlarına karşı istinaf yolunun kapalı olduğu (yani İcra Mahkemelerinin hangi kararlarının kesin olarak verildiği) düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile İcra Mahkemelerinin İİK'nın 363. maddesinde gösterilmemiş bulunan diğer kararlarına karşı istinaf yolunun açık olduğu anlaşılmaktadır. İİK 363. maddenin değiştirilmeden önceki halinde İcra Mahkemelerinin hangi kararlarını temyiz edilebileceği 18 bent halinde sınırlı olarak sayılmış olup 9. bent taşınır ve taşınmaz malların ihale kararlarının feshine veya fesih talebinin reddine ilişkin kararları şeklinde yazılı olup, ihalenin icra veya iflas takibinde yapılıp yapılmadığı ayrımı gözetilmeden temyizi kabil kararlar arasında özellikle belirtilmiştir.
İİK'nın 226. maddesinin birinci fıkrasına göre, iflas idaresi müflisin veya alacaklıların temsilcileri olmayıp, iflas masasının yasal temsilcisidir. İflas idaresinin işlemlerine karşı şikayet yoluna başvurulabilir. (İİK M. 227,1)
İİK'nın 5311 sayılı kanunla değişik 363. maddesinde İcra Mahkemelerince verilen istinaf yolu kapalı bulunan kararlar sayılırken «...."İcra Mahkemelerinin iflas idaresinin işlemleri hakkında şikayet üzerine verilen kararlara karşı, İflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36. maddeye göre icranın geri bırakılması dışındaki kararlara karşı, ait olduğu alacak hak veya malın değer veya miktarının yedi bin Türk Lirasını geçmesi şartı ile istinaf yoluna başvurulabilir." hükmünü düzenlenmektedir. Görüldüğü üzere bu yasa metni sözleri açık ve anlaşılır değildir.
5311 Sayılı Kanun ile ilgili olarak hazırlanan Hükümet tasarısında "İcra Mahkemesinin iflas dairesinin işlemleri hakkında şikayet üzerine verdiği kararlar ibaresi yer almamakta idi. Bu ibare TBMM Adalet Komisyonu tarafından «...."İcra Mahkemesinin iflas idaresinin işlemleri hakkında şikayet üzerine verdiği kararlara istinaf yolunu açmak" gerekçesi ile eklenerek yasalaşmıştır. (... ..., ... Ejder/ Ayvaz Taşpınar .../ Hanağası Emel; İcra ve İflas Hukuku Ankara 2023 s.80 dn.28) Adalet komisyon gerekçesi ile birlikte anılan hüküm yorumlandığında müflise ait taşınmazların açık arttırma yolu ile satışı için iflas idaresi, masaya ait malların bir listesinin iflas müdürlüğüne sunarak satış yapılmasını talep eder ve tüm satış işlemlerini iflas müdürlüğü gerçekleştirir. İflas dairesi işlemlerine karşı şikayet üzerine verilen kararlara karşı istinaf yolunun açık olduğu söylenebilir.
İflasta açık arttırma yolu ile satış usulü, hacizdeki açık arttırma yolu ile satış usulü ile aynıdır. Uyap istemi üzerinden satışa hazırlık işlemleri ve e-ihale ile ihale yapılır. Bu sebepten iflasta müflise ait malların ihale işlemlerini iflas idaresi değil uygulamada iflas dairesi yürütür. Bu şekilde yapılan ihalelerin feshi şikayeti üzerine verilen İcra Mahkemesi kararlarına karşı istinaf ve temyiz kanun yolları açıktır. İcra Mahkemesinin ihalenin feshi talebinin reddi yönündeki kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmesi nedeniyle ihalenin feshi şikayetini, iflas idaresi işlemlerini şikayet kapsamında ele almak isabetli değildir. İİK 363 maddesinin değişiklikten önceki halinde ihale kararlarının feshi veya fesih talebinin reddine ilişkin kararları ihale konusu malın müflise ait olup olmadığı ayrımı yapılmaksızın temyizi kabil kararlar arasında sayılmıştır. Bu nedenle 5311 sayılı Kanun ile değişik 363 maddesi uyarınca müflise ait mallarla ilgili ihalenin feshi şikayeti sonucunda verilen karara karşı istinaf yolunu kapatıldığı şeklindeki çoğunluk görüşe katılamıyorum.
Yukarıda açıkladığım sebeple müflise ait taşınmaz ihalesinin feshi şikayetinin İcra Mahkemesince reddi kararına karşı istinaf istemi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf sonucunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkeme kararına karşı
temyiz yolu açık olduğundan temyiz incelemesinin yapılması görüşündeyim. Çoğunluğun iflas idaresince yapılan ihalenin feshi istemine yönelik şikayet olup ancak kararın temyiz kabiliyetinin bulunmadığından bahisle temyiz başvuru talebinin reddi yönündeki karara katılamıyorum.10.10.2024