Logo

12. Hukuk Dairesi2024/6948 E. 2024/10516 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İflas kararı verildikten sonra müteselsil borçlulardan biri hakkında başlatılan icra takibinin iptal edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Müteselsil borçlulukta alacaklının borçlulardan dilediğini takip edebileceği ve iflas eden borçlu hakkında İİK'nın 193/3. maddesi gereğince takip yapılamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin takibin reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Rücuen tazminat alacağının tahsili talebiyle başlatılan ilamlı takipte, şikayetçi iflas idaresi vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; İİK'nın 193/3. uyarınca borçlu hakkında verilen iflas kararından sonra takip başlatılmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptali isteminde bulunduğu, mahkemece, takibe dayanak ilamda borçlu ile diğer borçlular hakkında müşterek ve müteselsil sorumluluğa hükmedilmesi nedeniyle borçlular arasında mecburi takip arkadaşlığı bulunduğu, bu nedenle müflis borçlu yönünden takibin durdurulmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, kararın şikayetçi iflas idaresi tarafından temyiz edildiği görülmektedir.

Müteselsil borçluluk; bir irade beyanı veya kanun hükmü dolayısıyla bir edimin birden ziyade borçlulardan her birinin tamamını ifa etmekle yükümlü bulunduğu, alacaklının ise tamamını ancak bir defa ifa etmek üzere edimi borçlulardan dilediği birinden talep etmeye yetkili olduğu ve borçlulardan birinin ifası veya ifa yerini tutan fiiliyle diğerlerinin bu oranda alacaklıya karşı borçtan kurtulacakları bir birlikte borçluluk hâlidir (Akıntürk, T.: Müteselsil Borçluluk, Ankara 1971, s.35).

Gerçekten de birden ziyade kimse, alacaklıya karşı aynı sebepten dolayı ve her biri borcun tamamı için “asıl borçlu” sıfatıyla borçlu olurlarsa, müteselsil borçluluktan bahsedilebilecektir (Tekinay, S.S./ Akman, S./ Burcuoğlu, H./ Altop, A.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7. Baskı, İstanbul 1993, s.285).

Müteselsil sorumluluk, zarar görene diğer borç ilişkilerine oranla zarar verenler karşısında daha güçlü ve ayrıcalıklı bir durum sağlar. Buna göre, zarar gören tazminatın tamamını, dilediği taktirde zarar verenlerin tamamından talep edebileceği gibi, bir kısmından veya sadece birinden de talep edebilir (..., s.840).

Diğer bir ifadeyle alacaklı, borçluların hepsini birden takip veya dava edebileceği gibi, bunların içinden dilediği birini veya bir kaçını da takip veya dava edebilir. İşte alacaklının, borçlulardan dilediğini ya da dilediklerini ifa istemine muhatap tutabilmesi, onun bir seçim hakkına sahip bulunduğunu gösterir. Alacaklının bu ... borç tamamen ödeninceye kadar devam eder (Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, s. 285). Bu durumda kişilerin yarışmasından (Personenkonkurenz) bahsedilir (Antalya, G.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt II, İstanbul 2017, s.545). (Hukuk Genel Kurulu 24.06.2021 Tarih 2017/4-1442 E. 2021/839 K. sayılı kararı)

6098 sayılı TBK'nın 163. maddesinde de; "Alacaklı borcun tamamının veya bir kısmının ifasını dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir." düzenlemeleri mevcuttur.

Somut olayda, takibe dayanak yapılan ilamın Siirt 1. Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nin 06.12.2012 tarihli ve 2010/331 E. - 2012/1621 K. sayılı, rücuen tazminat konulu ilamı olduğu, yargılama neticesinde hükmedilen tazminat tutarının, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi yönünde karar verildiği anlaşılmaktadır.

Müteselsil borçlulukta alacaklı, borçluların hepsini birden takip veya dava edebileceği gibi, bunların içinden dilediği birini veya bir kaçını da takip veya dava edebileceğinden şikayetçi borçlu ile diğer takip borçluları arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmamaktadır.

Dosya içeriği ve Uyap kayıtlarının incelenmesinde, Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.12.2012 tarihli kararı ile şikayetçi borçlu ... Yapı ... AŞ’nin iflasına karar verildiği, takibin ise (iflas kararından sonra) 30.07.2013 tarihinde başlatıldığı görülmüştür.

O halde, mahkemece, İİK’nın 193/3. maddesi nazara alınarak şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366 ve HUMK’nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye adesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2024 gününde oy birliğiyle karar varildi.