Logo

12. Hukuk Dairesi2024/7366 E. 2025/444 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İhalenin feshini isteyen ihale alıcısının, İİK m. 134/3'te belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığından, dava şartı olan nispi harcın yatırılması yanında teminat yatırıp yatırmadığı ve teminat yatırılmamışsa usulün nasıl işleyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İhalenin feshi talebinde bulunan kişinin İİK m.134/3 kapsamındaki istisnai kişiler dışında kaldığı için hem nispi harcı hem de teminatı yatırması gerektiği, mahkemece nispi harç için süre verildiği ve süresinde yatırıldığı, ancak teminat noktasında usulün işletilmediği, davacıya teminat yatırması için HMK m.115’e uygun şekilde süre verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikâyetçi/ihale alıcısı tarafından ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu, İlk Derece Mahkemesince; şikâyetin kabulü ile ihale konusu aracın 19.03.2024 tarihi itibariyle 26.03.2024 tarihleri arasında yapılan ihalesinin feshine karar verildiği, davalı/alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği, anılan karara karşı davalı/alacaklı tarafından temyiz yoluna başvurulduğu görülmektedir.

Dosyada öncelikli sorun "İİK'nun 7343 sayılı Kanun ile değişik 134. maddesindeki istisna taraflar dışında yatırılması gereken nispi harcın HMK'nın 114. maddesinde belirtilen dava şartı olup, olmadığı ve nispi harç ile teminatın tamamlatılma usulüdür."

İcra takibi sırasında, 2004 sayılı İİK'ya göre yapılan ihalenin feshine ilişkin hususlar Kanunun 134 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.

İhalenin feshi davaları daha önce başvuranın kim olduğuna bakılmaksızın maktu harca tabi iken 2004 sayılı İİK'nun 134. maddesinde değişiklik yapan ve 30.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7343 sayılı kanunun 27/4. maddesi ile ihalenin feshi davasını “Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerin" açması halinde ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi kılınmıştır.

Ayrıca ihalenin feshi talebinde 7343 sayılı kanunun 27/5. maddesi ile davayı “Satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler" teminat yatırmakla yükümlü kılınmıştır.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden şikâyetçinin, ihale alıcısı olduğu dolayısıyla tapuda (somut olayda ihale konusu araç olup Trafik Tescil Belgesinde) ilgili olmayıp, İİK'nun değişik 134. maddesindeki satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerden olduğu ve davanın nispi harca ve teminata tabi bulunduğu anlaşılmıştır.

Yargı harçları, 492 sayılı Harçlar Kanunda düzenlenmiş olup, dava açarken harçtan muaf olanlar dışındaki davacının harç yatırması zorunluluğu, HMK'nın 114. maddesinde belirtilen dava şartlarından değildir.

Dava harçları özel kanun ile düzenlenmiştir.

492 sayılı Kanunun "Noksan tespit edilen değer üzerinden harcın ödenmesi" başlıklı 30. maddesi "Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu (HMK md. 150 ) maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." hükmünü içermektedir.

HMK'ya göre bir şartın tamamlatılması, mahkeme tarafından ilgilisine usulüne uygun şekilde süre verilmesi halinde mümkündür.

Verilecek süre yasal düzenlemeye uygun değil ise hukuki sonuç doğurmaz.

İİK'nın 7343 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik 134. maddesi bu yasal düzenlemelere göre değerlendirildiğinde;

İhalenin feshi talebinin 30.11.2021 tarihinden sonra, kanunda belirtilen istisnai taraflar dışında kalan gerçek ya da tüzel kişiler tarafından yapılması halinde ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi olduğu ve nispi harcın yarısının peşin yatırılacağı tartışmasızdır.

Aynı şekilde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırılması da şarttır.

Yukarıda da açıklandığı üzere dava açılırken alınması gereken harç, dava harcı olup, Harçlar Kanuna göre dava açılırken alınır.

Noksan yatırılmış ise Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinde belirtilen usul ile tamamlatılır. Harç tamamlanmaz ise yaptırımı da yine aynı maddede düzenlenmiştir.

%5 teminat ise yine harç gibi dava açılırken yatırılmalıdır.

Teminat, HMK'nın 114/2. maddesi kapsamında dava şartıdır. Dava açılırken yatırılmayan teminatın tamamlanması için (harcı tamamlanmayan davaya devam edilemeyeceğinden) öncelikle harç tamamlatılmalı, sonra teminatın yatırılması için davacıya HMK'nın 115. maddesinde belirtilen dava şartlarının tamamlatılmasına ilişkin usule göre süre verilmelidir.

Harcın yatırılmamasının yaptırımı, "...davanın açılmamış sayılması," harç yatırılmakla birlikte teminatın yatırılmamasının yaptırımı ise "...davanın dava şartı noksanlığından usulden reddidir."

Açılmamış sayılma ve usulden ret kararlarının hukuki sonuçlarının farklı olduğu izahtan varestedir.

İlk Derece Mahkemesinin; şikâyetçinin İİK'nun 134. maddesinde belirtilen ilgililerden olmayıp, ihalenin feshi davasının görülebilmesi açısından nispi harç ve teminat yatırmak zorunda olan, başka bir deyişle kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığına ilişkin tespit ve gerekçeleri yerindedir. Fakat bu durumun belirtilmiş olmasına rağmen şikâyetçi tarafından harç yatırılmış ise de teminat şartı yerine getirilmemiştir.

Şöyle ki, mahkemece, 19.12.2023 tarihli celsede şikâyetçiye belirtilen teminatı ve harcı yatırması için 492 sayılı Harçlar Kanunun 30. maddesine uygun şekilde süre verildiği, fakat verilen kesin sürede harç yatırılmasına rağmen (10.05.2024) teminatın yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısı ile mahkemece, HMK'nın 114/2. maddesi ile 115. maddesi gereği, dava açılırken yatırılmayan teminatın tamamlatılmasına ilişkin usule göre karar verilmesi gerektiği açıktır.

O halde, İlk Derece Mahkemesince şikayetçi tarafından dava açılırken teminatın tamamlanmadığı değerlendirilerek karar oluşturulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ:

Yukarıda yazılı nedenlerle, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi' nin 08.10.2024 tarih ve 2024/1116 E. 2024/1210 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,

Konya 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 10.07.2024 tarih ve 2024/181 E. 2024/329 K. sayılı kararının re'sen BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.01.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Dr. ...'in Karşı Oy Yazısı:

İhalenin feshini isteyebilecek olanlar, İİK’nın 134. maddesinin ikinci fıkrasında sayılmış olup bu kişilerden başkasının ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. İhalenin feshini isteyecek kişilerin Kanunda sınırlı olarak sayılmasının sebebi, ihalenin feshinin kötüniyetle talep edilmesini engellemektir.

İhalenin feshini isteyebilecek kişiler arasında pey sürmek sureti ile ihaleye iştirak edenlerde sayılmıştır. İİK’nın 24.11.2021 tarih 7343 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik İİK’nın 134. maddesinin 3. fıkrasına göre “satış isteyen alacaklı, borçlu, resmi sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, talepte bulunulurken ilgili kişilerin muhtemel zararlarını karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat gösterilmesi şarttır.”

İİK’nın 7343 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik İİK’nın 134. maddesinin 3. fıkrasına göre pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin ve ihalenin feshini isteyecek kişiler arasında sayılmayan kişilerin ”…ihalenin feshi talebi, ihale bedeli üzerinden nispi harca tabiidir. Bu harcın yarısı talepte bulunulurken peşin olarak yatırılmak zorundadır. Talebin kabulü halinde bu harç başka bir kimseye yüklenmez ve itirazı halinde iade edilir. Talebin reddi halinde ise alınan bu harç iade edilmez ve harcın kalan kısmı ihalenin feshini isteyenden tahsil edilir…” İhalenin feshi aslında bir tür şikayet olmakla birlikte önemi nedeniyle ihalenin feshi sebeplerini ve prosedürü ayrıca düzenlenmiştir. İİK’nın 134. maddesi pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak eden kişileri ihalenin feshini isteyecek kişiler arasında saymakla birlikte bu kişiler ihalenin feshi isteminde bulunabilmesinin diğer ihalenin feshini isteyecek ilgililere göre daha ağır şartlara tabii tutmuş ihalenin feshi talebinin ihale bedeli üzerinde nispi harca tabi olduğunu ve ayrıca ihale bedeli üzerinden %5 oranında teminat göstermesinin şart olduğu hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemenin gerekçesi olarak uygulamada sırf ihale sürecini uzatmak ve haksız menfaat sağlamak amacı ile hukuki yararı bulunmayan kişilerce ihalenin feshi talep edilmesinin önüne geçilmesi ihale sürecinin hızlı bir şekilde tamamlanması gösterilmiştir.Getirilen bu düzenlemelerin hak arama özgürlüğüne uygun olup olmadığı ayrıca bir tartışma konusu olmakla birlikte özellikle İİK’nın 134/3. fıkrasında sayılanların dışında kalan kişilerin ihalenin feshi talebinin ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi olması hükmü lafzı itibariyle fıkrasının konuluş amacına hizmet etmeyen bir hükümdür. Şöyle ki bu maddede sayılanlar dışındaki kişilerin nispi harcı eksik yatırması halinde Dairemiz çoğunluk görüşüne göre Harçlar Kanunu 30. maddesi uyarınca işlem yapılması sonrasında, teminatı yatırtıp sonuca gidilmelidir. İcra mahkemesi nispi harcın yatırılması için süre vermesi verilen süre içinde harç tamamlanmaz ise mahkemece 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinin yollaması ile HMK’nın 150. maddesi uyarınca dava dosyasının işlemden kaldırılmasına ve süre içinde harcın ikmal edilerek yenileme talep edilmemesi halinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Oysa bu hükmün konuluş amacı kötüniyetle ihalenin kesinleştirilme sürecini uzatmaya ilişkin ihalenin feshi taleplerini önlemek olup İİK 134/3. fıkrasının bu şekilde anlaşılıp uygulanması ihalenin hukuki yararı olmaksızın geciktirilmesine yönelik feshi taleplerinin önünün açılmasına sebebiyet verecektir. HMK 150. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasının kesinleşmesine kadar ihalenin kesinleşmesi mümkün bulunmayacaktır.

Nispi karar ve ilam harcı konusu para veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hükmolunan değer üzerinden alınan bir harçtır. Harçlar Kanunun 32. maddesine göre yargı işlemlerinden alınacak harç ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Davanın reddine karar verilmesi durumunda ise nispi karar ve ilam harcına tabi bir dava olsa dahi sadece maktu harç ödenir. (1 sayılı Tarife, A.III,2.a.)

İhalenin feshi istemi bir dava değil şikayet olup, ihalenin feshi yargılamasında paraya çevirme işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığının denetimi yapılmaktadır. Harçlar Kanunu 1 sayılı tarifenin 2/a maddesine göre şikayette maktu harç alınır. Oysa nispi karar ve ilam harcının konusu parayla ölçülebilen davalar hakkında uygulama alanı bulmaktadır.

7343 sayılı Kanun öncesinde ihalenin feshi isteminde maktu harç geçerli idi. 7343 sayılı Kanunla ihalenin feshi isteyecek kişilerin kategorilerine göre maktu veya nispi harç yatırması gerektiği kabul edilmiştir. Öte yandan bu harcın yarısının peşin yatırılması gerektiği ihalenin feshi kararı verilmesi halinde başkasına yükletilmeksizin taleple birlikte iade edileceği, ancak ihalenin feshi talebinin reddedilmesi halinde talep ileri sürülürken yarısı yatırılan nispi harcın iade edilmeyeceği gibi kalan kısmında tahsil edileceği ifade edilmiştir. Bu hükümlerden İİK’nın 134/3 maddesinde yazılı nispi harcın Harçlar Kanunun anlamında yatırılan harç niteliğinde olmadığı, kötü niyetli ihalenin feshi taleplerinin önüne geçme amacı ile maddede yazılan kişilerin ihalenin feshi taleplerini zorlaştırmak için bir araç olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Zaten madde gerekçesinde de bu amaç açıkça belirtilmektedir. O halde İİK’nın 134/3 hükmünde yer alan ifadeden hareketle harcın yatırılması ön şart olarak değerlendirilmeli verilen süre içinde tamamlanmaması halinde talebin reddine karar verilmelidir. Ayrıca İİK 134/3. maddesinde “talepte bulunurken teminat gösterilmesi şarttır.” hükmü uyarınca teminat şikayetin ön şartıdır. Şikayette de kıyasen uygulanması gereken HMK m.114/1-ğ hükmüne göre teminat yargılama şartı olup, HMK'nın 115/2 hükmü uyarınca teminatın yatırılması için

şikayetçiye süre verilmeli, süresinde yatırmaz ise ihalenin feshi şikayeti usulden reddedilmelidir (Aşık, .../Oruç .../ Tok Ozan/Saçar, ... ...; İcra ve İflas Hukuku, Ankara 2023,s.314).Bu nedenlerle Harçlar Kanunun hükümlerinin ihalenin feshi yargılaması bakımından aynen uygulaması gerektiği görüşüne katılamıyorum. Harçlar Kanunu 32. maddesinde yazılı hüküm ile 30. maddesi hükmünün ve dolayısı ile HMK 150 madde hükmünün ihalenin feshi şikayetinin niteliği gereği uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira İİK 134/5 fıkrası “ ihalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren 20 gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir “ hükmü düzenlemekte olup şikayeti düzenleyen İİK'nun 18/son fıkrasında da benzer ifadeler yer almaktadır. HMK 150 uygulaması şikayetin niteliği ile de bağdaşmamaktadır. Öte yandan İİK'nun 134/5 fıkrasının 1. bendinde “ ... satış isteyen alacaklı, borçlu mahcuzun resmi sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi nedeniyle ... talebine reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum eder.” hükmü düzenlenmiştir. Anılan hükümde yazılan kişilerce ihalenin feshi isteminde bulunulması halinde talebin reddine ve ayrıca ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum edilmesi gerektiği emredilmektedir.

Söz konusu kişilerce açılan ihalenin feshi davasında İİK'nun 134/3. fıkrasında yazılı ihale bedeli üzerinden nispi harç yatırma zorunluluğundan yola çıkılarak genel hükümlere göre açılan davalarda uygulanması gereken Harçlar Kanununu 30. maddesi uyarıca harcın tamamlatılması aksi halde davanın açılmamış sayılmasına ve bu karar uyarınca şikayetçi üçüncü kişi aleyhine para cezası verilmemesi şeklindeki yorum İİK’nun 134. madde hükmünün hem sözüne hem de konuluş amacına aykırıdır. Bu yoruma göre harcı muhtıraya rağmen tamamlamayan şikayetçi aleyhinde para cezası verilemezken, harcını yatıran şikayetçi ihalenin feshini açacak ilgililerden olmadığı için şikayetin reddine karar verilmesi ile birlikte İİK 134/5 fıkra hükmüne göre aleyhine para cezası verilmesi de gerekecektir. Bu yorum tarzının kanun koyucunun İİK 134/3. maddesinin konulması amacına aykırı olacağı ve sırf ihalenin kesinleşmesini uzatma amacı ile kötüniyetle dava açılmasının önünü açacağı ve bu , kişilerin yaptırımsız kalacağı şüphesizdir.

Somut olayda, ihalenin feshini isteyen İİK’nun 134.maddesinde belirtilen ilgililerden olmayıp ilk derece mahkemesince İİK’nun 134. maddesinde belirtilen nisbi harcın mahkemece verilen kesin sürede yatırıldığı ve ancak HMK’nun 114/2 ve 115 maddeleri uyarınca dava açılırken teminatın yatırılmadığı, bu konuda mahkemece süre verilmediği görüldüğünden teminatın yatırılması için kesin süre verilmesi ve sonucuna göre hüküm tesisi konusunda çoğunluğun görüşüne katılıyorum. Ancak İİK 134/3 maddesinde yazılı nisbi harcın yukarıda açıklandığı üzere Harçlar Kanunu anlamında harç niteliğinde olmadığı, davanın ön şartı niteliğinde bulunduğu görüşünde olduğumdan çoğunluğun Harçlar Kanunun 30. maddesinin yollaması ile HMK 150. maddesi uygulanması gerekçesine katılamıyorum. 22.01.2025