"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 59. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının, kira alacağından kaynaklanan hapis hakkına dayalı olarak başlattığı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte, borçlu tarafından yapılan itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince borçlunun takipten sonra iflas etmesi nedeniyle kira sözleşmesinin sona erdiği, muaccel hale gelen alacağın alacaklı tarafından borçlunun iflas masasına kaydettirildiği, alacağın bir kısmının sıra cetveline yazıldığı ve takip konusu alacağın bu tutar içerisinde yer aldığı, alacağın reddedilen kısmının sıra cetveline itiraz davasına konu edilerek talep edilebileceği ve dar yetkili icra mahkemesinde itirazın kaldırılması isteminde bulunulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Hapis hakkı, kanundan ... bir tür rehin hakkıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 23/2. maddesine göre menkul rehni "... alacak vs. haklar üzerindeki rehinleri de" ifade eder. Taşınır rehni tabiri, teslime bağlı rehinleri, ticari işletme rehnini, hapis hakkını, alacak ve sair haklar üzerindeki rehinleri de kapsar. Bu nedenle alacaklı kendisine tanınan hakkı kullanarak taşınır rehninin paraya çevrilmesine ilişkin yolla İİK’nın 145. ve devamı maddeleri uyarınca takip yapabilir.
İİK’nın 270. maddesinde; “Kiralıyan evvelce yapılması lazımgelen icrai takibi yapmadan haiz olduğu hapis hakkının muvakkaten muhafazası için icra dairesinin yardımını isteyebilir. (B.K. 267, 269, 281).
Teahhurunda tehlike varsa zabıtanın yahut nahiye müdürünün de yardımı istenebilir.
İcra dairesi üzerlerinde hapis hakkı bulunan eşyanın bir defterini yapar ve rehinleri paraya çevirme yoliyle takip talebinde bulunması için kiralıyana on beş günü geçmemek üzere münasip bir mühlet verir.” hükmüne yer verilmiş olup alacaklı tarafından borçluya karşı, noter onaylı kira sözleşmelerinden kaynaklanan alacakların tahsili amacıyla, anılan maddeye dayalı olarak hapis uygulanan menkuller için taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği görülmüştür.
Aynı Kanun’un 193. maddesi hükmüne göre; "İflasın açılması, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur.
İflas kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer.
İflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı birinci fıkradaki takiplerden hiçbiri yapılamaz.
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplere iflastan sonra da takip alacaklıları tarafından iflas masasına karşı devam edilir ve satış bedeli 151. maddeye göre rehinli alacaklılara paylaştırılır. Artan kısım iflas masasına intikal eder. Şu kadar ki, takip alacaklısı, iflastan önce başlamış olduğu rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipten vazgeçerek, rehnin 185. maddeye göre satılmasını isteyebilir."
Yine aynı Kanun'un 185/1. maddesinde ise; "Üzerinde rehin bulunan mallar rehin sahibi alacaklının rüçhan hakkı mahfuz kalmak suretiyle masaya girer ve iflas idaresi tarafından en yakın ve münasip zamanda paraya çevrilip muhafaza ve satış masrafları çıkarıldıktan sonra rehinli alacaklıya hakkı verilir. Ancak, rehin sahibi alacaklı, istediği takdirde iflastan sonra da masaya karşı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir" düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, alacaklı tarafından borçluya karşı, 21.03.2018 tarihinde, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından icra müdürlüğüne sunulan 04.04.2018 tarihli dilekçe ile borca itirazda bulunulduğu, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.11.2018 tarihli ve 2018/583 E. - 2018/1067 K. sayılı kararı ile borçlunun iflasına karar verildiği görülmüş olup alacaklının, İİK’nın 193/son maddesi hükmü uyarınca tercih hakkını, borçlu aleyhinde başlattığı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takibe devam etme yönünde kullandığı anlaşılmıştır.
O halde, İlk Derece Mahkemesince, takibin türüne göre borçlunun iflasının takibi sona erdirmediği dikkate alınarak, itirazın kaldırılması koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ile Bölge Adliye Mahkemesince yasal dayanağı ve gerekçesi gösterilmeksizin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 59. Hukuk Dairesi’nin 23/09/2024 tarihli ve 2024/83 E. - 2024/63 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21/04/2022 tarihli ve 2018/1582 E. - 2022/408 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 20.02.2025 gününde oy birliğiyle karar verildi.