"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 615,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 17.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy Yazısı;
İhalenin feshini isteyebilecek olanlar, İİK’nın 134. maddesinin ikinci fıkrasında sayılmış olup bu kişilerden başkasının ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. İhalenin feshini isteyecek kişilerin Kanunda sınırlı olarak sayılmasının sebebi, ihalenin feshinin kötüniyetle talep edilmesini engellemektir.
İhalenin feshini isteyebilecek kişiler arasında pey sürmek sureti ile ihaleye iştirak edenlerde sayılmıştır. İİK’nın 24.11.2021 tarih 7343 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik İİK’nın 134. maddesinin 3. fıkrasına göre “satış isteyen alacaklı, borçlu, resmi sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerce yapılan ihalenin feshi talebinde, talepte bulunulurken ilgili kişilerin muhtemel zararlarını karşılık olmak üzere ihale bedelinin yüzde beşi oranında teminat gösterilmesi şarttır.”
İİK’nın 7343 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişik İİK’nın 134. maddesinin 3. fıkrasına göre pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin ve ihalenin feshini isteyecek kişiler arasında sayılmayan kişilerin ”…ihalenin feshi talebi, ihale bedeli üzerinden nispi harca tabiidir. Bu harcın yarısı talepte bulunulurken peşin olarak yatırılmak zorundadır. Talebin kabulü halinde bu harç başka bir kimseye yüklenmez ve itirazı halinde iade edilir. Talebin reddi halinde ise alınan bu harç iade edilmez ve harcın kalan kısmı ihalenin feshini isteyenden tahsil edilir…” İhalenin feshi aslında bir tür şikayet olmakla birlikte önemi nedeniyle ihalenin feshi sebeplerini ve prosedürü ayrıca düzenlenmiştir. İİK’nın 134. maddesi pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak eden kişileri ihalenin feshini isteyecek kişiler arasında saymakla birlikte bu kişiler ihalenin feshi isteminde bulunabilmesinin diğer ihalenin feshini isteyecek ilgililere göre daha ağır şartlara tabii tutmuş ihalenin feshi talebinin ihale bedeli üzerinde nispi harca tabi olduğunu ve ayrıca ihale bedeli üzerinden %5 oranında teminat göstermesinin şart olduğu hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemenin gerekçesi olarak uygulamada sırf ihale sürecini uzatmak ve haksız menfaat sağlamak amacı ile hukuki yararı bulunmayan kişilerce ihalenin feshi talep edilmesinin önüne geçilmesi ihale sürecinin hızlı bir şekilde tamamlanması gösterilmiştir.Getirilen bu düzenlemelerin hak arama özgürlüğüne uygun olup olmadığı ayrıca bir tartışma konusu olmakla birlikte özellikle İİK’nın 134/3. fıkrasında sayılanların dışında kalan kişilerin ihalenin feshi talebinin ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi olması hükmü lafzı itibariyle fıkrasının konuluş amacına hizmet etmeyen bir hükümdür. Şöyle ki bu maddede sayılanlar dışındaki kişilerin nispi harcı eksik yatırması halinde Dairemiz çoğunluk görüşüne göre Harçlar Kanunu 30. maddesi uyarınca işlem yapılması sonrasında, teminatı yatırtıp sonuca gidilmelidir. İcra mahkemesi nispi harcın yatırılması için süre vermesi verilen süre içinde harç tamamlanmaz ise mahkemece 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinin yollaması ile HMK’nın 150. maddesi uyarınca dava dosyasının işlemden kaldırılmasına ve süre içinde harcın ikmal edilerek yenileme talep edilmemesi halinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Oysa bu hükmün konuluş amacı kötüniyetle ihalenin kesinleştirilme sürecini uzatmaya ilişkin ihalenin feshi taleplerini önlemek olup İİK 134/3. fıkrasının bu şekilde anlaşılıp uygulanması ihalenin hukuki yararı olmaksızın geciktirilmesine yönelik feshi taleplerinin önünün açılmasına sebebiyet verecektir. HMK 150. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasının kesinleşmesine kadar ihalenin kesinleşmesi mümkün bulunmayacaktır.
Nispi karar ve ilam harcı konusu para veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hükmolunan değer üzerinden alınan bir harçtır. Harçlar Kanunun 32. maddesine göre yargı işlemlerinden alınacak harç ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Davanın reddine karar verilmesi durumunda ise nispi karar ve ilam harcına tabi bir dava olsa dahi sadece maktu harç ödenir. (1 sayılı Tarife, A.III,2.a.)
İhalenin feshi istemi bir dava değil şikayet olup, ihalenin feshi yargılamasında paraya çevirme işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığının denetimi yapılmaktadır. Harçlar Kanunu 1 sayılı tarifenin 2/a maddesine göre şikayette maktu harç alınır. Oysa nispi karar ve ilam harcının konusu parayla ölçülebilen davalar hakkında uygulama alanı bulmaktadır.
7343 sayılı Kanun öncesinde ihalenin feshi isteminde maktu harç geçerli idi. 7343 sayılı Kanunla ihalenin feshi isteyecek kişilerin kategorilerine göre maktu veya nispi harç yatırması gerektiği kabul edilmiştir. Öte yandan bu harcın yarısının peşin yatırılması gerektiği ihalenin feshi kararı verilmesi halinde başkasına yükletilmeksizin taleple birlikte iade edileceği, ancak ihalenin feshi talebinin reddedilmesi halinde talep ileri sürülürken yarısı yatırılan nispi harcın iade edilmeyeceği gibi kalan kısmında tahsil edileceği ifade edilmiştir. Bu hükümlerden İİK’nın 134/3 maddesinde yazılı nispi harcın Harçlar Kanunun anlamında yatırılan harç niteliğinde olmadığı, kötü niyetli ihalenin feshi taleplerinin önüne geçme amacı ile maddede yazılan kişilerin ihalenin feshi taleplerini zorlaştırmak için bir araç olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Zaten madde gerekçesinde de bu amaç açıkça belirtilmektedir. O halde İİK’nın 134/3 hükmünde yer alan ifadeden hareketle harcın yatırılması ön şart olarak değerlendirilmeli verilen süre içinde tamamlanmaması halinde talebin reddine karar verilmelidir. Ayrıca İİK 134/3. maddesinde “talepte bulunurken teminat gösterilmesi şarttır.” hükmü uyarınca teminat şikayetin ön şartıdır. Şikayette de kıyasen uygulanması gereken HMK m.114/1-ğ hükmüne göre teminat yargılama şartı olup, HMK'nın 115/2 hükmü uyarınca teminatın yatırılması için şikayetçiye süre verilmeli, süresinde yatırmaz ise ihalenin feshi şikayeti usulden reddedilmelidir(Aşık, İbrahim/Oruç Yakup/ Tok Ozan/Saçar, Ömer Faruk; İcra ve İflas Hukuku, Ankara 2023,s.314).
Bu nedenlerle Harçlar Kanunun hükümlerinin ihalenin feshi yargılaması bakımından aynen uygulaması gerektiği görüşüne katılamıyorum. Harçlar Kanunu 32. maddesinde yazılı hüküm ile 30. maddesi hükmünün ve dolayısı ile HMK 150 madde hükmünün ihalenin feshi şikayetinin niteliği gereği uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira İİK 134/5 fıkrası “ ihalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren 20 gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir “ hükmü düzenlemekte olup şikayeti düzenleyen İİK’nın 18/son fıkrasında da benzer ifadeler yer almaktadır. HMK 150 uygulaması şikayetin niteliği ile de bağdaşmamaktadır. Öte yandan İİK’nın 134/5 fıkrasının 1. bendinde “ ... satış isteyen alacaklı, borçlu mahcuzun resmi sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi nedeniyle ... talebine reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum eder.” hükmü düzenlenmiştir. Anılan hükümde yazılan kişilerce ihalenin feshi isteminde bulunulması halinde talebin reddine ve ayrıca ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum edilmesi gerektiği emredilmektedir. Söz konusu kişilerce açılan ihalenin feshi davasında İİK’nın 134/3. fıkrasında yazılı ihale bedeli üzerinden nispi harç yatırma zorunluluğundan yola çıkılarak genel hükümlere göre açılan davalarda uygulanması gereken Harçlar Kanununu 30.maddesi uyarıca harcın tamamlatılması aksi halde davanın açılmamış sayılmasına ve bu karar uyarınca şikayetçi üçüncü kişi aleyhine para cezası verilmemesi şeklindeki yorum İİK’nun 134 madde hükmünün hem sözüne hem de konuluş amacına aykırıdır. Bu yoruma göre harcı muhtıraya rağmen tamamlamayan şikayetçi aleyhinde para cezası verilemezken, harcını yatıran şikayetçi ihalenin feshini açacak ilgililerden olmadığı için şikayetin reddine karar verilmesi ile birlikte İİK 134/5 fıkra hükmüne göre aleyhine para cezası verilmesi de gerekecektir. Bu yorum tarzının kanun koyucunun İİK 134/3. maddesinin konulması amacına aykırı olacağı ve sırf ihalenin kesinleşmesini uzatma amacı ile kötüniyetle dava açılmasının önünü açacağı ve bu , kişilerin yaptırımsız kalacağı şüphesizdir.
Somut olayda ihalenin feshini isteyen kişinin 7347 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik İİK’nın 134/3. ve 4. fıkralarında sayılanların dışında kaldığından dolayı ilk derece mahkemesince verilen kesin süre içinde eksik nispi harcın ikmal edilmemesi nedeniyle HMK 150/1. maddesi uyarınca yenileninceye kadar davanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık süre içinde de harcın ikmal edilerek yenilemediği gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve bu karara karşı istinaf isteminin de esastan reddedildiği görülmektedir. Yukarıda belirtilen nedenlerle Bölge adliye mahkeme kararının kaldırılarak icra mahkeme kararının bozulması görüşünde olduğumdan kararın bu nedenlerle bozulması yerine onanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum.17.02.2025