"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı İlk Derece Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1.Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Taşınmazı ipotek yüküyle devralan taşınmaz malikinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, taşınmazı ipotekle yüklü olarak devralan şikayetçi taşınmaz malikinin icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayet nedenlerinin yanı sıra hesap kat ihtarnamesi tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığını ileri sürerek takibin ve icra emrinin iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, ipotekli taşınmaz maliki tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, hesap kat ihtarı tebliğ işleminin usulsüz olması halinde bu hususun öğrenilme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiği, hiç tebliğ edilmemiş ise süresiz olarak ileri sürülebileceği, ipotekli taşınmaz maliki tarafından ileri sürülen nedenlerin yerinde olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, ipotekli taşınmaz maliki tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairemizce, değişen içtihatlarımıza göre ipotek malikine usulüne uygun muacceliyet ihbarı gönderilip gönderilmediğine dair şikayetin süresiz olarak ileri sürülebilmesi karşısında şikayetin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesi ile mahkeme kararının bozulduğu, mahkemece, bozma ilamına uyularak şikayetin kabulü ile şikayetçi yönünden icra emrinin iptaline karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edildiği görülmüştür.
İİK'nın 149. maddesinde; "İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" düzenlemesi mevcut olup, madde içeriğinden, borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu husus, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulmalıdır.
İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan/devralan yeni malike icra emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK'nın 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir.
Somut olayda, alacaklı tarafından 24.02.2016 tarihli takip talebi ile asıl borçlu ve bir kısım ipotekli taşınmaz maliki hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, ancak İİK'nın 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan ve taşınmazı takip tarihinden önce, 17.09.2015 tarihinde, ipotek yüküyle devralan şikayetçiye takibin yöneltilmediği şikayetçi üçüncü kişiye 25.09.2019 tarihli muacceliyet ihtarı gönderilip 27.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği bu kişi hakkında ek takip talebi düzenlenmediği görülmektedir. Her ne kadar icra müdürlüğünce alacaklının 24.01.2020 tarihli ve “ ... Adana İli, Yüreğir İlçesi, ... (...) Köyü, 160 ada, 8 parsel sayılı taşınmazı devralan ... Beton A.Ş.'nin takibe işbu taşınmaz yönünden ipotek borçlusu sıfatıyla dahil edilmesi ve ticaret sicilde kayıtlı adresine icra emrinin tebliğe çıkarılması...” talepli dilekçesi üzerine şikayetçi hakkında 24.01.2020 tarihli icra emri düzenlenerek takip işlemlerine devam edilmiş ise de, anılan talebin ek takip talebi niteliğinde olmadığı ve şikayetçi hakkında usulüne uygun ek takip talebi sunulmadan icra emri düzenlenerek tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece, şikayetçi, usulünce takibe dahil edilmediği halde hakkında icra emri düzenlendiği gerekçesi ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile iptaline karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta icra emrinin iptaline karar verildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ :
Şikayetçi ipotekli taşınmaz malikinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 615,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.