Logo

12. Hukuk Dairesi2025/1672 E. 2025/3085 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz başvurularının miktar ve değer yönünden temyiz edilebilirlik sınırının altında kalıp kalmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz tarihindeki kesinlik sınırının altında olması ve katılma yoluyla yapılan temyiz başvurusunun da asıl temyiz talebine bağlı olması gözetilerek, hem davalı alacaklının hem de katılma yoluyla şikayetçi üçüncü kişinin temyiz taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı alacaklı ve katılma yolu ile şikayetçi üçüncü kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

1-Davalı/alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

2.3.2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanunun 25. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen ve miktar ve değeri Onbin Türk Lirası’nı geçen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Bu hükümde öngörülen kesinlik sınırı, 01.01.2023 tarihinden itibaren iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz Türk Lirası'na, 01.01.2024 tarihinden itibaren de üç yüz yetmiş sekiz bin iki yüz doksan Türk Lirası'na çıkarılmıştır.

Temyiz 6.800,00 TL vekalet ücretine ilişkindir.

Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur.

5311 sayılı Kanunla değişik İİK’nın 364/1-2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nın 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE),

2-Davacı/üçüncü kişinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Temyiz yoluna başvurma ve incelenmesi" başlıklı 364. maddesinin 2. fıkrasında, "Yukarıda belirtilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurma ve incelenmesi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır." hükmüne yer verilmiştir.

6100 sayılı HMK'nın 366/1. maddesinde; “Bu Kanunun istinaf yolu ile ilgili 343 ila 349 ve 352 nci maddeleri hükümleri, temyizde de kıyas yoluyla uygulanır." hükmü, yine aynı Kanun’un “Katılma yoluyla başvurma" başlığı altında düzenlenen 348/2. maddesinde; “istinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir" hükmü düzenlenmiştir.

Buna göre; katılma yolu ile temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlı olup ona tabidir. Bu nedenle asıl tarafın temyiz talebi esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile temyiz talebi de reddedilir.

Bu durumda alacaklının temyiz talebi esasa girilmeden reddedildiğinden, katılma yoluyla temyiz talebinde bulunan şikayetçi üçüncü kişinin temyiz talebinin de 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2 maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 366 ve 348/2. maddeleri uyarınca REDDİNE, 14.04.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.