Logo

12. Hukuk Dairesi2025/653 E. 2025/2950 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haczedilen taşınır mallar üzerinde davalı borçlu şirketin değil, 3. kişi şirketin zilyetliğinde olduğunun tespiti ve istihkak iddiasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Haciz sırasında taşınırların 3. kişi şirketin ticaret sicil adresinde bulunması ve davacı alacaklının, 3. kişi ile borçlu şirket arasında mal kaçırma amacıyla danışıklı hareket edildiğini ispatlayamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 97/son, aynı Kanunun 18/1. ve 366/1. maddesinin atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369/7. maddesi de gözetildiğinde icra mahkemesinde görülen işler ivedi işlerden sayıldığından temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talebinin oybirliği ile reddine karar verildikten sonra işin esası incelendi:

Dava, alacaklının İİK’nın 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu taşınır malların davalı borçlu şirket zilyetliğinde iken haczedildiği, 3. kişi şirketin 15 yıllık genel müdürü olan ...'nin, borçlu şirketin kurucusu ve sahibi olduğu, 3. kişi ve borçlu şirketlerin faaliyet adresleri ve faaliyet konularının aynı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı 3. kişi vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu haczin, 3. kişi şirketin ticaret sicil adresinde yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarına göre borçlu şirketin haciz adresinde faaliyette bulunmadığı, borçluya ödeme emrinin farklı bir adreste tebliğ edildiği, haciz mahallinde 3. kişi şirket çalışanın hazır bulunduğu, borçlu adına mahalde evrak bulunduğuna dair bir tespit yapılmadığı görülmüştür. Buna göre, Mahkemenin kabulünün aksine mahcuzların üçüncü kişinin elinde haczedildiğinin kabulü ile mülkiyet karinesi davalı 3. kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.

Davacı alacaklı, borçlu ile 3. kişi arasında organik bağ olduğunu, danışıklı işlemler yapıldığını iddia etmiş ise de, davalı 3. kişi şirket 1991 yılında kurulmuş olup ortakları... ve .... Borçlu şirket ise, 2014 yılında kurulmuş olup ortağı ..., yönetim kurulu üyesi ise ... olup davalı 3.kişi şirket ile borçlu şirket ortakları arasında bağ olmadığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte, 3. kişi şirket 2004 yılında Antalya da şube olarak faaliyet başlamış, borçlu şirket yönetim kurulu üyesi ... şube müdürü olarak görevlendirilmiş, 2013 yılında görev süresi 5 yıl daha uzatılmış ise de, anılan şube ile ilgili olarak borcun doğumundan önce 22.12.2016 yılında kapatma kararı alınmıştır. Ayrıca,

3. kişi

şirketin Antalya dışında İzmir merkez ve .... Şubelerinde ....’ye herhangi bir görev-yetki verilmemiştir. Öte yandan, davalı 3.kişi, borçlu ile arasında anlaşmazlık bulunduğuna dair güveni kötüye kullanma-özel belgede sahtecilik-nitelikli dolandırıcılık nedeniyle borçludan şikayetçi olduklarına dair soruşturma evrakları, yine alacaklarına ilişkin takip başlattığına dair icra dosyalarına dair bilgi ve belgeleri sunmuş olup Mahkemenin hükme esas aldığı Antalya Cumhuriyet Savcılığının soruşturma dosyasında tanık olarak dinlenen ...’in ...’un; " 2017 yılında Haldun bey ile ... ... Ltd. Şirketi yetkilileri arasında bir anlaşmazlık oldu ve .... beye şirketini fabrikadan çıkartması ve kendileri adına işlemler yapmaması talimatı verildi, biz çalışanlara da ... ... A.Ş. adına tahsil ettiğimiz paraları Ltd Şirketi adına vermemiz talimatı verildi. " şeklinde beyanı ile borçlu ile 3. kişi arasında 2017 yılı itibari ile anlaşmalık bulunduğunun doğrulandığı görülmüştür. O halde, mülkiyet karinesinin aksini ispatla yükümlü davacı alacaklı, karinenin aksini ve borçlu ile 3. kişi arasında mal kaçırmak amacıyla danışıklı işlemler yapıldığını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ :

Davalı 3. kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 09.04.2025 gününde oy birliğiyle karar verildi.