Logo

1. Ceza Dairesi2023/8742 E. 2024/3070 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Suça sürüklenen çocuğun, kasten öldürme suçuna iştirak derecesinin tespiti ve buna bağlı olarak uygulanacak cezanın belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Suça sürüklenen çocuğun fiil üzerinde ortak hakimiyeti bulunmadığı, eylemde kullanılan bıçağın diğer sanık tarafından kullanıldığı ve suça sürüklenen çocuğun eyleme katılımının suça yardım düzeyinde kaldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2023/277 E., 2023/401 K.

HÜKÜM : Direnme

TEMYİZ EDENLER : Katılanlar vekili, suça sürüklenen çocuk müdafii

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.06.2023 tarihli ve 2023/277 Esas, 2023/401 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 23.03.2023 tarihli ve 2022/7940 Esas, 2023/1253 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik 307/4. maddesi ile 6763 sayılı Kanun’un 38. maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10. maddesi uyarınca yapılan incelemede;

Suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemi yönünden; suça sürüklenen çocuk müdafii kanunî süresi içinde temyiz nedenlerini öne sürdükten sonra, 26.05.2023 tarihinde 18 yaşını doldurmuş olan suça sürüklenen çocuğun 02.11.2023 tarihli dilekçesi ve 06.11.2023 tarihli beyanı ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiği tespit edilmiştir.

Katılanlar vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen direnme kararının; 5271 sayılı Kanun’un 286/1. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260/1. maddesi gereği temyiz edenin direnme kararını temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291/1. maddesinin gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294/1. maddesi gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.01.2022 tarihli ve 2021/340 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuk hakkında kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 37/1, 81/1, 31/3, 62/1, 53/1 maddeleri uyarınca 10 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 22.04.2022 tarihli ve 2022/436 Esas, 2022/539 Karar sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuk hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılanlar vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280/1-(a) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 22.04.2022 tarihli ve 2022/436 Esas, 2022/539 Karar sayılı kararının katılanlar vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 23.03.2023 tarihli ve 2022/7940 Esas, 2023/1253 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuğun fiil üzerinde ortak hakimiyetinin bulunmadığı, eylemde kullanılan bıçağın sanık tarafından kullanıldığı anlaşılmış olup tüm aşamalarda sanığın yanında bulunarak ona cesaret veren ve suç işleme kararını kuvvetlendiren suça sürüklenen çocuğun kasten öldürme suçuna iştiraki suça yardım düzeyinde kaldığından 5237 sayılı Kanun'un 39/2-(a) maddesi kapsamında verilen cezadan indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.06.2023 tarihli, 2023/277 Esas, 2023/401 Karar sayılı kararı ile önceki hükümde direnilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Katılanlar vekilinin temyiz istemi özetle; suç vasfının tasarlayarak öldürme olduğuna, en üst hadden cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. GEREKÇE

Suça sürüklenen çocuk ve hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü kesinleşen sanığın, maktulün anneleri ile evlenmesini istemedikleri, bu nedenle maktule husumet besledikleri, olay günü temyiz dışı sanık ile suça sürüklenen çocuğun annelerini, maktulden ayrılması aksi halde maktulü öldürecekleri konusunda uyardıktan sonra suç işleme kararını birlikte aldıkları ve suçta kullandıkları bıçağı temin ettikleri, birlikte maktulün işyerine gittikleri ve maktule ait araçla annesinin bulunduğu dedesinin evine geçtikleri, araçtan indikten sonra maktul önde telefonla konuşarak yürüdüğü sırada, temyiz dışı sanığın maktulü sırtından

perikardı geçip kalbe girecek şekilde bıçakladığı, temyiz dışı sanık ile suça sürüklenen çocuğun koşarak olay yerinden uzaklaştıkları olayda, suça sürüklenen çocuğun suç işlenirken icrai bir hareketinin bulunmadığı ve fiil üzerinde temyiz dışı sanıkla ortak hakimiyet kurmadığı, eylemde kullanılan bıçağın temyiz dışı sanık tarafından kullanıldığı anlaşılmış olup tüm aşamalarda temyiz dışı sanığın yanında bulunarak ona cesaret veren ve suç işleme kararını kuvvetlendiren suça sürüklenen çocuğun kasten öldürme suçuna iştiraki suça yardım düzeyinde kaldığından cezasında 5237 sayılı Kanun'un 39/2-(a) maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinden Mahkemenin direnme kararı yerinde görülmemiştir.

IV. KARAR

A. Suça Sürüklenen Çocuk Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden

Suça sürüklenen çocuk müdafiinin kanunî süresi içinde temyiz nedenlerini öne sürdükten sonra, 26.05.2023 tarihinde 18 yaşını dolduran suça sürüklenen çocuğun 02.11.2023 tarihli dilekçesi ve 06.11.2023 tarihli beyanı ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiği ve temyiz davasının istek şartına bağlı olduğu anlaşılmakla, temyizden vazgeçme nedeniyle 5271 sayılı Kanun'un 266 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin REDDİNE,

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararına Yönelik Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.06.2023 tarihli, 2023/277 Esas, 2023/401 Karar sayılı direnme kararı yerinde görülmediğinden, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 23.03.2023 tarihli ve 2022/7940 Esas, 2023/1253 Karar sayılı bozma kararının, oy çokluğuyla DÜZELTİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun'un 307/4. maddesi gereğince direnme kararını incelemek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,

02.05.2024 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Suriye vatandaşı ve kardeş olan suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ...'in maktul ...'ı kasten öldürdükleri sabit olup dosya kapsamına göre her iki sanığın eyleminin Türk Ceza Kanun'un 37 nci maddesi gereği faillik olarak kabul eden yerel mahkeme ve BAM ceza dairesince hem sanık hem de suça sürüklenen çocuğun Türk Ceza Kanun'un 37, 81 inci maddelerinden ayrı ayrı cezalandırılmasının

doğru olduğunu düşündüğümüzden suça sürüklenen çocuğun Türk Ceza Kanun'un 39 uncu maddesi gereği kasten adam öldürme suçuna yardım eden olarak sorumlu tutulması gerektiği kanaati ile BAM ceza dairesinin kararını bozan Dairemiz çoğunluğunun bozma kararına muhalifiz.

Şöyle ki; Suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ...'in anneleri olan ... olay tarihinden önce kendisinin eşi ve sanıkların babası olan ...'den boşanarak maktul ... ile evlenmiştir. ...'nın eski eşi ... ve diğer aile fertleri bu evliliğe itiraz etmeseler de suça sürüklenen çocuk ve sanığın bu evliliği istemedikleri, anneleri ...'ya bunu söyledikleri, maktul ile anlaşamadıkları sabit olup olay günü her iki sanığın birlikte tanık ...'ın dükkanından ekmek bıçağı satın aldıkları, suça sürüklenen ...'nin bu bıçağı ...'ı öldürmek için birlikte aldıklarını kendi ifadesinde söylediği, bıçağı alıp önce suça sürüklenen çocuk ...'nin montunun iç cebine koyduğu ve ...'ın oraya geleceğini düşündükleri annelerinin kaldığı eve doğru gittikleri, suça sürüklenen çocuğu montunun cebinde ekmek bıçağı olduğu için kendi montunu abisi olan diğer sanık ...'in montu ile değiştirdikleri, böylece bıçağın sanık ...'e geçtiği birlikte maktulün geleceği istikamet civarında bekledikleri, dosyada bulunan kamera kayıtları incelendiğinde maktul kendi aracından inerek imam nikahlı eşi ...'nın yaşadığı eve girmek için yürümeye başladığı sırada suça sürüklenen çocuğun ve sanığın yan yana koşarak arkadan maktule yetiştikleri ve maktulün haberi olmaksızın yürüdüğü esnada sanık İbrahim'in montunun cebindeki ekmek bıçağını çıkararak maktulün sırtına bir defa vurduğu, suça sürüklenen çocuğun da o sırada abisi olan sanık ile yan yana olduğu ve bıçaklamadan sonra ikisinin de koşarak ayrı istikamete doğru kaçtıkları görülmüştür.

Suça sürüklenen çocuk kolluk aşamasında tercüman ve müdafili olarak verdiği ilk ifadesinde olay günü maktulü vurmak için abisi ile beraber bıçak aldıklarını, bıçağı kendi montunun iç cebine koyduğunu sonra da montlarını abisiyle değiştirdiklerini, annesinin küçük çocuklarını bırakarak maktul ile evlenmesini kabul edemedikleri için bu olayı gerçekleştirdiklerini söylediği dikkate alındığında hem suça sürüklenen çocuk hem de abisi olan sanığın fiil öncesi, fiil esnası ve sonrasında beraber hareket edip maktulü bıçakla öldürdükleri, suça sürüklenen çocuğun da abisi ile bu suçu işlemesinin her aşamasında birlikte hareket ettiği dosyada ki kamera görüntülerinin de bu beyanları ve kabulü desteklediği dikkate alınmakla sanık ve suça sürüklenen çocuğun asli fail olarak bu suçun işlenmesinden sorumlu tutulması gerektiği kanaati ile Dairemizin çoğunluk görüşüne muhalifiz.